Connect with us

Gündem

İslam’ın Diriliş Çağrısı

Dr. Abdülkadir ERKUT
DİB Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

يَٓا اَيُّهَا الَّذِينَ اٰمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْۚ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَاَنَّـهُٓ اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ 

“Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman Allah ve Resulü’ne uyun. Ve bilin ki Allah, kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal, 8/24.)

Bedir Savaşı’nda Müslümanlar, müşriklere karşı büyük bir zafer kazandılar. Ancak savaş sonrasında henüz konulmuş bir kural bulunmadığından elde edilen ganimetin taksiminde ihtilaf ettiler. Bu münasebetle nazil olan ayetler müminlere Allah’tan korkmalarını, Allah’ın ve peygamberinin hükmüne itaat etmelerini emrediyordu. (Enfal, 8/1-2.) Nitekim Bedir Savaşı’ndan önce de düşmanla karşılaşmayı değil kervana ulaşmayı istemişler; ancak Allah Resulü’ne itaati seçip düşmanla savaştıklarında itaatin bereketine erişmişler, ilahi yardımlara mazhar olmuşlardır. Enfal suresinde çeşitli münasebetlerle Allah ve Resulü’ne itaatin önemi vurgulanmaktadır ki bunlardan biri de şu ayettir: “Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resulü’ne uyun. Ve bilin ki Allah, kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal, 8/24.)

Ayet-i kerime her Müslümana,  Allah ve Resulü’ne itaat için harekete geçme, kendisine dinî bir konu hakkında Allah’ın veya Resulü’nün sözü ulaştığında onunla süratle amel etme, ona muhalif olan görüşleri terk etme sorumluluğu yüklemektedir. Peygamberin davet ettiği şeye itaatin gerekliliği, “Peygamber sizi çağırdığı zaman Allah ve Resulü’nün çağrısına uyun.” diye ifade edilmiştir. (Yani davet fiili tekil olarak gelmiştir.) Çünkü daveti doğrudan icra eden, insanlara ulaştıran peygamberdir. Peygamberin çağrısına yapılan bu vurgu, aynı zamanda ona icabetin Allah’a icabet gibi olduğunu ifade etmektedir. (Nesefi, Medarikü’t-Tenzil, I, 639.) Peygamberin çağrısı, hayatta iken çağırdığında yanına gelmeyi de davetine icabet edip itaat etmeyi de içermektedir. (Buhari, Tefsir, 8.)

Müminler, Allah ve Resulü’nün çağrısına icabet etmelidir; çünkü bu çağrı onlara hayat verecek bir çağrıdır. Hayatta olan insanı diriltmek söz konusu olamayacağından ayette geçen “hayat verme” ifadesinin gerçek anlamının dışında kullanıldığı anlaşılır (istiare). Hayat verecek şeylerin ne olduğuna dair çeşitli görüşler vardır. Ana hatları ile ifade etmek gerekirse bunlardan birincisi imandır. Çünkü iman kalbin hayatı, küfür ise ölümüdür. İnsanlar küfür ile ölü hükmünde iken Allah onları iman ile diriltir. İkinci yoruma göre hayat verecek olan şey, Kur’an’dır. Onun çağrısına icabet eden için kurtuluş, güven, ebedî hayat ve sermedî nimet vardır. Ayrıca o, ilmin kaynağıdır. İlim ise hayattır. Hayatın sebebi, hayat olarak isimlendirilmiştir. Üçüncü yoruma göre hayat verecek olan şey, hak ve hakikattir. Hayat verecek olan şeyin hak ve hakikat olarak yorumlanması başta iman ve Kur’an olmak üzere diğer görüşleri de kapsayan bir görüştür. (Razi, Mefatihu’l-Ğayb, XV, 472.)

