Connect with us

Gündem

Tabii afetlere nasıl bakalım?

Doç. Dr. Halil ALTUNTAŞ

Tabii afetler birtakım fiziki sebeplerin etkin olduğu ilahi kevni ayetlerin birer yansımasıdır. Ortaya çıkmaları yeryüzünde/evrende devam edegelen etkileşimin birer sonucu olmakla birlikte, insanın yeryüzündeki bozguncu (fesadi) davranışlarının sebep olucu ya da hızlandırıcı etkisine de maruz kalabilirler. (Rum, 30/41.)

Temel soru şudur: Kevni kanunlara karşı gelerek tabii afetlere sebebiyet verebilen insan acaba ilahi kanunlara karşı gelerek de aynı şeye sebebiyet verebilir mi? Yani isyan ve günahlar sebebi ile tabii afetler -dünyada uygulanan- ilahi birer ceza olarak gerçekleşir mi?

Kur’an-ı Kerim’in geçmiş ümmetlerin deprem, sel, yıldırım, kasırga gibi tabii afetler yolu ile cezalandırıldığını haber verdiği bir vakıadır. Bu sebeple “tabii afetler ilahi ceza değildir.” diye kestirip atmak isabetli değildir. Buna karşılık her tabii afetin ilahi ceza olarak gerçekleştiğini söylemek de realiteye aykırıdır.

Tabii afetlerin, cezalandırma yöntemi olarak tecelli ettiğini bildiren ayetlerde sunulan tabloların temel özelliği şudur: “Yol”dan çıkan toplumu “yol”a getirmek üzere görevlendirilen peygamber ya da peygamberler vardır. Bunlar tüm çabalarına rağmen sonuç alamazlar. Bu sefer Allah’ın gelmek üzere olan azabını haber verirler. Bu da etkili olmaz. Sonuçta da çok kere, tabii afetler üzerinden şekillenen azap gelir.

Şiddetli kasırga, çok yüksek frekanslı ses, deprem, tufan gibi örnekler Kur’an’da zikredilir. Aşağıdaki ayette bunlar şöyle hülasa edilmiştir: “Her birini günahı sebebiyle yakaladık; kimine taşlar savuran rüzgârlar gönderdik, kimini bir çığlık yok etti, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Onlara, Allah zulmetmiyordu, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.”(Ankebût, 29/40.)

Kur’an’ın sunduğu bu sahnelerde esas itibarı ile kevni kanunlara tabi olduğunu bildiğimiz olaylarla yeryüzü isyanları acaba aynı zamanda mı vuku bulmuştur (aynı zamana mı tesadüf etmiştir demiyoruz) yoksa Allah isyankâr tutumlar karşısında afet olgusunun sebeplerini duruma göre yaratmış mıdır? 

Bu ikinci şık Kur’an ve sünnetin verilerine aykırı değildir. Allah’ın kevni kanunları genel çerçevede işler yani tabiat olayları belli sebeplere dayalı olarak belli süreçlerde gerçekleşir. Ancak bazı durumlarda sebepler zincirinin tabii akışı değişikliğe uğrar ve Allah belli olayları bu sebeplere dayalı olarak var eder. 

Mesela kuraklık ve susuzluğun yaşandığı bir zamanda yapılan yağmur duasının kabul görmesi ve yağmurun yağması (Buhari, İstiska, 6.) bu kabildendir. Yağmurun yağmasının zahirî sebebi olan alçak basınç alanları mevcut değildir. Ama Allah kulun duasını kabul ederek bu ortamı var edebilir. Bu durum “Allah’ın sünnetinde bir değişme bulamazsın.” (Fetih, 48/23.) ayetine aykırı düşmez. Çünkü Allah’ın sünneti, kâinattaki her şeyin O’nun kudretinin eseri olan bir sebepler zinciri içinde işlemekte oluşudur. Yağmur duasının kabul görmesi de yağmuru oluşturacak fiziki-atmosferik şartların oluşturulması demektir. “Allah’ın her şeye gücü yeter.” (Âl-i İmran, 3/189.)

Kur’an’da tabii afetlerin ceza olarak gerçekleştiği örneklerinin verilmiş olması, tabiat olaylarının mevcudiyeti, bütün tabii afetlerin birer ceza olarak gerçekleştiğini düşünmemizi gerektirmez. Elbette ki insanlara ceza olarak takdir edilmemiş sayısız felaketler gelip geçmiştir. Bunlar, insandan mücerret olarak, kâinatın, bu arada dünyanın oluşum sürecinin birer gereğidir. Ama bütün olguları kupkuru bir materyalist bakışla ele alıp meselenin belli durumlarda ilahi tecziye ilkesi ile ilişkisi olmadığı da söylenemez. Kur’an kâinat sistemindeki ilahi kanunlara dikkat çekerken o kanunları var edip devamlarını sağlayan Allah’ı bildirmeyi amaçlar. Allah kanunlarını koyup bir kenara çekilmiş değildir. “O her gün/daima yaratma hâlindedir.” (Rahman, 55/29.)

