Connect with us

Gündem

Ameller niyetlere göredir

Dr. Lamia LEVENT ABUL
DİB Diyanet İşleri Uzmanı

Amellerin ruhu ihlas ve samimiyette gizlidir. Niyet ise kulun hangi kasıt ve iradeyle o ameli işlediğini ifade eder. Allah, ameline niyetindeki ihlasa ve samimiyete göre değer verir. Ameliyle Rabbine kulluğa niyet ettiyse amelin azlığına ve çokluğuna bakmaz Yüce Yaradan. Çünkü Rabbimiz dini sadece O’na has kılarak kulluk etmemizi emrediyor. (Beyyine, 98/5.) Hz. Peygamberin haber verdiği aşağıdaki kıssa halis niyetin amelin özü ve ruhu olduğunun remzi değil de nedir!

Doksan dokuz kişiyi öldüren bir adam yaptıklarına pişman oldu ve kendisi için tövbe imkânı olup olmadığını sormak üzere bir rahibin yanına gitti. Rahipten aldığı olumsuz cevap üzerine onu da öldürdü. Böylece yüz kişiyi öldürmenin derin pişmanlığı ile tövbe için yol aramaya devam etti. Âlim bir zatı tavsiye ettiler.  Arayıp onu buldu ve durumunu danıştı. Bu âlim kişi tövbe kapısının açık olduğunu ve Allah ile arasına kimsenin giremeyeceğini söyledi. Ancak onun tövbesi üzerinde durması ve bir daha kötülüklere dönmemesi için iyi insanların olduğu bir yere gitmesini tavsiye etti: “Orada Allah’a ibadet eden insanlar var. Sen de onlarla birlikte Allah’a ibadet et. Kendi topraklarına da dönme. Çünkü orası (seni suça sevk eden) kötü bir yerdir.” Adam âlimin tavsiye ettiği köye doğru yola çıktı. Ancak daha köye varamadan yolda öldü. Rahmet ve azap melekleri adamın durumu hakkında tartıştılar. Rahmet melekleri adamın tövbe ederek kalbiyle Allah’a yöneldiğini ve yola çıktığını söylediler. Azap melekleri, adamın iyi bir amelinin olmadığını söylediler. Bu konuda anlaşmaya varamadılar. Nihayetinde Allah’ın emriyle adamın geldiği yere mi yoksa varmak istediği köye mi daha yakın olduğunu ölçtüler. Adam iyi kimselerin olduğu köye daha yakın çıkınca Allah onu afetti ve onu rahmet melekleri götürdüler. (Müslim, İmare, 155; Buhari, Bed’ül-vahy, 1.) Adam samimiyetle tövbe etmiş ve iyi bir kimse olma niyetiyle yola çıkmıştı. Bu yolda azim ve gayret göstermesi Rabbi katında kabul görmüş ve affına vesile olmuştu. 

Kulun kalbindeki niyetin saflığını ve samimiyetini ancak Rabbimiz bilir. Halis bir niyetle bir amel yapmaya niyet eden kişi o ameli yapmaya imkân bulamazsa bile niyetinden ötürü Allah’ın hoşnutluğunu kazanır ve yapmış gibi sevap kazanır. Diğer taraftan ibadet eden ancak niyetini halis tutmayan, Allah’ın rızası, hoşnutluğu yanında kulların da övgüsünü kazanmak niyetini taşıyorsa ibadeti makbul olmaz. Tüm ameller niyete göre ya değer kazanır ya da heder olur gider. Bu sebeple Resulüllah (s.a.s.) müminin niyetinin amelinden hayırlı olduğunu haber vermiştir. (Beyhaki, Şuabu’l İman, IX, 176.) Niyetsiz yapılan amel ibadet sayılmaz ancak amelsiz de olsa kulun niyet etmesinin Rabbi katında değeri vardır. Bütün amellerde ve ibadetlerde aslolan niyettir. Yüce Allah’a namazımız, kurbanımız, haccımız ve sadakamız değil ancak niyetimizdir ulaşacak olan. (Hac, 22/37.) Hangi niyetle o amelleri yaptıysak Cenab-ı Hak o niyetimiz ölçüsünde değer verir ibadetimize. Sevgili Peygamberimiz: “Ameller niyete göredir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır. Kim Allah ve Resulü için hicret ederse, hicreti Allah ve Resulünedir. Kim de erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı hicret ederse, onun hicreti de hicretine sebep olan şeyedir.” (Müslim, İmare, 155.) 