Allah Resulü’nün çağrısına uymamanın sonuçları da vardır ki bunlar devamında şöyle ifade edilmiştir: “Ve bilin ki Allah, kişi ile onun kalbi arasına girer.” Allah’ın kişi ile kalbi arasına girmesi, O’nun sıfatları ile ilgili olarak yorumlanır. Zira Allah mekândan münezzehtir. O’nun (c.c.) ilim sıfatı kişinin gizlediğini bilmesine, kudret sıfatı ise kişiye azmettiği şeyi yapma izni vermesine veya o fiili yapmayı engellemesine taalluk eder. İki şey arasına bir engelin girmesi gibi Allah’ın bilgisi de kişi ile kalbi arasına girer. Çünkü O, kuluna şah damarından yakındır. (Kaf, 50/16.) Allah’ın, kişi ile onun kalbi arasına girdiği vurgulanarak onun aklına gelen düşüncelere dikkat çekilmekte; müminler peygamberin davetine gevşeklik göstermek, ona icabet sorumluluğundan kaçınmak, ona muhalefet edişini gizlemek gibi düşüncelere kapılmaktan sakındırılmaktadır. Kişi Allah Resulü’nün çağrısına uyduğu takdirde Allah onu nefsine galip kılacak; onunla nefsinin çağırdığı şey arasına engel koyacaktır. Ancak bu çağrıya uymaktan imtina ederse de nefsini kalbinin çağırdığı şeyle arasına engel kılacaktır. (Maturidi, Tevilatü Ehli’s-Sünne, V, 178; İbn Aşur, et-Tahrir ve’t-Tenvir, IX, 315.) Allah Resulü’nün çağrısına uymamanın sonucu, sonraki cümlede daha şiddetli bir üslupla şöyle ifade edilmektedir: “Ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” Zira ecel, ansızın gelip bu çağrıya icabet etme düşüncesinin önüne engel olabilir. Bu yüzden emri süratle uygulamalı, başka vakte ertelememelidir.

Allah Resulü’nün çağrısına uymamanın dünyevi sonuçları da vardır ki sonraki ayette bundan bahsedilmektedir. (Enfal, 8/25.) Müslümanlar hep birlikte Allah Resulü’nün çağrısına uymadıkları takdirde pek çok konuda ihtilafa düşerler. Yaşadıkları ihtilaflar zamanla çatışmaya dönüşür. Toplumsal düzenleri bozulur, durumları kötüleşir. Toplumun önderi konumunda olanlar gidişatı durdurmak için çaba göstermezse fitne ateşi her yere yayılır ve iyi kötü demeden herkesi yakar.

İslam hak dindir; insanlık için bir diriliş çağrısıdır. Bu çağrıya icabet eden, gaflet ve cehalet karanlıklarını izale eder, tembellik ve miskinlik illetlerinden kurtulur. Dünyada, iman ve salih amelle güzelleşen mutlu bir hayata ulaşır; ahirette ise güzelliği tasavvur dahi edilemeyecek ebedî bir hayata kavuşur. Ancak İslam’ın bu diriliş çağrısı, yaşadığımız yüzyılın bağrında tam olarak yankılanamamaktadır. Müslümanların bazı yanlış uygulamaları, istismar çevrelerinin fırsatçılıkları, terör örgütlerinin sapkınlıkları, İslam’ın gerçek yüzünün görülmesine mani olabilmektedir. Oysa Müslümanlar, beşerî zaafların, dünyevi ihtirasların ağırlığından kurtulup hep birlikte İslam’ın çağrısına koştuklarında, olanca saflığı ile gönüllerini Allah ve Resulü’ne açtıklarında İslam’ın hakikati ortaya çıkacaktır. Ve böyle bir seferberlik sayesinde onlar, kendi dirilişlerini tecrübe ederken başkalarının dirilişlerine de vesile olabileceklerdir. İslam’ın çağrısına icabet ederek dirilen ve elindeki diriliş meşalesiyle etrafını aydınlatanlar ile kendini bundan mahrum kılanların aşağıdaki tasviri bu hakikatin veciz bir ifadesidir: “Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürüyebileceği bir ışık verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp ondan hiç çıkamayacak durumdaki kimse gibi olur mu?” (Enam, 6/122.)

