Connect with us

Gündem

Namazın karakter gelişimi üzerine etkisi

Doç. Dr. Esma SAYIN
Balıkesir Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Namazın karakter gelişimi üzerinde somut bir etkisi olması için bireyin namazı ikame etmesi kadar, ikame edilen, yani dosdoğru kılınan bir namazı muhafaza etmesi de önemlidir. Bu bağlamda namazı ikame etmek, namazdaki şekil-anlam ilişkisini anlamak, namazın sunduğu ahlakı yaşamak ve namazı dosdoğru kılmak anlamlarını ifade eder.

Namaz kılan müminin en temel özellikleri, “namaza devam edip” (Me’âric, 70/23.) “namazlarını korumasıdır.” (Me’âric, 70/34.) Namazlarına devamdan amaç, hiçbir vakit onu terk etmemesidir. Böylece insanın namazlarını muhafaza etmesi, namaza önem vermesini ve onu en mükemmel bir biçimde yerine getirmesini kapsar.

Namaz ile dünyevi kaygılardan nasıl uzaklaşılır?

Namaz kılan bireylerin, namaza devam etmelerinin yanında “namazlarını korumaları” (Mü’minûn, 23/9; Me’âric, 70/34.) namaz ibadetinin karakter üzerinde olumlu etkisinin görülmesinde çok önemlidir. “Bu yönüyle namazı korumanın diğer önemli bir anlamı, namazları tüm dünyevi kaygılardan uzak tutma duyarlılığıdır.” (Muhammed Esed, Kur’ân Mesajı, Meal-Tefsir,  çev. Cahit Koytak, Ahmet Ertürk, İşaret Yayınları, İstanbul, 1997, s. 689.)

Ahlaki güzellikleri olumlu yönde etkilemeyen bir namaz, insanın ruhunu saflaştırması; zihnini ve kalbini Allah’a odaklaması hususunda ona hiçbir fayda sağlamaz. Kur’an-ı Kerim’de “Namaz ibadetinin, insanı çirkin fiillerden ve akla, sağduyuya aykırı olan her türlü şeyden alıkoyduğu” (Ankebût, 29/45.) ifade edilmiştir. 

Namazın insana karşı sorumluluk duygusu ve vicdanlılık duygusunu geliştirmesi

Birey Allah’a karşı kendisini sorumlu hissettiği zaman, vicdanının ve iradesinin özgür sesini dinleyerek Allah dışında hiçbir kimseden emir almaz ve O’ndan başka hiç kimseye boyun eğmez. İnsan bu durumu Sübhâneke duasındaki “Senden başka ilâh yoktur.” ifadesi ile onaylar.

Namaz kılan bir kişi, hesap gününün sahibinin Allah olduğunun bilincine sahip olacağı için; o hesap günü gelmeden, kendisini hesaba çekme imkânı bulabilir. Bu durumun sonucunda kendini sorgulama bilincini kazanan insan, Allah’a karşı sorumlu olduğunun bilincini de günde beş vakitli bir disiplin içerisinde öğrenir. 

Namaz kılan insanların vicdanlılık anlayışına göre, duygusal, zihinsel, ruhsal dayanışmayı sağlayan sevgi ve saygı paylaşımı gibi manevi nimetleri karşılıksız yardım ve paylaşım (infak), duygusal, zihinsel, ruhsal yardıma ihtiyacı bulunan insanların, duygusal, zihinsel ve ruhsal yeterlilik kazanmış insanlar üzerindeki hakkıdır. 

Nitekim böyle bir duyarlılığa sahip insanlar, kendi içlerinde karşısındaki insanın yaşadığı deneyimi tecrübe edebilir; karşılıklı duygu birliğine ulaşabilirler. İnsanlar arası duygu birliğini yakalayabilen bireyler, ahlaken olgun bir insan olma gerçeğinin derinliklerine nüfuz etmeyi başarabilirler.

Namazın zaman ve çalışma disiplinini geliştirmesi

“Başta namaz gibi belirli zamanlarda yapılan ibadetler, hayat ve disiplin programı olarak vakti ve hayatı düzenler. Bütün ibadetler, insanda içsel gelişim ve olgunlukla birlikte büyük bir disiplin sağlar ve iradeyi güçlendirir.” (Mehmet Bayraktar, İslam İbadet Fenomenolojisi, Doğuş Matbaacılık, Ankara, 1987, s. 22-23.)

