Panasonic – Hibrit Performansın Zirvesi: Yeni LUMIX S1R II
Oto Haber Ekim 19, 2025 0
Panasonic, 2025 senesinde aynasız kamera pazarında hibrit kullanıma vurgu yapan kuvvetli bir modelle sahne aldı: LUMIX S1R Mark II. Full-frame (tam kare) sensörlü L-mount aynasız serisinin yeni üyesi olan S1R II, Panasonic’in resim ve videoyu bir arada üst düzeyde sunma hedefinin bir ürünü. Şirket, uzun seneler Contrast AF (kontrast algılamalı netleme) sistemine dayalı kameralarıyla eleştirilse de, 2023’te S5II modeliyle getirmiş olduğu faz algılamalı AF devrimini şimdi amiral gemisi seviyesine taşıdı. LUMIX S1R II, yüksek çözünürlüğünde olan sensörü, gelişmiş işlemcisi ve yenilikçi video özellikleriyle profesyonel içerik üreticilerine ve melez (foto+video) çalışanlara hitap ediyor. Ayrıca Panasonic, Micro Four Thirds cephesinde de GH serisi gibi modellerle etkinliğini sürdürse de, 2025’teki odak noktasını tam kare S serisine yöneltmiş görünüyor.
-
Panasonic LUMIX S1R II: İlk kez CP+ 2025 fuarında sergilenen ve Şubat 2025’te resmen duyurulan LUMIX S1R Mark II, 44.3 megapiksellik tamamiyle yeni geliştirilmiş bir full-frame CMOS sensör çevresinde şekilleniyor. Bu sensör, selefi S1R’ın 47 MP sensöründen değişik olarak daha düşük çözünürlüğünde olan gibi görünse de (47’den 44 MP’ye), aslında tamamiyle yeni bir teknolojiyle donatılmış: Faz Hibrit AF destekli, yüksek süratli okuma yapabilen ve geniş hareketli aralığa haiz bir yapıda. Panasonic ve Leica’nın ortak geliştirdiği yeni nesil L² (L-squared) işlemci motoru, S1R II’nin beyni olarak vazife yapıyor ve önceki jenerasyona göre mühim performans artışları sağlıyor. En büyük yenilik, kuşkusuz otomatik netleme sistemi: S1R II, Panasonic’in uzun yıllardan beri beklenen faz algılamalı otomatik odaklama teknolojisini üst düzen bir modelde sunmasıyla, odaklama hızında ve tutarlılığında inkilap yaratıyor. Toplam 779 noktaya kadar çıkabilen hibrid AF sistemi, hem karşıtlık hem faz bilgisini kullanarak bilhassa hareketli konuların takibinde Panasonic kameraların eski zayıflığını gideriyor. Artık göz, yüz, insan ve hayvan takip edeni oldukça daha güvenilir; bu da spor, düğün gibi kaçırılmaması ihtiyaç duyulan anlarda Panasonic kullanıcılarına büyük garanti veriyor.
S1R II’nin seri çekim hızı da kayda değer: Sürekli AF takip açıkken 40 fps’e varan burst çekim yapabiliyor (elektronik perde ile) – bu, önceki modelin yalnızca 9 fps yapabildiği düşünülürse şaşırtıcı bir sıçrama. Mekanik perde kullanıldığında da 9 fps (AF-C ile) hızı korunuyor. Bu seri çekim performansı, 44 MP gibi yüksek bir çözünürlükte elde edildiğinden, hem aksiyon anlarını soruşturma hem de detaydan ödün vermeme imkânı tanıyor. Gövde içi imaj sabitleme (IBIS) konusu ile ilgili Panasonic esasen liderlerden biriydi; S1R II, 5 eksenli IBIS ile 7.5-8 stop civarı bir üstünlük sağlayarak elde çekimde net sonuçlar almayı kolaylaştırıyor. Dual I.S. 2 sistemi vasıtası ile ahenkli O.I.S. lenslerle beraber bu kıymet daha da yükseğe çıkabiliyor.