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

AİLE BOYU FETÖCÜ HALİL ÜNLÜ,AYŞE ÜNLÜ VE ARZU ÜNLÜ HAKKINDA YENİ GELİŞMELER

Yaklasik 50 senedir ülkemizin ve devletin her yaninin ahtapot gibi sarmîş olan FETÖ tekrar dirilis icin çabalıyor .Güvenlik ve kolluk birimlerinin amansiz mücadelelerine ragmen hala bitmeyen FETÖ ile ilgili örgüt ayakta durma mücadelesini sinsice vermeye devam ediyor.neredeyse hergün onlarca Fetö operasyonu oluyor .Bir türlü bitmek bilmeyen örgüt kan kaybetsede varligini sürdürmeye devam ediyor .50 sene boyunca Türkiye nin her tarafını, her kurum ve devlet yapısını bir örümcek agi gibi sarmalayıp ele geçiren FETÖ, yeniden ayağa kalkmaya calışıyor .15 temmuz hain darbe girişiminden sonra dağılma ürecine giren ve devlet kurumları kaybeden FETO ,kaybettiği eski gücünü ve itibarı gibi sarmalayıp ele geçiren FETO, yeniden ayağa kalkmaya calışıyor .Hain darbe girişiminden sonra FETÖ ,kaybettiği eski gücünü ve itibarını yeniden kazanmak için Altın nesil ve Yeniden Diriliş yapılanması içerisine girdi. Özellikle AKP iktidarına muhalif genç nesil FETÖ’nün sahte yüzüne hala kanmaya devam ediyor .Bu yeni yapılanmanın aktörlerinden Ünlü kardeşler Fetö adına yaptıkları sinsi eylemlerle dikkat çekiyor. Halil Ünlü, Ayşe Ünlü(Özcan),ve Arzu Ünlü (Kaplan) Özellikle genç nesli FETÖ içerisine çekmeye çalışan ve muhalif tarafın Z kuşağını hedef olarak seçen Zanlılar ve aynı mihvalde birlikte hareket ettikleri bir çok şüpheli şahıs hakkında açılan soruşturmalar tüm hızıyla devam ediyor. Türk polisinin ihbar ve gizli tanik beyanları sonucu harekete geçmesiyle Fetönün yeni Altın Nesil yapılanması ve Yeniden Diriliş oluşumu deşifre oldu.

.Gecen hafta birçok ilde yapılan FETÖ Operasyonunda onlarca FETÖ üyesi hakkında gözaltı kararı verilmiş ve büyük bir kısmı yakalanmış ve tutuklanmıştı. Cezaevinde bulunan Fetöcülerin ailelerine maddi ve manevi destek de verdiği polis kayıtlarına geçen Zanlılar hakkında tahkikat gizlilik doğrultusunda devam ediyor. Örgüt mensuplarından himmet adı altında para toplayan Zanlıların aynı zamanda örgütün haberleşme sistemi olan Bylock programını kullandıkları ortaya çıktı. Ünlü kardeşlerden özellikle Halil Önlü örgütün hala devam eden emniyet yapılanması ile sivil yapılanma arasında koordinasyon sağladığı ve İzmir in yeni Fetö imamı olarak örgüt içinde adının geçtiği iddia istihbarat kayıtlarına geçtiği iddia ediliyor

Continue Reading

Gündem

Ferhat Ayhan; Ticarette En Doğru Yatırım, İtibardır

Babası Ali Ayhan’ın kurduğu temeller üzerine, kardeşleriyle birlikte şirketin başında duran Ferhat Ayhan; Ayhanlar Global’i güven, temsil ve ilkelerle büyütüyor.

Aileden Gelen Değerlerle Büyüyen Bir Başarı: Ferhat Ayhan ve Ayhanlar Global

İstanbul merkezli Ayhanlar Global, mutfak gereçleri ve züccaciye sektöründe Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ürün ulaştıran, güvenin yanı sıra stratejik fiyat politikaları ve güçlü tedarik sistemiyle dikkat çeken bir toptan satış firması. Şirketin CEO’su Ferhat Ayhan, “Ticarette sadece doğru olmak yetmez, aynı zamanda dengeli olmak gerekir” diyerek, aileden gelen değerlerle şekillenen bu yapının arkasındaki vizyonu anlatıyor.

Ticaretin dili her dönemde değişir; yöntemler evrilir, araçlar dönüşür. Ancak bazı değerler vardır ki zamana karşı eskimez. Ayhanlar Global, işte bu değerler üzerine kurulu bir yapının adıdır.

İstanbul İstoç’ta faaliyet gösteren firma, mutfak gereçleri, züccaciye ürünleri ve plastik ev gereçleri başta olmak üzere geniş bir ürün yelpazesini hem yurt içi hem yurt dışı müşterileriyle buluşturmaktadır. Türkiye’nin tüm bölgelerine toptan ürün ulaştıran şirket, aynı zamanda Orta Doğu, Avrupa ve Afrika pazarlarında da aktif bir tedarikçi olarak yer almaktadır.

Fakat bu hikâyede yalnızca ticaret değil, bir aile geleneği, bir vizyon ve bir duruş var.