İslam toplumunda hayatın ritmi ve düzeni, büyük ölçüde günlük beş vakit namaz tarafından belirlenir. “Günümüzde bile inananları namaz kılmak üzere toplamak için yapılan namaz çağrısıyla -ezanla- insan, bu durumun farkına varır.” (Murata Sachiko, William Chittick, İslâm’ın Vizyonu/İnanç ve Uygulama, İnsan Yayınları, İstanbul, 2000, s. 66.)

Namazın hayatımızı düzene koymasının bir nedeni de günün belli vakitlerinde farz olmasıdır. “Şüphesiz ki namaz, inananlar üzerine vakitli olarak farz kılınmıştır.” (Nisâ, 4/103.) ayeti de namaz ibadetinin, namaz kılan bireylerin hayatını belirli bir zaman ve çalışma disiplini içerisinde bir düzene koyduğunu kanıtlar. 

Namazın sosyal ve ahlaki değerleri koruması

Kur’an-ı Kerim’de, “namaz kılan bireylerin iffetlerini korudukları gibi nikâh yoluyla meşru şekilde sahip oldukları dışında isteklerini frenledikleri” (Mü’minûn, 23/5-6.) ifade edilmiştir. Bu ayette namaz kılan kişilerin iffet, namus gibi sembolik değerlerin yanında, ahlaki olduğu düşünülen toplumun devamını sağlayan bütün değerleri korumaya karşı duyarlı oldukları anlaşılmaktadır. 

Sosyal ve ahlaki değerlerin korunmasında duyarlı olanlar, kendi değerlerinin korunmasına özen gösterdikleri gibi diğer insanların; hatta aynı dini ve dünya görüşünü paylaşmadıkları insanların değerlerini de korumaya özen göstermekle sorumludurlar. 

“Maddi ve manevi olgunlaşma, bu erdemler olmaksızın mümkün değildir. Çünkü toplumlar edep ve hayâ değerlerini kaybederlerse toplumsal düzen ve birliğin sağlanması mümkün değildir. İnsanları olumsuz karakter özelliklerinden alıkoymak hususunda edep ve hayânın etkisi, binlerce polisin etkisinden kuvvetlidir.” (Ahmet Hamdi Akseki, Ahlâk Dersleri, Üçdal Neşriyat, İstanbul, 1968, s. 169-170.)

Namazın tövbe gücünü geliştirmesi

Ruhsal dönüşüm, namazda bağışlanma dileyen ve hatalarını sorgulamayı öğrenerek hesap gününde hesaba çekilmeden önce kendi nefsini hesaba çekebilen ve kendini olumlu bir ahlaka yönlendirerek yenileyebilen bir insan için, günde beş kez mümkün olur. 

İnsanın ifade edilen bu ruhsal dönüşümü, tövbe bilinci sağlar. Bu da bireyin huzura davet edilişini, dualarına cevap verilişini, hatalarını fark ediş anının sonrasında olumsuz davranışın olumlu ahlaki davranışa yönelişini, kendisi ile beraber sevdiği bütün inanan insanların Allah’ın merhameti ile bağışlanacağı düşüncesini, gelecek günlerinin geçmiş günlerinden daha iyi olacağına dair umut duygusunu ve yenilenme bilincini artırır. Namaz ibadetindeki tövbe bilincinin önemi, içerisinde umut duygusu ile yenilenme bilincini de içermesinden kaynaklanır.

Namazın sabır gücünü geliştirmesi

Namaz ibadeti; Allah’ın huzurunda bulunma bilinci ve sadece namaz ibadetinin özüne odaklanma sorumluluğu vermesi nedeniyle insandaki olumsuz duygu ve düşünceleri kontrol altına almayı ve irade gücünü harekete geçirir. Namaz; yıkıcı, fevri, acımasız, kötü özellik ve alışkanlıklara hâkim olmayı sağlar. 

Bu nedenle inananların, “namaz ve sabırla Allah’tan yardım dilemeleri” (Bakara, 2/45.) emredilmektedir. Çünkü namaz ibadeti, sabır özelliğini kuvvetlendirip irade gücünü harekete geçirme yoluyla davranış, duygu ve düşünceleri kontrol etmeyi sağlar. Böylece namaz; kötü duygu, düşünce ve davranışların olumsuz etkilerinin hapsolup dışa yansımasına engel olur.

