Leica – SL Serisinde Yeni Nesil: Yüksek Teknoloji ve Bulut Entegrasyonu
Oto Haber Ekim 19, 2025 0
Leica, 2025 senesinde prestijli SL serisi aynasız kameralarını yenileyerek hem resim hem video alanında iddiasını sürdürdü. Almanya merkezli efsanevi üretici, Mart 2024’te tanıttığı 60 MP’lik Leica SL3 modelinin ardından, Ocak 2025’te serinin kardeş modeli olan Leica SL3-S’i piyasaya sürdü. Bu iki model birlikte, Leica’nın L-mount sistemde değişik ihtiyaçlara yönelik iki amiral gemisi sunmasını sağlıyor: Biri yüksek çözünürlük ve resim odaklı (SL3), öteki ise daha düşük çözünürlükle yüksek hız ve video odaklı (SL3-S). Leica SL3-S, şirketin 2020’de çıkardığı SL2-S’nin halefi olarak konumlanıyor ve mühim teknolojik iyileştirmeler içeriyor. Leica denince akla gelen saf fotoğrafçilik geleneği, bu yeni modelde modern dijital olanaklarla harmanlanmış durumda. Ayrıca Leica, 2025 için duyurduğu Frame.io bulut entegrasyonu ile de dijital iş akışına yenilik katmaya hazırlanıyor.
-
Leica SL3-S: Yeni SL3-S, Leica’nın 24.6 megapiksel çözünürlüğünde olan tam kare BSI CMOS sensörü çevresinde inşa edildi. Bu, SL3’teki 60 MP sensöre göre daha düşük çözünürlük demek, fakat SL3-S bilhassa hızlı performans ve düşük ışık kapasitesi gözetilerek tasarlandı. En büyük güncelleme, Leica’nın ilk kez bir SL modelinde kullandığı DSLR seviyesinde süratli bir faz algılamalı AF sistemi. 779 noktalı hibrit AF sistemi, önceki Leica modellerinin karşıtlık bazlı AF’sine göre ciddi bir hız ve doğruluk artışı getiriyor – bu da Leica’nın aynasız kameralarının kim bilir tek zayıf noktası olan netleme konusu ile ilgili çağ atlamış olduğu anlamına geliyor. SL3-S, bu yeni sensör ve Maestro IV işlemcisi vasıtası ile saniyede 30 kareye kadar devamlı çekim yapabiliyor (elektronik deklanşör ile). Bu, Leica gibi genellikle daha yavaş tempolu fotoğrafçılığı andıran bir markanın dahi artık spor ve aksiyon çekimlerine göz kırptığını gösteriyor. Elbette Leica, süratli çekimde de kaliteyi ön planda tutmuş; tam çözünürlükte 14-bit RAW görüntüleri bu hızlarda kaydedebiliyor.
Video performansı, SL3-S’in ayırt edici özelliklerinden biri. 6K çözünürlükte 10-bit dahili video kaydı yapabilen kamera, üstelik bunu “open gate” (3:2 en-boy oranında tam sensör alanı) modunda, rastgele bir kayıt süresi sınırı olmadan başarabiliyor. Yani SL3-S ile 6K/30p tam sensör imaj kaydedip daha sonra kurguda dilediğiniz çerçeveyi seçebiliyorsunuz. Ayrıca standart 16:9 formatında Cine 6K (6016×4014) 30p, DCI 4K ve UHD 4K 60p ile Full HD 1080p HD slo-mo gibi muhtelif seçenekler sunuyor. Bu kayıtlar 10-bit renk derinliğinde olduğundan, ustalaşmış renk düzenleme ve gradinge son aşama uygun. Leica, video tarafında kullanıcılarına L-Log gamma profilini sunarak geniş hareketli aralıklı çekimlere imkân tanıyor. SL3-S, dahili olarak yüksek bitrateli H.265 formatta ya da gerektiğinde dışarıya pak HDMI üstünden ProRes gibi codec’lerle kayıt yapabiliyor. Isı yönetimi konusu ile ilgili Leica, gövdeyi soğutma bakımından olabildiğince bereketli tasarladığını ve böylece uzun 6K kayıtları kesintisiz sürdürebildiğini belirtiyor – bu, gövdede fan olmaksızın sağlanmış ki mühendislik başarısı.
