Connect with us

Gündem

Eden Kendine Eder; Aldatan Kendini Aldatır

Halil KILIÇ
DİB Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

«مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّا»

“Bizi aldatan bizden değildir.”  (Müslim, İman, 164 [101].)

Hz. Muhammed (s.a.s.), Allah’ın elçisi olmasının yanı sıra İslam devletinin de başkanıydı. Bu yönüyle bazen ashabına nasihatler eder, bazen uyarılarda bulunur, bazen de onları denetlerdi. Bir gün Medine pazarında dolaşırken bir tahıl satıcısının yanına geldi. Elini tahıl yığınının içine daldırınca parmakları ıslandı. “Bu ıslaklık da nedir?” diye sorunca satıcı “Yağmur yağmıştı (o yüzden ıslandı) ey Allah’ın Resulü.” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Öyleyse insanların görmeleri için ıslak olan kısmı üste koyman gerekmez miydi? Aldatan benden değildir!” (Müslim, İman, 164 [102].)

Aldatmak; bir şeyi olduğundan farklı göstermek, mahiyeti veya niteliği hakkında eksik ya da yanlış bilgi vermek, yanıltmak, kandırmak, ihanet etmek, sadakatsiz davranmak, hile yapmak, tuzak kurmak gibi anlamlara gelmektedir. Aldatmak bu açıdan; doğru sözlülük, vefa, sadakat gibi olumlu hasletlerin zıddı olup Müslüman bireylerde bulunmaması gereken bir özelliktir. 

Ayet ve hadislerde aldatmak, şeytani bir vasıf ve münafıkların karakteristik özelliği olarak aktarılmaktadır. Örneğin bir ayette şeytanın sürekli aldatan (aldatma ustası) olduğu ve inananları Allah ile aldatacağı hususu vurgulanmış (Fatır, 35/5.); Peygamberimiz (s.a.s.) de münafığın tipolojisini çizerken “aldatma” özelliğini merkeze koymuş ve şöyle buyurmuştur: “Münafığın alameti üçtür; konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman yerine getirmez ve ona güvenildiği zaman hıyanet eder.” (Buhari, İman, 24.) Yine Kur’an’da münafıkların, inanmadıkları hâlde “inandık” diyerek müminleri (Bakara, 2/14.), Hz. Peygamber’in peygamberliğine inanmadıkları hâlde “Şahitlik ederiz ki sen gerçekten Allah’ın elçisisin.” diyerek Hz. Peygamber’i (Münafikun, 63/1.), hatta Allah’ı (!) aldatmaya çalıştıkları (Nisa, 4/142.) bildirilmiştir. 

Aldatmak, münafıkların en temel özelliği olduğu gibi ölçüde ve tartıda aldatmalarıyla meşhur olan Medyen halkının da helak sebeplerinden birisidir. Ayrıca Kur’an’daki bir surenin “aldatıcılar” (Mutaffifin) diye isimlendirilmesi, söz konusu davranış hususunda Müslümanların ne kadar hassas olmaları gerektiğine işaret etmektedir.

İster inanç, ister söz, isterse davranış biçimi olsun aldatmanın her türlüsü (savaşta düşmanı yanıltmak gibi birkaç istisna dışında) dinen yasaklanmıştır. Aldatmanın her çeşidi günah olmakla birlikte Allah ile ya da dinî değerlerle insanları aldatmak, maddi ve manevi açıdan istismar etmek, aldatmanın en kötüsü ve en şeytani olanıdır. Zira maddi/dünyevi konulardaki aldatmanın zararı sadece dünya ile sınırlı kalabilirken dinî değerlerle aldatmak, aldatanların ve aldananların hem dünyevi hem de uhrevi hüsranlarına sebebiyet verebilir. Nitekim bu şekilde aldatan ve aldananların, dinin asılları olarak nitelenen pek çok hususta değişiklik yapmaktan çekinmedikleri bilinen bir husustur. Ayrıca bu kimselerin, vatanına ve milletine rahatlıkla ihanet edebildikleri, gözlerini kırpmadan dindaşlarını ve soydaşlarını namluların hedefi hâline getirebildikleri 15 Temmuz hain darbe girişiminde acı bir şekilde tecrübe edilmiştir. Bu meşum darbe teşebbüsünde bulunanlar, aldatmayı bir inanç unsuru hâline getirerek kendilerini ve gerçek amaçlarını gizlemişler (takiyye); amaçlarına ulaşabilmek için imanla asla bağdaşmayacak yalan dolan, hile, komplo, tecessüs, tehdit, şantaj, hırsızlık (soru çalma) gibi pek çok gayrimeşru yönteme müracaat etmeyi mübah sayabilmişlerdir. Böylece hem aldanarak hem de aldatarak Peygamberimizin “Bizden/benden değildir.” nitelemesini hak etmişlerdir.