Namazın diğerkâmlık gücünü geliştirmesi

“Vay o namaz kılanların hâline ki, insanlara yapılacak en ufak bir iyiliği men ediyorlar.” (Mâ’ûn, 107/5-7.) ayeti insanlara karşı sorumlu olduğumuzu hatırlatmakla kalmayıp aynı zamanda maddi manevi her açıdan yardımlaşma, dayanışma ve paylaşım duygularını harekete geçirmektedir. Böylece namaz ibadeti ile Allah’a karşı sorumluluğunu hatırlayan insanın, hemen sonrasında insanlara iyilik etme, onlarla dayanışma, sevgi, yardımlaşma ve paylaşma içerisinde olması emredilerek onlara karşı olan sorumlulukları da hatırlatılmaktadır. 

Namazdaki huşu, alçakgönüllülüğü öğretir mi?

Allah’ın verdiği nimetleri insanlarla paylaşabilmemiz için Allah’a ve insanlara karşı alçakgönüllü bir duyarlılık, yani huşu içerisinde olmamız gerekmektedir. Namazın içerisindeki rükû ve secde tecrübesi, huşu içerisinde namaz kılma mecburiyeti bizi insanlara karşı alçakgönüllü bir duyarlılık ile davranmaya motive edecektir. Cemaatle namaz kılma ruhu da kibri ortadan kaldırıp fedakârlık ve sevgi merkezli bir paylaşıma kişiyi yönlendirir.

Namazın doğruluk ve dürüstlük gücünü geliştirmesi

Namaz ibadeti, bireyin başkalarına ve kendisine duyduğu inanç duygusu ile sınırlı değildir. Aynı zamanda bireyi, sadece Allah’tan yardım dileyebileceğine, O’na güvenebileceğine, O’ndan başka inanç duyabileceği bir ilâh olmadığına, O’nun kendisini işiterek şükrüne takdir ve saygıyla karşılık verdiğine inanmaya yönlendirmektedir. Hülasa; kişi, O’nun doğruluk ve hakikatine dair bir inanç beslemektedir. 

Diğer bir yönüyle, Allah’ın hakikat ve doğruluğuna inanç, kişilik yapımıza şekil veren karakter yapımızın ve yaşama karşı temel yönelimimizin doğru olana yönelmesine ve söz, değer yargılarımız ile davranışlarımızın uyumlu olmasına neden olur.

Namazın alçakgönüllülük gücünü geliştirmesi

Namazda birey, Allah’ın huzurunda durup O’nun hesap gününün sahibi olduğunu onaylarken kendisini hesaba çeker. Kendi hata ve eksiklerini sorguya çeken insan, kusurlarını görerek kusursuz olanın sadece Yüce Yaratıcısı olduğunun farkına varır. Bu anlayışla rükûa eğildiğinde, “Yüce olan Rabbimi insana ve yaratılmışlara ait bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.” demektedir. 

Başka bir deyişle insan, “O’nun isim ve sıfatlarındaki mükemmelliğini kavrarım; kendi kusurlarımın, eksiklerimin farkına vararak O’nun eşsizliğini tasdik ederim.” demiş olur. Ve Allah huzurunda alçakgönüllü olmayı öğrenir. Secde noktasında da birey, alnını yere koyduğunda, “En Yüce olan Rabbimi insana ve yaratılmışlara ait bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.” demektedir. Diğer bir ifadeyle “O’nun isim ve sıfatlarındaki mükemmelliği fark ederek Allah’ın huzurunda alçakgönüllü bir boyun eğiş (huşu) içerisinde bulunmaktayım.” diyerek tevazusunu ifade eder.

Namazın şükür ve vefa gücünü geliştirmesi

Namaz esnasında insan, nimet sahibini övgü, minnet, saygı ve teşekkür ifadeleriyle “Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.” diyerek anmaktadır. O’nun, nimetin ve hesap gününün sahibi olduğunu tasdik etmektedir. Namaz ibadeti yerine getirilirken rükû esnasında Allah’ın, kendisine şükredenleri işiterek kendisini övenleri övgü ve şükranla anacağını tasdik ederler ve bu inancın gereği “Rabbimiz minnet, övgü, şükran, sana aittir.” diyerek Allah’a minnet ve övgülerini tekrar sunarlar. 