Niyetin mahalli kalptir. Hz. Peygamberin (s.a.s.) Allah, sizin suretlerinize ve mallarınıza değil kalplerinize ve halinize bakar (Müslim, Birr, 34.) buyururken kastettiği mana da budur. Kişi önce kalbiyle niyet eder sonra o ameli işler. Bu niyet Rabbimizce malumdur. Çünkü o kalplerin en derinlerinde saklı olan niyetlerimizi dahi bilir. Ondan gizli hiçbir şey yoktur. O gizlinin gizlisini dahi bilendir. (Taha, 20/7.) Gazali tüm ibadetlerde kalbe itibar edildiğini, kalpte her neye eğilim ve irade doğarsa bedenin de ona muvafakat gösterdiğini ve böylece o sıfatın kalpte sağlamlaştığını söyler. Mesela kalpte tevazu meydana gelse başı yere koymakla kalpteki tevazu kuvvetlenir. Bütün ibadetlerin niyeti iyilik istemektir. Yani dünyadan yüz çevirip ahirete yüz tutmaktır. Bu niyetle amel etmek de istek ve iradeyi kuvvetlendirir.(Gazali, Kimyayı Saadet, Ataç Yayınları, İstanbul 2019, s. 637.)
Yüce Rabbimiz sonsuz rahmetiyle kalplerimizden geçirdiğimiz düşüncelerden dolayı bizi hesaba çekmez. Mesela insan günah işlemeye niyetlenip onu işlemediği takdirde ona günah yazılmaz. Ancak o günahı işlerse ona bir günah yazılır. Diğer taraftan bir sevap yapmaya niyetlenir de yapmaz ise bu niyetinden dolayı bir sevap yazar. Eğer ki o güzel ameli işlerse on katından yedi yüz katına kadar sevap yazılır. “İzzet ve celâl sahibi Allah şöyle buyurdu: “Kulum iyi bir iş yapmaya niyet eder de yapmazsa ona bir iyilik (sevabı) yazarım. Ama onu yaparsa on kattan yedi yüz kata kadar iyilik (sevabı) yazarım. Eğer (kulum) bir kötülük yapmaya niyet eder de yapmazsa onu (bir günah olarak) yazmam. Fakat onu yaparsa ona bir kötülük (günahı) yazarım.” (Müslim, İman, 204; Buhari, Rikak, 31.)

Ameller makbul olması niyetlerin halis olması şartına bağlıdır. Kişi tüm amellerinde niyetini güzel tutar, Allah için yaparsa, Allah Teâlâ da kuluna ziyadesiyle mukabelede bulunur. Dinî, dünyevi ayrımı yapmadan her işimizde Rabbimizin hoşnutluğunu kazanma niyetiyle yapmak demek hayatımızın ibadet neşvesi içerisinde geçmesi anlamına gelir. Bunun için düşüncelerimizden başlamak üzere sözlerimize ve fiillerimize dikkat etmek gerekir. Bir ameli işlerken onu neden yaptığımızı sorgulamak niyetlerimizi halis hale getirmenin ilk adımıdır. 

Cenab-ı Allah bizden amelimizde sadık ve ihlaslı olmamızı istemektedir. İhlas, sadece Rabbimizin rızasına talip olmaktır. İhlasın zıddı olan riya ise insanları memnun etme niyetini içinde barındırır. Kul dikkatli ve uyanık bir şekilde kendisini murakabe ettiğinde niyetleri bulandıran riya tehlikesini görebilir. Sevgili Peygamberimizin gizli şirk olarak tarif ettiği riya, (Müsned, VI, 124.) amelin Allah’ın rızasını kazanmak için değil insanların beğenisini, takdirini kazanmak için yapılmasıdır. Kişi öncelikle kalbinde neden bu işi yaptığını yoklarsa riya tehlikesinden kendisini koruyabilir. Amelin ihlaslı olması bu sorgulamaya bağlıdır.  Çünkü Allah, sadece samimi bir şekilde ve kendi rızası gözetilerek yapılan amelleri kabul eder.(Nesai, Cihad, 24.)