Hangi alanda olursa olsun her türlü aldatma; yasaktır, günahtır ve kul hakkı ihlalidir. Satacağı arabanın kilometresini düşürmek, ayıp ve kusurlarını gizlemek, pazarda/markette tezgâhın önüne sebze ve meyvelerin iyilerini dizip kötü ve çürüklerini alta saklamak, kalitesiz bir malı yalan söyleyerek kaliteli gibi sunmak, kendini işten çıkarılmış gibi göstererek işsizlik maaşı almak, yakınından kalan maaşı almak için göstermelik boşanmak, daha az vergi ödemek için düşük gelir beyan etmek veya sattığı malın gerçek satış bedelini gizlemek, hasta olmadığı hâlde işe/göreve gitmemek için rapor almak; kısaca gerek söz, gerek eylem, gerekse belgeyle her türlü aldatıcı ve yanıltıcı faaliyette bulunmak “Bizi aldatan bizden değildir.” hadisinin tehdidine muhatap olmaya neden olabilecek davranışlardandır.

Aile birliğini bozup toplumu ifsat etmeye sebebiyet verdiği için en çirkin davranışlardan biri de eşlerin birbirini aldatmaları ve sadakat duygusuna zarar verecek davranışlar sergilemeleridir. “Zinaya yaklaşmayın.” (İsra, 17/32.) ilahi fermanının ihlal edilmesinin bir neticesi olan aldatmak; nikâh anında verilen “sapasağlam söz”ün (Nisa, 4/21.) çiğnenmesine ve huzur bulmak için kurulan yuvanın (Rum, 30/21.) dağılmasına sebep olan bir davranıştır. Bu açıdan bakıldığında eşini aldatan bir Müslümanın, Hz. Peygamber’in “bizden değildir” uyarısına müstahak olacağı rahatlıkla söylenebilir.

Hadiste zikri geçen “bizden değildir” ifadesinin izah edilmesi de önem arz etmektedir. Bu ifade, kişinin dinden çıktığı veya Müslüman olmadığı şeklinde anlaşılmamalıdır. Özellikle de bu hadisi eksik anlamaktan dolayı birilerini tekfir etmek gibi bir yanlışa kesinlikle düşülmemelidir. Bu ifadeden maksat şudur; kelime-i şehadeti söyleyerek Müslüman olan bir kimse, İslam sözleşmesinin altına imza atmış ve dinin emir, yasak ve tavsiyelerine riayet edeceğini peşinen kabul etmiş olmaktadır. Bu kabule rağmen İslam sözleşmesindeki kurallara aykırı davranan kişi, olması gerektiği gibi bir Müslüman olmamış; kâmil bir iman ve ahlaka ulaşamamıştır. Özellikle, “güvenilir olmak ve güven vermek” bir Müslümanın en temel vasfı olduğu hâlde bu hasleti yerle bir eden birtakım davranışlar sergilemek, İslam binasını kendi eliyle tahrip etmek olacaktır. Dolayısıyla kendisini Müslüman olarak tanımlayan bir kimsenin, aldatıcı ve(ya) yanıltıcı her türlü faaliyetten uzak durması, iman ve ahlakının kemâle ulaşması noktasında son derece önemlidir.

Hadisten öğrendiklerimiz

1. Müslüman özü sözü ve içi dışı bir olandır; yalan, hile, aldatma gibi her türlü mezmûm davranıştan uzak durur.

2. İman, güvendir; mümin, güven verendir. Aldatan bir kimse iman kalesini tahrip etmiş; kendi elleriyle surlarda gedik açmıştır. Böylece Hz. Peygamber’in (s.a.s.) “benden değildir” tehdidine maruz kalmıştır.

3. “Benden değildir” ifadesi ile kişinin iman dairesi dışına çıktığı değil; kamil imandan ve güzel ahlaktan yoksun olduğu anlaşılmalıdır.