Namaz kılan bireyler, namazın başında kıyam duruşunda, Allah’ı övgü, teşekkür ve vefa duyguları içerisinde anarak O’nu insana ve yaratılmışlara ait bütün eksik sıfatlardan tenzih ederler. Ayrıca tanımda ifade edildiği üzere namaz kılan bir insan, O’nun nimetin sahibi olduğunu, O’na iman etmekle ve bunu tevhit kelimesiyle ilan etmekle, O’na şükrünü ve övgüsünü sunar. Nitekim namaz içerisinde, ‘Sen’den başka hiçbir ilâh yoktur.’ ‘Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur.’ denilerek tevhit ifadeleriyle Allah’a iman yoluyla O’na olan şükrümüzü dilsel ifadelerle sunarız.

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ferhat Ayhan; Ticarette En Doğru Yatırım, İtibardır

Babası Ali Ayhan’ın kurduğu temeller üzerine, kardeşleriyle birlikte şirketin başında duran Ferhat Ayhan; Ayhanlar Global’i güven, temsil ve ilkelerle büyütüyor.

Aileden Gelen Değerlerle Büyüyen Bir Başarı: Ferhat Ayhan ve Ayhanlar Global

İstanbul merkezli Ayhanlar Global, mutfak gereçleri ve züccaciye sektöründe Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ürün ulaştıran, güvenin yanı sıra stratejik fiyat politikaları ve güçlü tedarik sistemiyle dikkat çeken bir toptan satış firması. Şirketin CEO’su Ferhat Ayhan, “Ticarette sadece doğru olmak yetmez, aynı zamanda dengeli olmak gerekir” diyerek, aileden gelen değerlerle şekillenen bu yapının arkasındaki vizyonu anlatıyor.

Ticaretin dili her dönemde değişir; yöntemler evrilir, araçlar dönüşür. Ancak bazı değerler vardır ki zamana karşı eskimez. Ayhanlar Global, işte bu değerler üzerine kurulu bir yapının adıdır.

İstanbul İstoç’ta faaliyet gösteren firma, mutfak gereçleri, züccaciye ürünleri ve plastik ev gereçleri başta olmak üzere geniş bir ürün yelpazesini hem yurt içi hem yurt dışı müşterileriyle buluşturmaktadır. Türkiye’nin tüm bölgelerine toptan ürün ulaştıran şirket, aynı zamanda Orta Doğu, Avrupa ve Afrika pazarlarında da aktif bir tedarikçi olarak yer almaktadır.

Fakat bu hikâyede yalnızca ticaret değil, bir aile geleneği, bir vizyon ve bir duruş var.

“Babamızın Kurduğu Değeri, Kardeşler Olarak Geleceğe Taşıyoruz”

Ayhanlar Global’in temelini atan isim, bugün şirketin CEO’su olan Ferhat Ayhan’ın babası Ali Ayhan. Şirketin şu anki yönetimi, Ferhat Ayhan ve kardeşlerinin omuzlarında yükseliyor.

“Babamız ticareti sadece alım-satım değil, bir ahlak meselesi olarak gördü. Biz de onun açtığı yolda yürürken aynı değerlere sadık kalmaya çalışıyoruz. Kurumsallıkla aile sıcaklığını harmanlayan bir yapıyız.”

Ferhat Ayhan, ticaret anlayışlarının temelinde aileden gelen sözlü mirasın önemli bir etkisi olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:

“Dedemden ve babamdan öğrendiğim bir şey var: Ticarette dürüstlük, senetten kıymetlidir. İşin büyüklüğü, vicdanın küçülmesine sebep olmamalı. O yüzden her ticari kararda aynaya bakabileceğimiz bir duruş sergilemeye gayret ediyoruz.”

Sadece Güven Değil, Stratejik Ticaret ve Fiyat Dengelemesi

Ayhanlar Global, iş dünyasında sadece güvenle değil; aynı zamanda akılcı fiyat politikaları, sektörel ihtiyaçlara uygun ürün yönetimi ve doğru arz-talep dengesiyle de öne çıkıyor.

“Bir ürünü doğru fiyata alıp, doğru noktaya ulaştırmak; hem üreticinin hem tüketicinin hakkını korumak demektir. Biz bu noktada adaletli ve sürdürülebilir bir çizgi izlemeye çalışıyoruz.”

Ferhat Ayhan’a göre ticaret, yalnızca kar etmek değil, tüm tarafların kazandığı bir denge ortamı kurmaktır. Bu yüzden şirket, sadece ürün satmıyor; pazar analizi, tedarik planlaması ve marka temsili gibi konularda da çözüm ortağı rolü üstleniyor.