İhlas Hak Teâlâ ile kulu arasındaki bir sırdır. Bu sırra ermek kalbin Cenabı Hak dışındaki her türlü sevgi ve arzudan arındırılıp halis hale getirilmesiyle olur. Kalp temizlenip arındırıldığında niyetler de saflaşır. O zaman kulun her ameli Rabbi için olur. Niyeti saflaşır, amelleri güzelleşir. Allah için söyler, Allah için işler, Allah için yaşar vesselam!

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ferhat Ayhan; Ticarette En Doğru Yatırım, İtibardır

Babası Ali Ayhan’ın kurduğu temeller üzerine, kardeşleriyle birlikte şirketin başında duran Ferhat Ayhan; Ayhanlar Global’i güven, temsil ve ilkelerle büyütüyor.

Aileden Gelen Değerlerle Büyüyen Bir Başarı: Ferhat Ayhan ve Ayhanlar Global

İstanbul merkezli Ayhanlar Global, mutfak gereçleri ve züccaciye sektöründe Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ürün ulaştıran, güvenin yanı sıra stratejik fiyat politikaları ve güçlü tedarik sistemiyle dikkat çeken bir toptan satış firması. Şirketin CEO’su Ferhat Ayhan, “Ticarette sadece doğru olmak yetmez, aynı zamanda dengeli olmak gerekir” diyerek, aileden gelen değerlerle şekillenen bu yapının arkasındaki vizyonu anlatıyor.

Ticaretin dili her dönemde değişir; yöntemler evrilir, araçlar dönüşür. Ancak bazı değerler vardır ki zamana karşı eskimez. Ayhanlar Global, işte bu değerler üzerine kurulu bir yapının adıdır.

İstanbul İstoç’ta faaliyet gösteren firma, mutfak gereçleri, züccaciye ürünleri ve plastik ev gereçleri başta olmak üzere geniş bir ürün yelpazesini hem yurt içi hem yurt dışı müşterileriyle buluşturmaktadır. Türkiye’nin tüm bölgelerine toptan ürün ulaştıran şirket, aynı zamanda Orta Doğu, Avrupa ve Afrika pazarlarında da aktif bir tedarikçi olarak yer almaktadır.

Fakat bu hikâyede yalnızca ticaret değil, bir aile geleneği, bir vizyon ve bir duruş var.

“Babamızın Kurduğu Değeri, Kardeşler Olarak Geleceğe Taşıyoruz”

Ayhanlar Global’in temelini atan isim, bugün şirketin CEO’su olan Ferhat Ayhan’ın babası Ali Ayhan. Şirketin şu anki yönetimi, Ferhat Ayhan ve kardeşlerinin omuzlarında yükseliyor.

“Babamız ticareti sadece alım-satım değil, bir ahlak meselesi olarak gördü. Biz de onun açtığı yolda yürürken aynı değerlere sadık kalmaya çalışıyoruz. Kurumsallıkla aile sıcaklığını harmanlayan bir yapıyız.”

Ferhat Ayhan, ticaret anlayışlarının temelinde aileden gelen sözlü mirasın önemli bir etkisi olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:

“Dedemden ve babamdan öğrendiğim bir şey var: Ticarette dürüstlük, senetten kıymetlidir. İşin büyüklüğü, vicdanın küçülmesine sebep olmamalı. O yüzden her ticari kararda aynaya bakabileceğimiz bir duruş sergilemeye gayret ediyoruz.”

Sadece Güven Değil, Stratejik Ticaret ve Fiyat Dengelemesi

Ayhanlar Global, iş dünyasında sadece güvenle değil; aynı zamanda akılcı fiyat politikaları, sektörel ihtiyaçlara uygun ürün yönetimi ve doğru arz-talep dengesiyle de öne çıkıyor.

“Bir ürünü doğru fiyata alıp, doğru noktaya ulaştırmak; hem üreticinin hem tüketicinin hakkını korumak demektir. Biz bu noktada adaletli ve sürdürülebilir bir çizgi izlemeye çalışıyoruz.”

Ferhat Ayhan’a göre ticaret, yalnızca kar etmek değil, tüm tarafların kazandığı bir denge ortamı kurmaktır. Bu yüzden şirket, sadece ürün satmıyor; pazar analizi, tedarik planlaması ve marka temsili gibi konularda da çözüm ortağı rolü üstleniyor.

Türkiye Ekonomisine Güç Veren Bir Tedarik Modeli

Ayhanlar Global, Türkiye’nin üretim gücünü iç ve dış pazarlara taşıyarak ekonomiye somut katkılar sağlayan bir yapı olarak faaliyet göstermektedir. Firma aynı zamanda yurt dışından ithal ettiği kaliteli ürünleri de iç pazara sunarak çift yönlü bir tedarik kanalı oluşturmuştur.