Video tarafı, S1R II’yi reel bir hibrit kamera yapan unsur. Bu model, 8K çözünürlükte 30p video kaydını destek veriyor ve ilaveten sensörün tamamını kullanarak open-gate 6K (3:2 oranında tam sensör) 30p kayıt yapabiliyor. Open-gate modu bilhassa sinemacılar ve reklam çekimleri için esnek bir seçenek, zira tek çekimden değişik formatlarda kırpma olanağı sağlıyor. S1R II, 4K çözünürlükte de 120 fps’ye kadar yüksek kare süratli çekim sunarak ağır çekim tutkunlarını memnun ediyor. Panasonic, ustalaşmış video kullanıcılarını düşünerek kameraya False Color göstergesi, Zebra desenleri, Waveform (dalga formu) ekranı ve ön tanımlı LUT uygulama gibi özellikler eklemiş – bunlar normalde sinema kameralarında gördüğümüz araçlar ve çekim esnasında doğru pozlama ve renk referansı için oldukça önemli. Ayrıca kullanıcılar kendi özel LUT’larını cihaza yükleyerek anlık olarak değişik renk profilleriyle çekim yapabiliyor, bu da post-prodüksiyon sürecini hızlandırıyor. V-Log gama profili ve HDR (HLG) kayıt desteği de S1R II’nin video sıralamasında yer alıyor, böylelikle hareketli aralığı geniş görüntüler kayıt dibine alınabiliyor. Panasonic, S1H modeliyle elde etmiş olduğu tecrübeyi S1R II’ye de yansıtarak video kayıt sürelerini oldukça uzun tutmaya çalışmış; geliştirilmiş sıcaklık dağıtım sistemi vasıtası ile 8K videoda dahi kamera aşırı ısınmadan ciddi uzunluklarda kayıt yapabiliyor (ancak etken soğutma için entegre fan bulunmadığından, kesintisiz süreler S1H kadar sınırsız değil).
Tasarım olarak LUMIX S1R II, magnezyum alaşımlı sağlam gövdesi, çift kart girişi (CFexpress B + SD UHS-II) ve hava şartlarına dayanıklılığı ile ustalaşmış kullanımın gerekliliklerini karşılıyor. 5.76 milyon noktalı OLED vizörü ve 3.2 inç dokunmatik dönebilir ekranıyla kadrajlama tecrübesi de üst düzey. Hedef kitle itibarıyla S1R II, hem resim hem video çeken ve tek gövdede ödün vermek istemeyen profesyonelleri hedef alıyor. Özellikle düğün, etkinlik, belgesel yapımcıları gibi değişik ortamlara ahenk sağlayacak bir ekipman arayanlar için S1R II, Nikon Z8 ya da Canon EOS R5 Mark II gibi rakiplerine karşı oldukça kuvvetli bir alternatif olarak belirdi. Önceki S1R modeline kıyasla getirmiş olduğu faz algılamalı AF, 8K video, 40 fps çekim gibi yenilikler, Panasonic’i uzun yıllardan beri eleştirildiği noktalarda aniden yarışın ön saflarına taşıdı. Bu yönüyle LUMIX S1R II, 2025 yılının kamera sektöründe “en iyi hibrit kamera” unvanına aday gösterilebilecek kadar ilgi cazibeli bir lansman oldu.
Panasonic ilaveten L-Mount İttifakı ortağı Leica ile beraber çalışmanın meyvelerini de S1R II ile topluyor. Ortak lens ekosistemini genişleten Panasonic, 2025’te Lumix S 14-28mm f/4-5.6 MACRO gibi enteresan ve hafifçe lensler duyurarak hem resim hem videoda kullanım alanını genişletiyor. Micro Four Thirds tarafında ise, GH serisi video odaklı kameraların (GH6) halen aktüel olması sebebiyle yeni bir model duyurulmadı, fakat program güncellemeleriyle onların da ömrü uzatılıyor. Özetle, Panasonic 2025’teki hamlesiyle “fotoğraf mı video mu?” ikileminde kalmadan, her ikisinde de üst seviye performans isteyenlere hitap eden bir kamera sunmuş oldu. Bu durum, endüstrideki hibrit kamera trendinin ne kadar kuvvetli hale geldiğinin bir göstergesi şeklinde de yorumlanabilir.