Leica SL3-S’in öteki yöntem özellikleri de üst düzey: 5 eksenli gövde içi stabilizasyonu ile aşağı yukarı 5 stop düzeyinde sarsıntı azaltma sağlıyor (Leica, IBIS konusu ile ilgili çok agresif değerler vermese de pratikte 5 stop olabildiğince yeterli). Vizör tarafında, 5.76 milyon noktalı OLED EVF (0.78x büyütmeli) kullanılmış – bu vizör hem SL3’te hem Panasonic S1R II gibi modellerde de görülen piyasadaki en yüksek çözünürlüğünde olan vizörlerden biri ve son aşama berrak bir bakış sağlıyor. Arka monitör ise 3.2 inç boyutlu, dokunmatik ve eğilebilir yapıda, çekimlerde elastikiyet sunuyor. Çift kart yuvası (bir CFexpress B ve bir UHS-II SD) ile ustalaşmış kullanım için güvenilir kayıt imkânı düşünülmüş. Magnesium alaşımlı gövdesi, toz/nem yalıtımı ile sıkıntılı şartlarda çekime uygun. Leica’nın ünlü minimalist dizayn çizgisi SL3-S’te de kendini gösteriyor: Gövde, üstünde yalnızca lüzumlu düğmelerin yer aldığı, sade ve sağlam bir yapıda. Kullanıcı kitlesi olarak SL3-S, Leica’nın sadık kullanıcıları, video prodüksiyon profesyonelleri ve fotoğrafçılık yanısıra video işleri de yapan ticari stüdyoları hedef alıyor. 5000$ üstündeki fiyatı nedeniyle kitlenin sıklıkla Leica tutkunlarıyla sınırı olan kalacağı öngörülse de, Leica bu modelle yöntem açıdan artık CaNikon/Sony gibilerin gerisinde kalmadığını ispatlıyor. Özellikle önceki SL2-S kullanıcıları için fazladan ödenen paraya değecek birden fazla yenilik mevcut: AF hızı, seri çekim, 6K sınırsız video gibi.
Leica, SL3-S’in duyurusuyla beraber enteresan bir de program müjdesi verdi: 2025 içerisinde Frame.io “Camera to Cloud” entegrasyonu bu modele (ve büyük ihtimalle SL3’e) gelecek. Bu hususiyet etken hale geldiğinde, SL3-S ile çekilen resim ve videolar anında bulut ortamına (Adobe Frame.io) yüklenebilecek ve takım üyeleriyle anlık paylaşım yapılabilecek. Özellikle stüdyo ekipleri, reklam ajansları ve yönetmen/düzenleme kadrosunun uzaktan çalmış olduğu prodüksiyonlar için bu, iş akışında devrimsel bir kolaylık anlamına geliyor. Bir çekimi yaptıktan saniyeler sonra öteki bir ülkedeki editör görüntüleri indirip çalışmaya başlayabilecek. Bu tür yenilikler, Leica’nın niş bir lüks marka olmanın ötesine geçip teknolojik çözümler sunma arayışında bulunduğunun göstergesi.
Sonuç olarak Leica, 2025’te SL sistemini iki koldan güçlendirerek hem çözünürlük tutkunlarını (SL3 ile 60MP) hem de hız/video tutkunlarını (SL3-S ile 6K30p ve 24MP) tatmin etmeyi amaçlıyor. Üstelik bunu yaparken klasik Leica çizgisinden taviz vermiyor: Üstün araç-gereç kalitesi, optik kusursuzluk (L-mount ortaklığındaki Leica lensleri) ve sade dizayn devam ediyor. Ancak artık bu şık dış görünüşün altında en yeni dijital görüntüleme teknolojileri de mevcut. Leica’nın hamleleri, 2025 kamera rekabetinde kalite ve prestijden taviz vermeden inovasyon yapmanın örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.