“Babamızın Kurduğu Değeri, Kardeşler Olarak Geleceğe Taşıyoruz”

Ayhanlar Global’in temelini atan isim, bugün şirketin CEO’su olan Ferhat Ayhan’ın babası Ali Ayhan. Şirketin şu anki yönetimi, Ferhat Ayhan ve kardeşlerinin omuzlarında yükseliyor.

“Babamız ticareti sadece alım-satım değil, bir ahlak meselesi olarak gördü. Biz de onun açtığı yolda yürürken aynı değerlere sadık kalmaya çalışıyoruz. Kurumsallıkla aile sıcaklığını harmanlayan bir yapıyız.”

Ferhat Ayhan, ticaret anlayışlarının temelinde aileden gelen sözlü mirasın önemli bir etkisi olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:

“Dedemden ve babamdan öğrendiğim bir şey var: Ticarette dürüstlük, senetten kıymetlidir. İşin büyüklüğü, vicdanın küçülmesine sebep olmamalı. O yüzden her ticari kararda aynaya bakabileceğimiz bir duruş sergilemeye gayret ediyoruz.”

Sadece Güven Değil, Stratejik Ticaret ve Fiyat Dengelemesi

Ayhanlar Global, iş dünyasında sadece güvenle değil; aynı zamanda akılcı fiyat politikaları, sektörel ihtiyaçlara uygun ürün yönetimi ve doğru arz-talep dengesiyle de öne çıkıyor.

“Bir ürünü doğru fiyata alıp, doğru noktaya ulaştırmak; hem üreticinin hem tüketicinin hakkını korumak demektir. Biz bu noktada adaletli ve sürdürülebilir bir çizgi izlemeye çalışıyoruz.”

Ferhat Ayhan’a göre ticaret, yalnızca kar etmek değil, tüm tarafların kazandığı bir denge ortamı kurmaktır. Bu yüzden şirket, sadece ürün satmıyor; pazar analizi, tedarik planlaması ve marka temsili gibi konularda da çözüm ortağı rolü üstleniyor.

Türkiye Ekonomisine Güç Veren Bir Tedarik Modeli

Ayhanlar Global, Türkiye’nin üretim gücünü iç ve dış pazarlara taşıyarak ekonomiye somut katkılar sağlayan bir yapı olarak faaliyet göstermektedir. Firma aynı zamanda yurt dışından ithal ettiği kaliteli ürünleri de iç pazara sunarak çift yönlü bir tedarik kanalı oluşturmuştur.

“Biz lojistik firması değiliz; biz bir tedarikçiyiz. Ancak tedarik demek sadece ürün taşımak değil, ürünün arkasındaki emeği, hayali ve değeri doğru temsil etmektir.”

Bu bakış açısı sayesinde firma, hem küçük ve orta ölçekli üreticilere alan açmakta, hem de uluslararası alıcıların güvenini kazanmaktadır.

Ferhat Ayhan’ın Ticaret Felsefesi: “İlk Kazancınız Duruşunuz Olsun”

Ferhat Ayhan, yıllardır sürdürdüğü iş hayatında kazancı yalnızca maddi değerle ölçmeyen bir anlayışa sahip. Onun için en değerli yatırım, itibar ve sağlam karakter:

“Bir işe başlarken hep şunu sorarız: ‘Bu işin sonunda vicdanımız rahat olacak mı?’ Cevap hayırsa, ne kadar kârlı olursa olsun o iş bize uygun değildir. Çünkü bir gün her şey biter, ama iyi bir isim baki kalır.”

Aynı zamanda gençlerle sık sık bir araya gelen Ferhat Ayhan, iş hayatına atılacaklara önemli tavsiyelerde bulunuyor:

“Sabırlı olun. Sabırla kazanılan hiçbir şey kolay kaybedilmez. Bugün sizi anlatan şey, kaç iş yaptığınız değil; nasıl biri olarak anıldığınızdır.”
“Unutmayın, hızlı büyüyen ağaç rüzgârda çabuk devrilir. O yüzden kökünüz derin olsun; ticaretteki başarınız da kalıcı olsun.”

