Connect with us

Gündem

Dinle! Kandillerden kim hikâyet etmekte

Dr. Harun Dündar KARAHAN
DİB Başkanlık Vaizi

Zaman insanoğluna bu dünyada verilen nimetlerin başında gelmekle birlikte, âdemoğlunun en çok aldandığı ve gaflet içerisinde olduğu ve asla geri döndürülemeyen nimet de yine zamandır. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim, müminlerin zamanın önemini unutmamaları için birçok ayette neredeyse zamanın her anına yeminler ederek dikkatlerini çekmiştir. Nitekim Asr suresinde Cenab-ı Hak insanın zaman konusunda aldandığını bizlere ikaz etmektedir. Peygamberimiz (s.a.s.) de; “İki nimet vardır ki insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.” (Buhari, Rikak, 1.) buyurmaktadır. Bazı vakitlerin, diğer zamanlardan üstün tutuldukları hakikati Kur’an ve sünnetle sabittir. (Fecr, 89/1-5; Kadir, 97/1-3; Tirmizi, Savm, 39; Et-Tergîb ve’t-Terhib, 2/119.) İşte Cenab-ı Hak kısa süreli dünya hayatımızda, zamanı genişleten, bereketlendiren ve izafi olarak yaşadığımız anın ötesine taşıyan bu ayrıcalıklı zaman dilimleriyle, insanın ömrünü de ibadetlerini de bereketlendirmekte ve insanoğluna kısa zamanda büyük mesafeler alması için fırsatlar vermektedir.

Üç aylar olarak da adlandırdığımız receb, şaban ve ramazan, Cenab-ı Hakk’ın ve Efendimiz’in (s.a.s) dikkat çektiği, içerisinde birçok müstesna zaman dilimlerini barındıran aylardır. İşte bu mübarek zamanlar İslam kültüründe ve geleneğinde kandil geceleri ve üç aylar olarak kabul görmüştür. Bu aylar ve geceler Efendimiz’in (s.a.s.) ibadetini ve duasını daha da arttırdığı özel zaman dilimleridir. Nitekim birçok hadis-i şerifte, üç aylar girdiği zaman Efendimiz’in (s.a.s) namazını, orucunu, hayır ve hasenatını diğer aylara nispeten daha da artırdığı ifade edilmektedir. (Tirmızi, Savm, 40; Tecrid, VI, 295.) İnananlar için büyük fırsatları içerisinde barındıran bu zamanlardan istifade etmenin tek yolu ise Allah’a kulluk ve ibadetlerimizi arttırmaktan geçmektedir. Aksi hâlde bu zamanların da diğerlerinden herhangi bir farkı kalmayacaktır. Nitekim zamana değer katan bizim salih amellerimizdir. Yine unutulmamalıdır ki zaman vaktin kıymetini bilen ellerde değer kazanmakta ve bereketlenmektedir.  

Üç aylar, hicri kamerî aylardan recep, şaban ve ramazan İslam’ın mübarek saydığı aylardır. Recep ayı, Regaip ve Miraç Gecesi’ni; şaban ayı, Berat Geces’ini; ramazan ayı ise Kadir Gecesi gibi bir geceyi içinde barındırır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bu aylara kavuştuğunda “Allahım! Recep ve şabanı hakkımızda mübarek kıl, bizi ramazana kavuştur.” (Ahmet b. Hanbel, Müsned, I, 259.) diye dua ederdi. 

Regaip Kandili, recep ayının ilk cuma gecesi ile karşılar müminleri. Âdeta uzun ve bereketli zaman dilimlerinin ilk durağıdır. “Regaip”, kelime anlamı itibarıyla rağbet olunan şey ve büyük lütuf ve ikramlar anlamına gelmektedir. Kul bu dünyada naçar ve beyhude rağbetlerin ve mihnetlerin girdabındadır. İşte bu gece Rabbinin “Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine rağbet edip O’na yönel.” (İnşirah, 94/7-8.) emri ile eşyanın, varlığın ve esbabın gerçek sahibini hatırlar ve sadece ona rağbet edilmesi gerektiğinin şuuruna erer.