Türkiye Ekonomisine Güç Veren Bir Tedarik Modeli

Ayhanlar Global, Türkiye’nin üretim gücünü iç ve dış pazarlara taşıyarak ekonomiye somut katkılar sağlayan bir yapı olarak faaliyet göstermektedir. Firma aynı zamanda yurt dışından ithal ettiği kaliteli ürünleri de iç pazara sunarak çift yönlü bir tedarik kanalı oluşturmuştur.

“Biz lojistik firması değiliz; biz bir tedarikçiyiz. Ancak tedarik demek sadece ürün taşımak değil, ürünün arkasındaki emeği, hayali ve değeri doğru temsil etmektir.”

Bu bakış açısı sayesinde firma, hem küçük ve orta ölçekli üreticilere alan açmakta, hem de uluslararası alıcıların güvenini kazanmaktadır.

Ferhat Ayhan’ın Ticaret Felsefesi: “İlk Kazancınız Duruşunuz Olsun”

Ferhat Ayhan, yıllardır sürdürdüğü iş hayatında kazancı yalnızca maddi değerle ölçmeyen bir anlayışa sahip. Onun için en değerli yatırım, itibar ve sağlam karakter:

“Bir işe başlarken hep şunu sorarız: ‘Bu işin sonunda vicdanımız rahat olacak mı?’ Cevap hayırsa, ne kadar kârlı olursa olsun o iş bize uygun değildir. Çünkü bir gün her şey biter, ama iyi bir isim baki kalır.”

Aynı zamanda gençlerle sık sık bir araya gelen Ferhat Ayhan, iş hayatına atılacaklara önemli tavsiyelerde bulunuyor:

“Sabırlı olun. Sabırla kazanılan hiçbir şey kolay kaybedilmez. Bugün sizi anlatan şey, kaç iş yaptığınız değil; nasıl biri olarak anıldığınızdır.”
“Unutmayın, hızlı büyüyen ağaç rüzgârda çabuk devrilir. O yüzden kökünüz derin olsun; ticaretteki başarınız da kalıcı olsun.”

Ailede Başlayan, Topluma Açılan Bir Yolculuk

Ayhanlar Global’in bugünkü başarısının ardında yalnızca ticari hamleler değil; aile içi uyum, kardeş dayanışması ve birbirini tamamlayan güçlü roller yatıyor. Ferhat Ayhan, bu birlikteliğin sadece geçmişe saygı değil, aynı zamanda geleceğe karşı bir sorumluluk olduğunu ifade ediyor:

“Aynı sofrada büyüyen kardeşler olarak bugün aynı vizyonda yürümek bizim için hem bir nasip, hem bir görev. Bizden sonra da bu yapının değerleriyle devam etmesini istiyoruz.”

Sonuç: Sessiz, Dürüst ve Sürdürülebilir Bir Başarı Öyküsü

Ayhanlar Global, bugün Türkiye’nin dört bir yanına ürün ulaştıran, yurt dışı pazarlarda aktif rol alan, yerli üreticileri temsil eden, ithalatla iç pazara katkı sunan, aile değerleriyle kurumsallığı birleştiren güçlü bir tedarik zinciri olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Ferhat Ayhan ve kardeşleri için bu yapı sadece bir ticari organizasyon değil; geçmişten geleceğe uzanan bir emanet, ahlaki ilkelerle büyüyen bir miras, yeni nesillere güvenli bir örnek.

“Kazandıklarımızdan çok, nasıl kazandığımız bizim için önemli. Çünkü ticaret biter, raflar boşalır, hesaplar sıfırlanır… Ama iyi bir isim, bir ömür kalır.”

— Ferhat Ayhan

Continue Reading

Gündem

Davut Türkoğlu: Hizmet Sektöründe Yapay Zekayı Pulkon ile Entegre Ediyoruz

Pulkon, sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Güvenlik, istihdam ve entegre tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği hizmetlerle, iş dünyasına modern ve akıllı çözümler sunuyor.

Başarısının temelinde, 10 yılı aşkın sektörel deneyime sahip uzman ekibi ve ileri teknoloji odaklı vizyonu bulunan Pulkon, en güncel trendleri takip ederek fark yaratıyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarındaki akıllı çözümleri sayesinde, hem yerel hem de uluslararası müşterilerinin güvenini kazanmayı başarıyor.

Şirketin başarısının arkasındaki isim Davut Türkoğlu, “Yapay zekâ sadece teknolojik bir gelişim değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren bir güç. Pulkon olarak, bu dönüşümün iş dünyasında yarattığı değişimi en iyi şekilde değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Pulkon, yalnızca yerel pazarda değil, küresel arenada da varlık göstermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin vizyonu, yenilikçi hizmetlerini dünya çapında sunarak sektörde öncü bir konum elde etmek.