“Biz lojistik firması değiliz; biz bir tedarikçiyiz. Ancak tedarik demek sadece ürün taşımak değil, ürünün arkasındaki emeği, hayali ve değeri doğru temsil etmektir.”

Bu bakış açısı sayesinde firma, hem küçük ve orta ölçekli üreticilere alan açmakta, hem de uluslararası alıcıların güvenini kazanmaktadır.

Ferhat Ayhan’ın Ticaret Felsefesi: “İlk Kazancınız Duruşunuz Olsun”

Ferhat Ayhan, yıllardır sürdürdüğü iş hayatında kazancı yalnızca maddi değerle ölçmeyen bir anlayışa sahip. Onun için en değerli yatırım, itibar ve sağlam karakter:

“Bir işe başlarken hep şunu sorarız: ‘Bu işin sonunda vicdanımız rahat olacak mı?’ Cevap hayırsa, ne kadar kârlı olursa olsun o iş bize uygun değildir. Çünkü bir gün her şey biter, ama iyi bir isim baki kalır.”

Aynı zamanda gençlerle sık sık bir araya gelen Ferhat Ayhan, iş hayatına atılacaklara önemli tavsiyelerde bulunuyor:

“Sabırlı olun. Sabırla kazanılan hiçbir şey kolay kaybedilmez. Bugün sizi anlatan şey, kaç iş yaptığınız değil; nasıl biri olarak anıldığınızdır.”
“Unutmayın, hızlı büyüyen ağaç rüzgârda çabuk devrilir. O yüzden kökünüz derin olsun; ticaretteki başarınız da kalıcı olsun.”

Ailede Başlayan, Topluma Açılan Bir Yolculuk

Ayhanlar Global’in bugünkü başarısının ardında yalnızca ticari hamleler değil; aile içi uyum, kardeş dayanışması ve birbirini tamamlayan güçlü roller yatıyor. Ferhat Ayhan, bu birlikteliğin sadece geçmişe saygı değil, aynı zamanda geleceğe karşı bir sorumluluk olduğunu ifade ediyor:

“Aynı sofrada büyüyen kardeşler olarak bugün aynı vizyonda yürümek bizim için hem bir nasip, hem bir görev. Bizden sonra da bu yapının değerleriyle devam etmesini istiyoruz.”

Sonuç: Sessiz, Dürüst ve Sürdürülebilir Bir Başarı Öyküsü

Ayhanlar Global, bugün Türkiye’nin dört bir yanına ürün ulaştıran, yurt dışı pazarlarda aktif rol alan, yerli üreticileri temsil eden, ithalatla iç pazara katkı sunan, aile değerleriyle kurumsallığı birleştiren güçlü bir tedarik zinciri olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Ferhat Ayhan ve kardeşleri için bu yapı sadece bir ticari organizasyon değil; geçmişten geleceğe uzanan bir emanet, ahlaki ilkelerle büyüyen bir miras, yeni nesillere güvenli bir örnek.

“Kazandıklarımızdan çok, nasıl kazandığımız bizim için önemli. Çünkü ticaret biter, raflar boşalır, hesaplar sıfırlanır… Ama iyi bir isim, bir ömür kalır.”

— Ferhat Ayhan

Continue Reading

Gündem

Davut Türkoğlu: Hizmet Sektöründe Yapay Zekayı Pulkon ile Entegre Ediyoruz

Pulkon, sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Güvenlik, istihdam ve entegre tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği hizmetlerle, iş dünyasına modern ve akıllı çözümler sunuyor.

Başarısının temelinde, 10 yılı aşkın sektörel deneyime sahip uzman ekibi ve ileri teknoloji odaklı vizyonu bulunan Pulkon, en güncel trendleri takip ederek fark yaratıyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarındaki akıllı çözümleri sayesinde, hem yerel hem de uluslararası müşterilerinin güvenini kazanmayı başarıyor.

Şirketin başarısının arkasındaki isim Davut Türkoğlu, “Yapay zekâ sadece teknolojik bir gelişim değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren bir güç. Pulkon olarak, bu dönüşümün iş dünyasında yarattığı değişimi en iyi şekilde değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Pulkon, yalnızca yerel pazarda değil, küresel arenada da varlık göstermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin vizyonu, yenilikçi hizmetlerini dünya çapında sunarak sektörde öncü bir konum elde etmek.