Regaip Kandili âdeta mübarek üç ayların bir Fatiha’sı gibi rahmet kapılarını bizlere açar ve bizleri buyur eder.  İnananlar büyük bir sevinç ile o kapıdan içeri girer. Kulun nasibi Rabbine rağbeti kadardır. Nitekim Rabbine ne kadar rağbet ederse, Rabbi ona fazlından daha fazlasını teklif etmektedir. İbadetlerin bereketlendiği, günahların affolunduğu, gönüllerin âdeta büyük bir coşku ile çırpındığı kutlu bir kandildir Regaip.  Kul o gece ayet-i kerimede ifade edildiği gibi “Hâlbuki Allah ve Resulünün verdiğine razı olup ‘Bize Allah yeter, Allah da Resulü de bize lütuf ve kereminden yine verir. Doğrusu biz yalnız Allah’tan umarız.’ deselerdi daha iyi olurdu.” (Tevbe, 9/59.) davetine icabet eder bu gecede.  
Recep ayının müminlere ikinci hediyesi Miraç Kandili’dir. 1400 sene önce Efendimiz’in (s.a.s) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya kutlu yolculuğunun bereketi hanelerimize bu gecede dolar. Beş vakit namaz ile Efendimiz’in (s.a.s) çıktığı miraç yolculuğuna eşlik etme şerefine nail olur inananlar. Esasında namazlarımızdaki kıyam ve secde ile yükselmek, harekete geçmek, ataletten kurtulmak ve üstümüzdeki ölü toprağını silkelemek ve yenilenmenin adıdır miraç. Miraç, sevgili eşi Hz. Hatice’yi ve amcası Ebu Talib’i kaybeden, Mekke’de muhasara altında bir avuç sahabeyle hüzün yıllarını tüm benliklerinde hissederek gözlerini semaya, ellerini Rablerine açmış Resuli Ekrem ve ashabına “Hüzünlenmeyin Allah sizinledir.” mesajının verildiği gecedir. Bu gece, Yusuf gibi yakınları tarafından ölüme ve çaresizliğe terkedilen Efendimiz’e (s.a.s) şanlı bir istikbalin vadedildiği gecedir. Bu sebeple Miraç Gecesi bize yalnız bulunmadığımızı, imanın en büyük güç olduğunu anlatan mübarek bir gecedir.  

Üç ayların ikincisi olan şaban ayının tam ortasına denk gelen gece ise Allah’ın affını ve bağışlamasını ifade eden Berat Kandili’dir. Günah ve hatalarla çıkmaz yollarda ümidini kaybeden insana âdeta sığınacak bir limandır Berat. Rahmeti ve bağışlaması sonsuz olan Rabbimiz bizlere şu müjde ile seslenir bu kutlu gecede: “De ki (Allah şöyle buyuruyor): Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” (Zümer, 39/53.) Bu gecede kul, Rabbinin sonsuz rahmetinden ve rızkından istifade etmelidir. Cenab-ı Hak bu gece ‘Bağışlanma dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Musibete uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim…’ (İbn Mace, İkamet, 191.) lütfuyla tüm inananları âdeta kuşatır. 

Nihayetinde Kur’an’da değerini ifade etmek için çokluktan kinaye ile ‘bin geceden daha hayırlı’ bir gece olarak anlatılan Kadir Gecesi’ne ulaşır müminler. Ayların sultanı ve Kur’an’da ismi zikredilen tek ay olan ramazanın, içinde âdeta bir inci gibi sakladığı gecelerin sultanı bir gece. Bitmekte olan ramazanın hüznünün zirveye çıktığı günlerde meleklerin Rablerinden getirdikleri selamı ve esenliği tan yeri ağarıncaya kadar dağıttıkları, Kur’an’da ismi geçen tek gece, kulun ömrüne ömür katan ve asla değerini takdir edemeyeceği rahmet ve bereketle dolu bir gecedir Kadir Gecesi. Müminler, ramazanın son on gününde onu yakalayabilmek için âdeta her bir geceyi Kadir Gecesi gibi geçirmeye çalışırlar. Onu aramanın, yakalamanın en az idrak etmek kadar kıymetli olduğu bir gece. Efendimiz’in (s.a.s) de buyurduğu gibi inanarak ve sevabını yalnızca Allah’tan umarak ihya edilmesi durumunda geçmiş günahların dahi affedileceği bir gece… (Buhari, Fadlu Leyleti’l-Kadr, 3.) Bu ay kendisinde asla şüphe olmayan, hidayet kaynağı, rahmetin anahtarı, hakkı batıldan ayıran, ibret ve öğüt rehberi, inananlar için müjdeci, gönüllerimizin şifası Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı aydır.  