Ailede Başlayan, Topluma Açılan Bir Yolculuk

Ayhanlar Global’in bugünkü başarısının ardında yalnızca ticari hamleler değil; aile içi uyum, kardeş dayanışması ve birbirini tamamlayan güçlü roller yatıyor. Ferhat Ayhan, bu birlikteliğin sadece geçmişe saygı değil, aynı zamanda geleceğe karşı bir sorumluluk olduğunu ifade ediyor:

“Aynı sofrada büyüyen kardeşler olarak bugün aynı vizyonda yürümek bizim için hem bir nasip, hem bir görev. Bizden sonra da bu yapının değerleriyle devam etmesini istiyoruz.”

Sonuç: Sessiz, Dürüst ve Sürdürülebilir Bir Başarı Öyküsü

Ayhanlar Global, bugün Türkiye’nin dört bir yanına ürün ulaştıran, yurt dışı pazarlarda aktif rol alan, yerli üreticileri temsil eden, ithalatla iç pazara katkı sunan, aile değerleriyle kurumsallığı birleştiren güçlü bir tedarik zinciri olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Ferhat Ayhan ve kardeşleri için bu yapı sadece bir ticari organizasyon değil; geçmişten geleceğe uzanan bir emanet, ahlaki ilkelerle büyüyen bir miras, yeni nesillere güvenli bir örnek.

“Kazandıklarımızdan çok, nasıl kazandığımız bizim için önemli. Çünkü ticaret biter, raflar boşalır, hesaplar sıfırlanır… Ama iyi bir isim, bir ömür kalır.”

— Ferhat Ayhan

Continue Reading

Gündem

Davut Türkoğlu: Hizmet Sektöründe Yapay Zekayı Pulkon ile Entegre Ediyoruz

Pulkon, sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Güvenlik, istihdam ve entegre tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği hizmetlerle, iş dünyasına modern ve akıllı çözümler sunuyor.

Başarısının temelinde, 10 yılı aşkın sektörel deneyime sahip uzman ekibi ve ileri teknoloji odaklı vizyonu bulunan Pulkon, en güncel trendleri takip ederek fark yaratıyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarındaki akıllı çözümleri sayesinde, hem yerel hem de uluslararası müşterilerinin güvenini kazanmayı başarıyor.

Şirketin başarısının arkasındaki isim Davut Türkoğlu, “Yapay zekâ sadece teknolojik bir gelişim değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren bir güç. Pulkon olarak, bu dönüşümün iş dünyasında yarattığı değişimi en iyi şekilde değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Pulkon, yalnızca yerel pazarda değil, küresel arenada da varlık göstermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin vizyonu, yenilikçi hizmetlerini dünya çapında sunarak sektörde öncü bir konum elde etmek.

Teknolojik çözümlerle desteklenen hizmetleriyle öne çıkan Pulkon, yapay zeka tabanlı sistemler ve entegre hizmet anlayışıyla müşterilerine maksimum verimlilik sağlamayı hedefliyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği çözümler, işletmelere değer katıyor.

Davut Türkoğlu, Pulkon’un sunduğu hizmetlerin önemine vurgu yaparak, “Pulkon Güvenlik Hizmetleri, deneyimli kadrosu ve yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehditleri önceden tespit ederek riskleri minimize ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl bir işletmede şüpheli aktiviteleri belirleyen sistemimiz, büyük bir maddi kaybın önüne geçti. Pulkon İnsan Kaynakları, iş ve işçi eşleştirme sürecinde yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak doğru yetenekleri en uygun pozisyonlarla buluşturuyor. Bu sayede bir teknoloji firması, sadece iki hafta içinde ihtiyacına uygun yazılımcı ekibini oluşturdu” dedi.

Ayrıca Pulkon Entegre Tesis Yönetimi Hizmetleri, enerji tasarrufu ve operasyonel verimlilik konularında çağdaş çözümler sunuyor. Türkoğlu, “Bir otel grubu için sunduğumuz tesis yönetimi hizmetleri, operasyonel süreçlerde mükemmeliyet sağlarken misafir memnuniyetinde %25’lik bir artış kaydedilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.

Yolculuğuna yerel bir firma olarak başlayan Pulkon, küresel bir marka olma hedefiyle ilerlemeye devam ediyor. Müşteri güvenliği, operasyonel verimlilik ve memnuniyet odaklı yaklaşımıyla modern iş dünyasına değer katan Pulkon, 2026 yılının ilk çeyreğinde uluslararası pazarda genişlemeyi planlıyor.

Continue Reading

Çok Okunanlar