Alman otomotiv parça üreticisi Mahle, IAA Mobility Münih 2025 fuarında, elektrikli araçlar için devrim niteliğinde bir teknoloji tanıttı. Şirket, geliştirdiği yeni menzil uzatıcı motor-jeneratör sistemiyle, hibrit araçlarda 1.350 kilometreye kadar menzil sunabildiğini açıkladı. Bu, günümüzde piyasada olan en uzun menzilli elektrikli araçların menzilini bile ikiye katlıyor.
Bu elektrikli araç motoru 1.350 km sunuyor
Mahle CEO’su Arnd Franz, bu sistemi sadece ek bir donanım olarak görmediklerini, daha küçük bataryaların büyük bataryaların yerini almasına olanak tanıyan bütünsel bir mimari olarak tasarladıklarını belirtti. Bu yaklaşım, araçların maliyetini, ağırlığını ve malzeme kullanımını azaltırken, daha uygun fiyatlı, verimli ve sıfır emisyonlu yeni nesil araçların üretilmesini sağlıyor.

Sistemin temelinde, nadir toprak mıknatısları kullanmadan çalışan 800 voltluk bir jeneratör yer alıyor. Bu jeneratör, yüzde 97’nin üzerinde verimlilikle sürekli olarak 85 kW güç üreterek bataryayı şarj ediyor.
Motor tarafında ise küçük, turboşarjlı bir motor, Mahle’nin özel Jet Ignition teknolojisiyle dikkat çekiyor. Klasik bujiler yerine küçük bir ön odacık kullanan bu teknoloji, yakıtın daha istikrarlı bir şekilde yanmasını sağlıyor. Bu sayede motor, yüzde 42 gibi oldukça yüksek bir termal verimlilik sunuyor.
Bu oran, standart içten yanmalı motorların ortalama yüzde 30’luk verimliliğinin çok üzerinde. Bu teknoloji, hem yakıt tüketimini azaltıyor hem de sıkıştırma oranının artırılmasına imkân veriyor.
Mahle’nin hesaplamalarına göre, bu hibrit sistemle tek bir şarj veya yakıt dolumuyla 1.350 kilometreye kadar WLTP menzili elde edilebilir. Bu, uzun yolculuklarda elektrikli araç kullanıcılarının menzil endişesini ortadan kaldırıyor. Ayrıca, sistemin yenilenebilir biyoyakıtlarla çalışacak şekilde tasarlanması, otomobil üreticilerine emisyon azaltma stratejilerinde esneklik sağlıyor.
Şirket, bu sistemin seri üretime hazır olduğunu açıkladı. Avrupa’da 2035’te uygulanması planlanan motorlu araç yasağının gözden geçirilme süreciyle de paralellik gösteren bu teknoloji, yasağın potansiyel etkilerini hafifletebilecek uygulanabilir bir çözüm olarak öne çıkıyor. Mahle, bu pazarın 2030’a kadar her yıl yüzde 15 büyüyeceğini tahmin ediyor ve bu alanda hazır bir çözüm sunmayı hedefliyor.