Ezcümle kandiller, Müslüman’ın hayatında her yıl kapımızdan ve penceremizden içeri giren, rahmet rüzgârlarıdır. Kandiller, gönüllerin çoraklaştığı günlerimizde âdeta ab-ı hayattır. Kandiller, ümitsizlik girdabında çağımızın karanlık dehlizlerinde yol almaya çalışan inananların yol aydınlığıdır. Kandiller, zamanın ve ibadetlerimizin bereketlendiği, birlik ve beraberliğimizin perçinlendiği, ümidimizin ve gayretimizin daha da arttığı eşsiz zaman dilimleridir.  
Öyleyse bu gecelerin kadrini bilerek rağbetimizi ve beratımızı Rabbimize arz edebilmek, namazlarımızla miraca yükselebilmek en büyük gayretimiz ve amacımız olmalıdır.

Cenab-ı Hak, tüm inananlara kandilleri dinlemeyi, anlamayı ve idrak etmeyi nasip etsin.
 

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ferhat Ayhan; Ticarette En Doğru Yatırım, İtibardır

Babası Ali Ayhan’ın kurduğu temeller üzerine, kardeşleriyle birlikte şirketin başında duran Ferhat Ayhan; Ayhanlar Global’i güven, temsil ve ilkelerle büyütüyor.

Aileden Gelen Değerlerle Büyüyen Bir Başarı: Ferhat Ayhan ve Ayhanlar Global

İstanbul merkezli Ayhanlar Global, mutfak gereçleri ve züccaciye sektöründe Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ürün ulaştıran, güvenin yanı sıra stratejik fiyat politikaları ve güçlü tedarik sistemiyle dikkat çeken bir toptan satış firması. Şirketin CEO’su Ferhat Ayhan, “Ticarette sadece doğru olmak yetmez, aynı zamanda dengeli olmak gerekir” diyerek, aileden gelen değerlerle şekillenen bu yapının arkasındaki vizyonu anlatıyor.

Ticaretin dili her dönemde değişir; yöntemler evrilir, araçlar dönüşür. Ancak bazı değerler vardır ki zamana karşı eskimez. Ayhanlar Global, işte bu değerler üzerine kurulu bir yapının adıdır.

İstanbul İstoç’ta faaliyet gösteren firma, mutfak gereçleri, züccaciye ürünleri ve plastik ev gereçleri başta olmak üzere geniş bir ürün yelpazesini hem yurt içi hem yurt dışı müşterileriyle buluşturmaktadır. Türkiye’nin tüm bölgelerine toptan ürün ulaştıran şirket, aynı zamanda Orta Doğu, Avrupa ve Afrika pazarlarında da aktif bir tedarikçi olarak yer almaktadır.

Fakat bu hikâyede yalnızca ticaret değil, bir aile geleneği, bir vizyon ve bir duruş var.

“Babamızın Kurduğu Değeri, Kardeşler Olarak Geleceğe Taşıyoruz”

Ayhanlar Global’in temelini atan isim, bugün şirketin CEO’su olan Ferhat Ayhan’ın babası Ali Ayhan. Şirketin şu anki yönetimi, Ferhat Ayhan ve kardeşlerinin omuzlarında yükseliyor.

“Babamız ticareti sadece alım-satım değil, bir ahlak meselesi olarak gördü. Biz de onun açtığı yolda yürürken aynı değerlere sadık kalmaya çalışıyoruz. Kurumsallıkla aile sıcaklığını harmanlayan bir yapıyız.”

Ferhat Ayhan, ticaret anlayışlarının temelinde aileden gelen sözlü mirasın önemli bir etkisi olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:

“Dedemden ve babamdan öğrendiğim bir şey var: Ticarette dürüstlük, senetten kıymetlidir. İşin büyüklüğü, vicdanın küçülmesine sebep olmamalı. O yüzden her ticari kararda aynaya bakabileceğimiz bir duruş sergilemeye gayret ediyoruz.”

Sadece Güven Değil, Stratejik Ticaret ve Fiyat Dengelemesi

Ayhanlar Global, iş dünyasında sadece güvenle değil; aynı zamanda akılcı fiyat politikaları, sektörel ihtiyaçlara uygun ürün yönetimi ve doğru arz-talep dengesiyle de öne çıkıyor.

“Bir ürünü doğru fiyata alıp, doğru noktaya ulaştırmak; hem üreticinin hem tüketicinin hakkını korumak demektir. Biz bu noktada adaletli ve sürdürülebilir bir çizgi izlemeye çalışıyoruz.”

Ferhat Ayhan’a göre ticaret, yalnızca kar etmek değil, tüm tarafların kazandığı bir denge ortamı kurmaktır. Bu yüzden şirket, sadece ürün satmıyor; pazar analizi, tedarik planlaması ve marka temsili gibi konularda da çözüm ortağı rolü üstleniyor.