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ferhat Ayhan; Ticarette En Doğru Yatırım, İtibardır

Babası Ali Ayhan’ın kurduğu temeller üzerine, kardeşleriyle birlikte şirketin başında duran Ferhat Ayhan; Ayhanlar Global’i güven, temsil ve ilkelerle büyütüyor.

Aileden Gelen Değerlerle Büyüyen Bir Başarı: Ferhat Ayhan ve Ayhanlar Global

İstanbul merkezli Ayhanlar Global, mutfak gereçleri ve züccaciye sektöründe Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ürün ulaştıran, güvenin yanı sıra stratejik fiyat politikaları ve güçlü tedarik sistemiyle dikkat çeken bir toptan satış firması. Şirketin CEO’su Ferhat Ayhan, “Ticarette sadece doğru olmak yetmez, aynı zamanda dengeli olmak gerekir” diyerek, aileden gelen değerlerle şekillenen bu yapının arkasındaki vizyonu anlatıyor.

Ticaretin dili her dönemde değişir; yöntemler evrilir, araçlar dönüşür. Ancak bazı değerler vardır ki zamana karşı eskimez. Ayhanlar Global, işte bu değerler üzerine kurulu bir yapının adıdır.

İstanbul İstoç’ta faaliyet gösteren firma, mutfak gereçleri, züccaciye ürünleri ve plastik ev gereçleri başta olmak üzere geniş bir ürün yelpazesini hem yurt içi hem yurt dışı müşterileriyle buluşturmaktadır. Türkiye’nin tüm bölgelerine toptan ürün ulaştıran şirket, aynı zamanda Orta Doğu, Avrupa ve Afrika pazarlarında da aktif bir tedarikçi olarak yer almaktadır.

Fakat bu hikâyede yalnızca ticaret değil, bir aile geleneği, bir vizyon ve bir duruş var.

“Babamızın Kurduğu Değeri, Kardeşler Olarak Geleceğe Taşıyoruz”

Ayhanlar Global’in temelini atan isim, bugün şirketin CEO’su olan Ferhat Ayhan’ın babası Ali Ayhan. Şirketin şu anki yönetimi, Ferhat Ayhan ve kardeşlerinin omuzlarında yükseliyor.

“Babamız ticareti sadece alım-satım değil, bir ahlak meselesi olarak gördü. Biz de onun açtığı yolda yürürken aynı değerlere sadık kalmaya çalışıyoruz. Kurumsallıkla aile sıcaklığını harmanlayan bir yapıyız.”

Ferhat Ayhan, ticaret anlayışlarının temelinde aileden gelen sözlü mirasın önemli bir etkisi olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:

“Dedemden ve babamdan öğrendiğim bir şey var: Ticarette dürüstlük, senetten kıymetlidir. İşin büyüklüğü, vicdanın küçülmesine sebep olmamalı. O yüzden her ticari kararda aynaya bakabileceğimiz bir duruş sergilemeye gayret ediyoruz.”

Sadece Güven Değil, Stratejik Ticaret ve Fiyat Dengelemesi

Ayhanlar Global, iş dünyasında sadece güvenle değil; aynı zamanda akılcı fiyat politikaları, sektörel ihtiyaçlara uygun ürün yönetimi ve doğru arz-talep dengesiyle de öne çıkıyor.

“Bir ürünü doğru fiyata alıp, doğru noktaya ulaştırmak; hem üreticinin hem tüketicinin hakkını korumak demektir. Biz bu noktada adaletli ve sürdürülebilir bir çizgi izlemeye çalışıyoruz.”

Ferhat Ayhan’a göre ticaret, yalnızca kar etmek değil, tüm tarafların kazandığı bir denge ortamı kurmaktır. Bu yüzden şirket, sadece ürün satmıyor; pazar analizi, tedarik planlaması ve marka temsili gibi konularda da çözüm ortağı rolü üstleniyor.

Türkiye Ekonomisine Güç Veren Bir Tedarik Modeli

Ayhanlar Global, Türkiye’nin üretim gücünü iç ve dış pazarlara taşıyarak ekonomiye somut katkılar sağlayan bir yapı olarak faaliyet göstermektedir. Firma aynı zamanda yurt dışından ithal ettiği kaliteli ürünleri de iç pazara sunarak çift yönlü bir tedarik kanalı oluşturmuştur.