Bu noktada konu şuraya geliyor: Tabii bir afetin ilahi ceza olarak gerçekleşip gerçekleşmediğinin kesin bilgisini ancak vahiy verir. Vahiy ise insan ölçeğinde yeryüzü ile artık irtibatını kesmiştir. Bu sebeple Kur’an’ın örnek olarak verdiği tarihî olayları genelleme yolu ile günümüze yansıtma yetkisine sahip değiliz. Dünyanın muayyen bir yerindeki insanların yaşadığı felaket ile onların işledikleri “suç”lar arasında doğrudan bir bağ kuramayız. 

Her isyankâr tutum dünya hayatında iken cezalandırılmaz (Fâtır, 35/45.) çünkü Allah “sabur”dur. Ama hepsi ahirete de kalmaz, dünyada karşılık bulur, (Kasas, 28/10.) ibret alınsın diye. (Haşr, 59/2.)

Nokta atışı yöntemi ile falanca toplumun başına gelen musibet ilahi bir azaptır, işlenen günahların cezasıdır diye kestirip atmak haddi aşmak olur. Ancak genel anlam itibarı ile tabii afetlerin cezai özelliğinin olmadığını söylemek de yanlış olur. Çünkü Kur’an bize bu tür azaba uğramış kimselerin yurtlarını göstererek ibret almamızı öğütlüyor. “İşte zulümleri yüzünden harabeye dönmüş evleri! Şüphesiz bunda bilen bir kavim için bir ibret vardır.” (Neml, 27/52.) Öğüt, karşılaşılması muhtemel bir tehlikeye karşı bilgilendirmek olduğuna göre kıyamete kadar hükmü baki olan Kur’an’ın bu uyarısı herkes için geçerli demektir. Musibetlerin sadece ceza olarak değil, sabır ve tevekkül konusunda imtihan amaçlı olarak da vuku bulduğunu biliyoruz. 

Kısaca, adı üstünde tabiat olaylarının sahip oldukları normal akışın çok üstünde bir ölçü ile zuhur etmesi şeklinde oluşan tabii afetler kuru ve başıboş bırakılmış “tabiat olayları”ndan ibaret değildirler. Allah’ın, koyduğu ilahi kanunlar üzerindeki tasarrufu daima etkindir.

Yeryüzü nimetlerinden yararlanmada çizgi tanımaz tavırların sergilenmesi halinde ceza olarak ya da hikmeti ilahi icabı imtihan olarak tahakkuk edebilirler. Falanca toplum günahları yüzünden şu afete maruz kaldı şeklinde kesin yargıda bulunmak kişiyi gaybı bilme iddiası ile başlayan bir dizi yanlışla karşı karşıya bırakır.

Başkalarının uğradığı afeti etiketlemek yerine kendimizi sorgulamamız daha akıllıca bir yol gibi görünmüyor mu?

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Davut Türkoğlu: Hizmet Sektöründe Yapay Zekayı Pulkon ile Entegre Ediyoruz

Pulkon, sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Güvenlik, istihdam ve entegre tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği hizmetlerle, iş dünyasına modern ve akıllı çözümler sunuyor.

Başarısının temelinde, 10 yılı aşkın sektörel deneyime sahip uzman ekibi ve ileri teknoloji odaklı vizyonu bulunan Pulkon, en güncel trendleri takip ederek fark yaratıyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarındaki akıllı çözümleri sayesinde, hem yerel hem de uluslararası müşterilerinin güvenini kazanmayı başarıyor.

Şirketin başarısının arkasındaki isim Davut Türkoğlu, “Yapay zekâ sadece teknolojik bir gelişim değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren bir güç. Pulkon olarak, bu dönüşümün iş dünyasında yarattığı değişimi en iyi şekilde değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Pulkon, yalnızca yerel pazarda değil, küresel arenada da varlık göstermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin vizyonu, yenilikçi hizmetlerini dünya çapında sunarak sektörde öncü bir konum elde etmek.

Teknolojik çözümlerle desteklenen hizmetleriyle öne çıkan Pulkon, yapay zeka tabanlı sistemler ve entegre hizmet anlayışıyla müşterilerine maksimum verimlilik sağlamayı hedefliyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği çözümler, işletmelere değer katıyor.

Davut Türkoğlu, Pulkon’un sunduğu hizmetlerin önemine vurgu yaparak, “Pulkon Güvenlik Hizmetleri, deneyimli kadrosu ve yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehditleri önceden tespit ederek riskleri minimize ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl bir işletmede şüpheli aktiviteleri belirleyen sistemimiz, büyük bir maddi kaybın önüne geçti. Pulkon İnsan Kaynakları, iş ve işçi eşleştirme sürecinde yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak doğru yetenekleri en uygun pozisyonlarla buluşturuyor. Bu sayede bir teknoloji firması, sadece iki hafta içinde ihtiyacına uygun yazılımcı ekibini oluşturdu” dedi.

Ayrıca Pulkon Entegre Tesis Yönetimi Hizmetleri, enerji tasarrufu ve operasyonel verimlilik konularında çağdaş çözümler sunuyor. Türkoğlu, “Bir otel grubu için sunduğumuz tesis yönetimi hizmetleri, operasyonel süreçlerde mükemmeliyet sağlarken misafir memnuniyetinde %25’lik bir artış kaydedilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.