Türkiye Ekonomisine Güç Veren Bir Tedarik Modeli

Ayhanlar Global, Türkiye’nin üretim gücünü iç ve dış pazarlara taşıyarak ekonomiye somut katkılar sağlayan bir yapı olarak faaliyet göstermektedir. Firma aynı zamanda yurt dışından ithal ettiği kaliteli ürünleri de iç pazara sunarak çift yönlü bir tedarik kanalı oluşturmuştur.

“Biz lojistik firması değiliz; biz bir tedarikçiyiz. Ancak tedarik demek sadece ürün taşımak değil, ürünün arkasındaki emeği, hayali ve değeri doğru temsil etmektir.”

Bu bakış açısı sayesinde firma, hem küçük ve orta ölçekli üreticilere alan açmakta, hem de uluslararası alıcıların güvenini kazanmaktadır.

Ferhat Ayhan’ın Ticaret Felsefesi: “İlk Kazancınız Duruşunuz Olsun”

Ferhat Ayhan, yıllardır sürdürdüğü iş hayatında kazancı yalnızca maddi değerle ölçmeyen bir anlayışa sahip. Onun için en değerli yatırım, itibar ve sağlam karakter:

“Bir işe başlarken hep şunu sorarız: ‘Bu işin sonunda vicdanımız rahat olacak mı?’ Cevap hayırsa, ne kadar kârlı olursa olsun o iş bize uygun değildir. Çünkü bir gün her şey biter, ama iyi bir isim baki kalır.”

Aynı zamanda gençlerle sık sık bir araya gelen Ferhat Ayhan, iş hayatına atılacaklara önemli tavsiyelerde bulunuyor:

“Sabırlı olun. Sabırla kazanılan hiçbir şey kolay kaybedilmez. Bugün sizi anlatan şey, kaç iş yaptığınız değil; nasıl biri olarak anıldığınızdır.”
“Unutmayın, hızlı büyüyen ağaç rüzgârda çabuk devrilir. O yüzden kökünüz derin olsun; ticaretteki başarınız da kalıcı olsun.”

Ailede Başlayan, Topluma Açılan Bir Yolculuk

Ayhanlar Global’in bugünkü başarısının ardında yalnızca ticari hamleler değil; aile içi uyum, kardeş dayanışması ve birbirini tamamlayan güçlü roller yatıyor. Ferhat Ayhan, bu birlikteliğin sadece geçmişe saygı değil, aynı zamanda geleceğe karşı bir sorumluluk olduğunu ifade ediyor:

“Aynı sofrada büyüyen kardeşler olarak bugün aynı vizyonda yürümek bizim için hem bir nasip, hem bir görev. Bizden sonra da bu yapının değerleriyle devam etmesini istiyoruz.”

Sonuç: Sessiz, Dürüst ve Sürdürülebilir Bir Başarı Öyküsü

Ayhanlar Global, bugün Türkiye’nin dört bir yanına ürün ulaştıran, yurt dışı pazarlarda aktif rol alan, yerli üreticileri temsil eden, ithalatla iç pazara katkı sunan, aile değerleriyle kurumsallığı birleştiren güçlü bir tedarik zinciri olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Ferhat Ayhan ve kardeşleri için bu yapı sadece bir ticari organizasyon değil; geçmişten geleceğe uzanan bir emanet, ahlaki ilkelerle büyüyen bir miras, yeni nesillere güvenli bir örnek.

“Kazandıklarımızdan çok, nasıl kazandığımız bizim için önemli. Çünkü ticaret biter, raflar boşalır, hesaplar sıfırlanır… Ama iyi bir isim, bir ömür kalır.”

— Ferhat Ayhan

Continue Reading

Gündem

Davut Türkoğlu: Hizmet Sektöründe Yapay Zekayı Pulkon ile Entegre Ediyoruz

Pulkon, sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Güvenlik, istihdam ve entegre tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği hizmetlerle, iş dünyasına modern ve akıllı çözümler sunuyor.

Başarısının temelinde, 10 yılı aşkın sektörel deneyime sahip uzman ekibi ve ileri teknoloji odaklı vizyonu bulunan Pulkon, en güncel trendleri takip ederek fark yaratıyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarındaki akıllı çözümleri sayesinde, hem yerel hem de uluslararası müşterilerinin güvenini kazanmayı başarıyor.