“Biz lojistik firması değiliz; biz bir tedarikçiyiz. Ancak tedarik demek sadece ürün taşımak değil, ürünün arkasındaki emeği, hayali ve değeri doğru temsil etmektir.”

Bu bakış açısı sayesinde firma, hem küçük ve orta ölçekli üreticilere alan açmakta, hem de uluslararası alıcıların güvenini kazanmaktadır.

Ferhat Ayhan’ın Ticaret Felsefesi: “İlk Kazancınız Duruşunuz Olsun”

Ferhat Ayhan, yıllardır sürdürdüğü iş hayatında kazancı yalnızca maddi değerle ölçmeyen bir anlayışa sahip. Onun için en değerli yatırım, itibar ve sağlam karakter:

“Bir işe başlarken hep şunu sorarız: ‘Bu işin sonunda vicdanımız rahat olacak mı?’ Cevap hayırsa, ne kadar kârlı olursa olsun o iş bize uygun değildir. Çünkü bir gün her şey biter, ama iyi bir isim baki kalır.”

Aynı zamanda gençlerle sık sık bir araya gelen Ferhat Ayhan, iş hayatına atılacaklara önemli tavsiyelerde bulunuyor:

“Sabırlı olun. Sabırla kazanılan hiçbir şey kolay kaybedilmez. Bugün sizi anlatan şey, kaç iş yaptığınız değil; nasıl biri olarak anıldığınızdır.”
“Unutmayın, hızlı büyüyen ağaç rüzgârda çabuk devrilir. O yüzden kökünüz derin olsun; ticaretteki başarınız da kalıcı olsun.”

Ailede Başlayan, Topluma Açılan Bir Yolculuk

Ayhanlar Global’in bugünkü başarısının ardında yalnızca ticari hamleler değil; aile içi uyum, kardeş dayanışması ve birbirini tamamlayan güçlü roller yatıyor. Ferhat Ayhan, bu birlikteliğin sadece geçmişe saygı değil, aynı zamanda geleceğe karşı bir sorumluluk olduğunu ifade ediyor:

“Aynı sofrada büyüyen kardeşler olarak bugün aynı vizyonda yürümek bizim için hem bir nasip, hem bir görev. Bizden sonra da bu yapının değerleriyle devam etmesini istiyoruz.”

Sonuç: Sessiz, Dürüst ve Sürdürülebilir Bir Başarı Öyküsü

Ayhanlar Global, bugün Türkiye’nin dört bir yanına ürün ulaştıran, yurt dışı pazarlarda aktif rol alan, yerli üreticileri temsil eden, ithalatla iç pazara katkı sunan, aile değerleriyle kurumsallığı birleştiren güçlü bir tedarik zinciri olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Ferhat Ayhan ve kardeşleri için bu yapı sadece bir ticari organizasyon değil; geçmişten geleceğe uzanan bir emanet, ahlaki ilkelerle büyüyen bir miras, yeni nesillere güvenli bir örnek.

“Kazandıklarımızdan çok, nasıl kazandığımız bizim için önemli. Çünkü ticaret biter, raflar boşalır, hesaplar sıfırlanır… Ama iyi bir isim, bir ömür kalır.”

— Ferhat Ayhan

Continue Reading

Gündem

Davut Türkoğlu: Hizmet Sektöründe Yapay Zekayı Pulkon ile Entegre Ediyoruz

Pulkon, sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Güvenlik, istihdam ve entegre tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği hizmetlerle, iş dünyasına modern ve akıllı çözümler sunuyor.

Başarısının temelinde, 10 yılı aşkın sektörel deneyime sahip uzman ekibi ve ileri teknoloji odaklı vizyonu bulunan Pulkon, en güncel trendleri takip ederek fark yaratıyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarındaki akıllı çözümleri sayesinde, hem yerel hem de uluslararası müşterilerinin güvenini kazanmayı başarıyor.

Şirketin başarısının arkasındaki isim Davut Türkoğlu, “Yapay zekâ sadece teknolojik bir gelişim değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren bir güç. Pulkon olarak, bu dönüşümün iş dünyasında yarattığı değişimi en iyi şekilde değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Pulkon, yalnızca yerel pazarda değil, küresel arenada da varlık göstermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin vizyonu, yenilikçi hizmetlerini dünya çapında sunarak sektörde öncü bir konum elde etmek.