Yolculuğuna yerel bir firma olarak başlayan Pulkon, küresel bir marka olma hedefiyle ilerlemeye devam ediyor. Müşteri güvenliği, operasyonel verimlilik ve memnuniyet odaklı yaklaşımıyla modern iş dünyasına değer katan Pulkon, 2026 yılının ilk çeyreğinde uluslararası pazarda genişlemeyi planlıyor.

Continue Reading

Gündem

Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu Kuruldu!

Ankara’da bir araya gelen 11 sendika, kamu çalışanlarının hak kayıplarına karşı ortak mücadele etmek amacıyla Bağımsız Kamu Emekçileri Platformu’nu kurduklarını duyurdu.

Kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlayan BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN, TÖBSEN ve TÖS sendikaları, yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm üretmek ve gerçek sendikacılık anlayışını güçlendirmek için güçlerini birleştirdi.

Platform adına yapılan açıklama şöyle; 

Basına ve Kamuoyuna,

Yaşadığımız süreçte, memurların başta ekonomik kayıplar olmak üzere ciddi hak kayıpları yaşadığı ortadadır. En son yapılan maaş zammında da görüldüğü üzere, memurlar yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanmaktadır. Daha da vahim olan ise, iktidarın bu durumu sözde sendikalar üzerinden, özünde ise iktidarın arka bahçesine dönüşmüş yapılardan faydalanarak gerçekleştirmesidir.

Bizler, bu ülkenin üreten, halkını ve vatanını seven, Cumhuriyet değerlerini sahiplenen ve halkın refah içinde yaşamasını isteyen sendikalarız. Sendikaların görevi, üyelerinin mesleki, sosyal, özlük ve ekonomik haklarını savunmaktır. Ancak gelinen noktada, özellikle siyasi aidiyetler üzerinden sendikacılık yapanlar, halkın üreten gücünü sefalet yaşamına mahkûm etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca, tüm iş kollarında memurların yıllardır kemikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar yaşadığı açıktır. Bizler, aşağıda isimleri yer alan sendikalar olarak, kamu emekçilerinin kalıcı hale gelmiş sorunlarının çözümü ve bundan sonra yaşanabilecek sorunlara karşı ortak bir irade oluşturmak, gerçek sendikal mücadeleyi büyütmek amacıyla bir araya geldik. Ankara’da yaptığımız toplantı sonucunda, İlkeli Birliktelik ışığında Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu adıyla bir platform kurduğumuzu ilan ediyoruz.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu ülkede işçiler, emekliler, memurlar ve hatta işsizler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dolayısıyla platformumuz, tüm emek kesiminin sesi olacaktır.

Saygılarımızla,

BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN,TÖBSEN, TÖS

BAĞIMSIZ KAMU EMEKÇİLERİ PLATFORMU YÜRÜTME KURULU

Continue Reading

Gündem

FETÖCÜ Erkan BOZKURT SIRRA KADEM BASTI

FETÖ ile ilgili neredeyse hergün onlarca operasyon oluyor .Bir türlü bitmek bilmeyen örgüt kan kaybetsede varligini sürdürmeye devam ediyor .50 sene boyunca Türkiye nin her tarafını, her kurum ve devlet yapısını bir örümcek agi gibi sarmalayıp ele geçiren FETÖ, yeniden ayağa kalkmaya calışıyor .15 temmuz hain darbe girişiminden sonra dağılma sürecine giren ve devlet kurumlarında kan kaybeden FETÖ ,kaybettiği eski gücünü ve itibarını yeniden kazanmak için Altın nesil ve Yeniden Diriliş yapılanması içerisine girdi. Özellikle AKP iktidarına muhalif genç nesil FETÖ‘nün sahte yüzüne hala kanmaya devam ediyor .Bu yeni yapılanmanın aktörlerinden biri de Erkan BOZKURT . Özellikle genç nesli FETÖ içerisine çekmeye çalışan ve muhalif tarafın Z kuşağını hedef olarak seçen Zanlı ve aynı mihvalde birlikte hareket ettikleri bir çok şüpheli şahıs hakkında açılan soruşturmalar tüm hızıyla devam ediyor. Türk polisinin ihbar ve gizli tanik beyanları sonucu harekete geçmesiyle Fetönün yeni Altın Nesil yapılanması ve Yeniden Diriliş oluşumu deşifre oldu .Gecen hafta birçok ilde yapılan FETÖ Operasyonunda onlarca FETÖ  üyesi hakkında gözaltı kararı verilmiş ve büyük bir kısmı yakalanmış ve tutuklanmıştı. Cezaevinde bulunan Fetöcülerin ailelerine maddi ve manevi destek de verdiği polis kayıtlarına geçen   Zanlının bugün Evinde yapılan aramada örgüt mensupları için paketlenmiş gıda ve yine döviz bazında bir miktar para ele geçirildi. Örgüt mensuplarından himmet adı altında para toplayan Zanlı henüz bulunamadı.

Continue Reading

Çok Okunanlar