Teknolojik çözümlerle desteklenen hizmetleriyle öne çıkan Pulkon, yapay zeka tabanlı sistemler ve entegre hizmet anlayışıyla müşterilerine maksimum verimlilik sağlamayı hedefliyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği çözümler, işletmelere değer katıyor.

Davut Türkoğlu, Pulkon’un sunduğu hizmetlerin önemine vurgu yaparak, “Pulkon Güvenlik Hizmetleri, deneyimli kadrosu ve yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehditleri önceden tespit ederek riskleri minimize ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl bir işletmede şüpheli aktiviteleri belirleyen sistemimiz, büyük bir maddi kaybın önüne geçti. Pulkon İnsan Kaynakları, iş ve işçi eşleştirme sürecinde yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak doğru yetenekleri en uygun pozisyonlarla buluşturuyor. Bu sayede bir teknoloji firması, sadece iki hafta içinde ihtiyacına uygun yazılımcı ekibini oluşturdu” dedi.

Ayrıca Pulkon Entegre Tesis Yönetimi Hizmetleri, enerji tasarrufu ve operasyonel verimlilik konularında çağdaş çözümler sunuyor. Türkoğlu, “Bir otel grubu için sunduğumuz tesis yönetimi hizmetleri, operasyonel süreçlerde mükemmeliyet sağlarken misafir memnuniyetinde %25’lik bir artış kaydedilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.

Yolculuğuna yerel bir firma olarak başlayan Pulkon, küresel bir marka olma hedefiyle ilerlemeye devam ediyor. Müşteri güvenliği, operasyonel verimlilik ve memnuniyet odaklı yaklaşımıyla modern iş dünyasına değer katan Pulkon, 2026 yılının ilk çeyreğinde uluslararası pazarda genişlemeyi planlıyor.

Continue Reading

Gündem

Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu Kuruldu!

Ankara’da bir araya gelen 11 sendika, kamu çalışanlarının hak kayıplarına karşı ortak mücadele etmek amacıyla Bağımsız Kamu Emekçileri Platformu’nu kurduklarını duyurdu.

Kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlayan BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN, TÖBSEN ve TÖS sendikaları, yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm üretmek ve gerçek sendikacılık anlayışını güçlendirmek için güçlerini birleştirdi.

Platform adına yapılan açıklama şöyle; 

Basına ve Kamuoyuna,

Yaşadığımız süreçte, memurların başta ekonomik kayıplar olmak üzere ciddi hak kayıpları yaşadığı ortadadır. En son yapılan maaş zammında da görüldüğü üzere, memurlar yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanmaktadır. Daha da vahim olan ise, iktidarın bu durumu sözde sendikalar üzerinden, özünde ise iktidarın arka bahçesine dönüşmüş yapılardan faydalanarak gerçekleştirmesidir.

Bizler, bu ülkenin üreten, halkını ve vatanını seven, Cumhuriyet değerlerini sahiplenen ve halkın refah içinde yaşamasını isteyen sendikalarız. Sendikaların görevi, üyelerinin mesleki, sosyal, özlük ve ekonomik haklarını savunmaktır. Ancak gelinen noktada, özellikle siyasi aidiyetler üzerinden sendikacılık yapanlar, halkın üreten gücünü sefalet yaşamına mahkûm etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca, tüm iş kollarında memurların yıllardır kemikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar yaşadığı açıktır. Bizler, aşağıda isimleri yer alan sendikalar olarak, kamu emekçilerinin kalıcı hale gelmiş sorunlarının çözümü ve bundan sonra yaşanabilecek sorunlara karşı ortak bir irade oluşturmak, gerçek sendikal mücadeleyi büyütmek amacıyla bir araya geldik. Ankara’da yaptığımız toplantı sonucunda, İlkeli Birliktelik ışığında Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu adıyla bir platform kurduğumuzu ilan ediyoruz.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu ülkede işçiler, emekliler, memurlar ve hatta işsizler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dolayısıyla platformumuz, tüm emek kesiminin sesi olacaktır.

Saygılarımızla,

BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN,TÖBSEN, TÖS

BAĞIMSIZ KAMU EMEKÇİLERİ PLATFORMU YÜRÜTME KURULU

Continue Reading

Çok Okunanlar