Teknolojik çözümlerle desteklenen hizmetleriyle öne çıkan Pulkon, yapay zeka tabanlı sistemler ve entegre hizmet anlayışıyla müşterilerine maksimum verimlilik sağlamayı hedefliyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği çözümler, işletmelere değer katıyor.

Davut Türkoğlu, Pulkon’un sunduğu hizmetlerin önemine vurgu yaparak, “Pulkon Güvenlik Hizmetleri, deneyimli kadrosu ve yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehditleri önceden tespit ederek riskleri minimize ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl bir işletmede şüpheli aktiviteleri belirleyen sistemimiz, büyük bir maddi kaybın önüne geçti. Pulkon İnsan Kaynakları, iş ve işçi eşleştirme sürecinde yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak doğru yetenekleri en uygun pozisyonlarla buluşturuyor. Bu sayede bir teknoloji firması, sadece iki hafta içinde ihtiyacına uygun yazılımcı ekibini oluşturdu” dedi.

Ayrıca Pulkon Entegre Tesis Yönetimi Hizmetleri, enerji tasarrufu ve operasyonel verimlilik konularında çağdaş çözümler sunuyor. Türkoğlu, “Bir otel grubu için sunduğumuz tesis yönetimi hizmetleri, operasyonel süreçlerde mükemmeliyet sağlarken misafir memnuniyetinde %25’lik bir artış kaydedilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.

Yolculuğuna yerel bir firma olarak başlayan Pulkon, küresel bir marka olma hedefiyle ilerlemeye devam ediyor. Müşteri güvenliği, operasyonel verimlilik ve memnuniyet odaklı yaklaşımıyla modern iş dünyasına değer katan Pulkon, 2026 yılının ilk çeyreğinde uluslararası pazarda genişlemeyi planlıyor.

Continue Reading

Gündem

Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu Kuruldu!

Ankara’da bir araya gelen 11 sendika, kamu çalışanlarının hak kayıplarına karşı ortak mücadele etmek amacıyla Bağımsız Kamu Emekçileri Platformu’nu kurduklarını duyurdu.

Kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlayan BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN, TÖBSEN ve TÖS sendikaları, yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm üretmek ve gerçek sendikacılık anlayışını güçlendirmek için güçlerini birleştirdi.

Platform adına yapılan açıklama şöyle; 

Basına ve Kamuoyuna,

Yaşadığımız süreçte, memurların başta ekonomik kayıplar olmak üzere ciddi hak kayıpları yaşadığı ortadadır. En son yapılan maaş zammında da görüldüğü üzere, memurlar yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanmaktadır. Daha da vahim olan ise, iktidarın bu durumu sözde sendikalar üzerinden, özünde ise iktidarın arka bahçesine dönüşmüş yapılardan faydalanarak gerçekleştirmesidir.

Bizler, bu ülkenin üreten, halkını ve vatanını seven, Cumhuriyet değerlerini sahiplenen ve halkın refah içinde yaşamasını isteyen sendikalarız. Sendikaların görevi, üyelerinin mesleki, sosyal, özlük ve ekonomik haklarını savunmaktır. Ancak gelinen noktada, özellikle siyasi aidiyetler üzerinden sendikacılık yapanlar, halkın üreten gücünü sefalet yaşamına mahkûm etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca, tüm iş kollarında memurların yıllardır kemikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar yaşadığı açıktır. Bizler, aşağıda isimleri yer alan sendikalar olarak, kamu emekçilerinin kalıcı hale gelmiş sorunlarının çözümü ve bundan sonra yaşanabilecek sorunlara karşı ortak bir irade oluşturmak, gerçek sendikal mücadeleyi büyütmek amacıyla bir araya geldik. Ankara’da yaptığımız toplantı sonucunda, İlkeli Birliktelik ışığında Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu adıyla bir platform kurduğumuzu ilan ediyoruz.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu ülkede işçiler, emekliler, memurlar ve hatta işsizler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dolayısıyla platformumuz, tüm emek kesiminin sesi olacaktır.

Saygılarımızla,

BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN,TÖBSEN, TÖS

BAĞIMSIZ KAMU EMEKÇİLERİ PLATFORMU YÜRÜTME KURULU

Continue Reading

Çok Okunanlar