Teknolojik çözümlerle desteklenen hizmetleriyle öne çıkan Pulkon, yapay zeka tabanlı sistemler ve entegre hizmet anlayışıyla müşterilerine maksimum verimlilik sağlamayı hedefliyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği çözümler, işletmelere değer katıyor.

Davut Türkoğlu, Pulkon’un sunduğu hizmetlerin önemine vurgu yaparak, “Pulkon Güvenlik Hizmetleri, deneyimli kadrosu ve yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehditleri önceden tespit ederek riskleri minimize ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl bir işletmede şüpheli aktiviteleri belirleyen sistemimiz, büyük bir maddi kaybın önüne geçti. Pulkon İnsan Kaynakları, iş ve işçi eşleştirme sürecinde yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak doğru yetenekleri en uygun pozisyonlarla buluşturuyor. Bu sayede bir teknoloji firması, sadece iki hafta içinde ihtiyacına uygun yazılımcı ekibini oluşturdu” dedi.

Ayrıca Pulkon Entegre Tesis Yönetimi Hizmetleri, enerji tasarrufu ve operasyonel verimlilik konularında çağdaş çözümler sunuyor. Türkoğlu, “Bir otel grubu için sunduğumuz tesis yönetimi hizmetleri, operasyonel süreçlerde mükemmeliyet sağlarken misafir memnuniyetinde %25’lik bir artış kaydedilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.

Yolculuğuna yerel bir firma olarak başlayan Pulkon, küresel bir marka olma hedefiyle ilerlemeye devam ediyor. Müşteri güvenliği, operasyonel verimlilik ve memnuniyet odaklı yaklaşımıyla modern iş dünyasına değer katan Pulkon, 2026 yılının ilk çeyreğinde uluslararası pazarda genişlemeyi planlıyor.

Continue Reading

Gündem

Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu Kuruldu!

Ankara’da bir araya gelen 11 sendika, kamu çalışanlarının hak kayıplarına karşı ortak mücadele etmek amacıyla Bağımsız Kamu Emekçileri Platformu’nu kurduklarını duyurdu.

Kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlayan BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN, TÖBSEN ve TÖS sendikaları, yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm üretmek ve gerçek sendikacılık anlayışını güçlendirmek için güçlerini birleştirdi.

Platform adına yapılan açıklama şöyle; 

Basına ve Kamuoyuna,

Yaşadığımız süreçte, memurların başta ekonomik kayıplar olmak üzere ciddi hak kayıpları yaşadığı ortadadır. En son yapılan maaş zammında da görüldüğü üzere, memurlar yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanmaktadır. Daha da vahim olan ise, iktidarın bu durumu sözde sendikalar üzerinden, özünde ise iktidarın arka bahçesine dönüşmüş yapılardan faydalanarak gerçekleştirmesidir.

Bizler, bu ülkenin üreten, halkını ve vatanını seven, Cumhuriyet değerlerini sahiplenen ve halkın refah içinde yaşamasını isteyen sendikalarız. Sendikaların görevi, üyelerinin mesleki, sosyal, özlük ve ekonomik haklarını savunmaktır. Ancak gelinen noktada, özellikle siyasi aidiyetler üzerinden sendikacılık yapanlar, halkın üreten gücünü sefalet yaşamına mahkûm etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca, tüm iş kollarında memurların yıllardır kemikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar yaşadığı açıktır. Bizler, aşağıda isimleri yer alan sendikalar olarak, kamu emekçilerinin kalıcı hale gelmiş sorunlarının çözümü ve bundan sonra yaşanabilecek sorunlara karşı ortak bir irade oluşturmak, gerçek sendikal mücadeleyi büyütmek amacıyla bir araya geldik. Ankara’da yaptığımız toplantı sonucunda, İlkeli Birliktelik ışığında Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu adıyla bir platform kurduğumuzu ilan ediyoruz.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu ülkede işçiler, emekliler, memurlar ve hatta işsizler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dolayısıyla platformumuz, tüm emek kesiminin sesi olacaktır.

Saygılarımızla,

BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN,TÖBSEN, TÖS

BAĞIMSIZ KAMU EMEKÇİLERİ PLATFORMU YÜRÜTME KURULU

Continue Reading

Çok Okunanlar