Şirketin başarısının arkasındaki isim Davut Türkoğlu, “Yapay zekâ sadece teknolojik bir gelişim değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren bir güç. Pulkon olarak, bu dönüşümün iş dünyasında yarattığı değişimi en iyi şekilde değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Pulkon, yalnızca yerel pazarda değil, küresel arenada da varlık göstermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin vizyonu, yenilikçi hizmetlerini dünya çapında sunarak sektörde öncü bir konum elde etmek.

Teknolojik çözümlerle desteklenen hizmetleriyle öne çıkan Pulkon, yapay zeka tabanlı sistemler ve entegre hizmet anlayışıyla müşterilerine maksimum verimlilik sağlamayı hedefliyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği çözümler, işletmelere değer katıyor.

Davut Türkoğlu, Pulkon’un sunduğu hizmetlerin önemine vurgu yaparak, “Pulkon Güvenlik Hizmetleri, deneyimli kadrosu ve yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehditleri önceden tespit ederek riskleri minimize ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl bir işletmede şüpheli aktiviteleri belirleyen sistemimiz, büyük bir maddi kaybın önüne geçti. Pulkon İnsan Kaynakları, iş ve işçi eşleştirme sürecinde yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak doğru yetenekleri en uygun pozisyonlarla buluşturuyor. Bu sayede bir teknoloji firması, sadece iki hafta içinde ihtiyacına uygun yazılımcı ekibini oluşturdu” dedi.

Ayrıca Pulkon Entegre Tesis Yönetimi Hizmetleri, enerji tasarrufu ve operasyonel verimlilik konularında çağdaş çözümler sunuyor. Türkoğlu, “Bir otel grubu için sunduğumuz tesis yönetimi hizmetleri, operasyonel süreçlerde mükemmeliyet sağlarken misafir memnuniyetinde %25’lik bir artış kaydedilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.

Yolculuğuna yerel bir firma olarak başlayan Pulkon, küresel bir marka olma hedefiyle ilerlemeye devam ediyor. Müşteri güvenliği, operasyonel verimlilik ve memnuniyet odaklı yaklaşımıyla modern iş dünyasına değer katan Pulkon, 2026 yılının ilk çeyreğinde uluslararası pazarda genişlemeyi planlıyor.

Continue Reading

Gündem

Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu Kuruldu!

Ankara’da bir araya gelen 11 sendika, kamu çalışanlarının hak kayıplarına karşı ortak mücadele etmek amacıyla Bağımsız Kamu Emekçileri Platformu’nu kurduklarını duyurdu.

Kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlayan BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN, TÖBSEN ve TÖS sendikaları, yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm üretmek ve gerçek sendikacılık anlayışını güçlendirmek için güçlerini birleştirdi.

Platform adına yapılan açıklama şöyle; 

Basına ve Kamuoyuna,

Yaşadığımız süreçte, memurların başta ekonomik kayıplar olmak üzere ciddi hak kayıpları yaşadığı ortadadır. En son yapılan maaş zammında da görüldüğü üzere, memurlar yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanmaktadır. Daha da vahim olan ise, iktidarın bu durumu sözde sendikalar üzerinden, özünde ise iktidarın arka bahçesine dönüşmüş yapılardan faydalanarak gerçekleştirmesidir.

Bizler, bu ülkenin üreten, halkını ve vatanını seven, Cumhuriyet değerlerini sahiplenen ve halkın refah içinde yaşamasını isteyen sendikalarız. Sendikaların görevi, üyelerinin mesleki, sosyal, özlük ve ekonomik haklarını savunmaktır. Ancak gelinen noktada, özellikle siyasi aidiyetler üzerinden sendikacılık yapanlar, halkın üreten gücünü sefalet yaşamına mahkûm etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca, tüm iş kollarında memurların yıllardır kemikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar yaşadığı açıktır. Bizler, aşağıda isimleri yer alan sendikalar olarak, kamu emekçilerinin kalıcı hale gelmiş sorunlarının çözümü ve bundan sonra yaşanabilecek sorunlara karşı ortak bir irade oluşturmak, gerçek sendikal mücadeleyi büyütmek amacıyla bir araya geldik. Ankara’da yaptığımız toplantı sonucunda, İlkeli Birliktelik ışığında Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu adıyla bir platform kurduğumuzu ilan ediyoruz.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu ülkede işçiler, emekliler, memurlar ve hatta işsizler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dolayısıyla platformumuz, tüm emek kesiminin sesi olacaktır.

Saygılarımızla,

BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN,TÖBSEN, TÖS

BAĞIMSIZ KAMU EMEKÇİLERİ PLATFORMU YÜRÜTME KURULU

Continue Reading

Çok Okunanlar