Connect with us

Yaşam

Genel Başkan Türkmen’den DİTİB gönüllülerine teşekkür

Rheinland Pfalz ve Saarland DİTİB Eyalet Birlikleri ve teşkilat başkanlarının katılımıyla gerçekleşen toplantıda, tüm dünyada etkisini devam ettiren salgın sürecinde DİTİB teşkilatınca yapılan ve 2021 yılında gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler istişare edildi.

DİTİB Genel Sekreteri Abdurrahman Atasoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen video konferansı, Rheinland Pfalz Eyalet Birliği Başkanı Yılmaz Yıldız ve Saarland Eyalet Birliği Başkanı Erkan Kahveci’nin eyaletlerde yapılan faaliyetlerin değerlendirilmesi, Rheinland Pfalz Eyalet Birliği Dini Danışma Kurulu Başkanı Celil Mahir Dindar ve DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Dilek’in selamlama konuşmalarıyla başladı.

Yaklaşık 3 saat süren istişare ve değerlendirme toplantısında DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, 2020 yılının genel değerlendirmesini ve 2021 yılında gerçekleştirilecek faaliyetler üzerinde durdu.

Türkmen’den zorlu süreç için DİTİB teşkilatına teşekkür

Salgın sürecinde DİTİB’in yaptığı çalışmaları değerlendiren Türkmen, bir yıla yakın süredir tüm dünyanın zor bir süreçten geçitiğini ifade ederek, bu süreçte topluma ve insanlığa hizmet noktasında yapmış oldukları çalışmalarla, gösterdikleri özveri ve gayret için teşkilat başkanlarına teşekkür etti.

Koronavirüs vakasının yükselişe geçtiği Mart ayında planlanan istişare toplantılarını iptal etmek ve camileri kapatmak zorunda kaldıklarını ifade eden Türkmen, DİTİB ailesi olarak o günden beri süreci birlikte iyi yürüttüklerini kaydetti. Ramazan ayı itibariyle önce vakit akabinde Cuma namazları ile yeniden başladığını aktaran Türkmen, camilerde maske, mesafe ve temizlik kurallarının en üst safhada uygulandığını söyledi.

DİTİB toplumun her kesimine ulaşmaya çalışan bir kurumdur

DİTİB tüm imkanlarıyla toplumun her kesimine ulaşmaya çalıştığını anlatan Türkmen şöyle devam etti: “DİTİB özellikle cemaat olma yolunda gelişmeler gösteren bir kurumdur. Bu yönde de çalışmalarımız, görüşmelerimiz ve mücadelemiz devam ediyor. Rheinland-Pfalz eyaletinde ‘Hedef Anlaşması’ imzalananarak  güzel bir gelişme kaydedildi. Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde güzel bir model uygulandı. Bu olumlu ve güzel gelişmelerin diğer eyaletlere de sirayet edeceğini ümit ediyoruz. Önemli olan bu zorlu süreçlerde bizim nerede konuşlandığımız ve nasıl durduğumuzdur. Bu zor süreçte derneklerimiz ihtiyaç sahiplerine maske diktiler, risk grubundaki insanlara yardımcı oldular, yaşlı insanlara yardımda bulundular. Kurumsal olarak da zor zaman ahlakına tutunmak tam da böyle zamanda birlik ve beraberliği, birbirimizle iletişimi daha sağlam tutmak, merkez ile taşra arasındaki sorunları rahatça konuşabilmektir. Bu vesileyle online da olsa bu zorlu süreçte güzel hizmetler yürüten dernek başkanlarımıza teşekkür etmek, dua ederek moral vermeyi arzu ettim.”

DİTİB çalışmalarına öğrenci evleri vizyon kattı

Türkmen, DİTİB’in üniversitelerde eğitim gören öğrencilere yurt ve burs imkanı sunduğunu belirterek, öğrenci evlerinde sadece konaklama hizmetinin yanı sıra eğitimlerine katkı sağladıklarına vurgu yaptı. Bu hizmetin sahibinin dernekler olduğunu söyleyen Türkmen, şu anda 450 kapasiteli öğrenci evlerinde kalan her bir öğrenciye burs imkanı sunduklarını belirtti.

DİTİB hizmet çeşitliliğini geliştirecek

Hizmetlere yenilik ve farkındalık katmanın gayreti içerisinde olduklarını vurgu yapan Türkmen, “Cemaatimiz, üyelerimiz, çocuğundan yaşlısına, kadınından gencine bizlerden her alanda yeni hizmetler bekliyor. Cami hizmetlerini geliştirmek ve cami dışına da hizmetlerimizi götürmemiz gerekiyor. 2020 yılında hizmet ağımıza imam eğitimi ile bir yenilik yaparak başlatmıştık ve güzel de devam ediyor. Katılımcılar tarafından da güzel bir müfredatının olduğu ifade ediliyor. Çok başarılı bir şekilde yürüyor. Manevi rehberlik konusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Hastane, hapishane, huzurevleri ve ailelere yönelik değişik alanlarda manevi rehberlik konusunda çalışmalarımızı 2021 yılı içerisinde başlatmış olacağız” diye konuştu.

Hayri ve sosyal faaliyetler devam edecek

DİTİB’in hayri ve sosyal faaliyetler kapsamında yaptıkları çalışmaları aktaran Türkmen şöyle konuştu: “DİTİB olarak pek çok hayri ve sosyal faaliyetler yürütüyoruz. Taşra teşkilatlarımızın destekleriyle Elazığ, Giresun, Beyrut ve İzmir yardım kampanyaları düzenledik. Kurbanlarla dünyanın en ücra köşesindeki kardeşlerimize ulaşıyoruz ve onların dualarını alıyoruz. Bu konuda her bir teşkilat başkanımıza teşekkür ediyorum. Aynı gayreti ve heyecanı biz her sene taşıyacağız, her sene bu hizmeti yürüteceğiz. Doktora ve lisans eğitimi gören gençlerimize, üniversitelerde okuyan öğrencilerimize burs veriyoruz.”

Pandemi sürecinde irşad hizmetleri dijital ortama taşındı

Pandemi sürecinde irşad hizmetlerini dijital ortama taşıdıklarına söyleyen Türkmen şöyle konuştu: “Kindermoschee eğitimi için yeni bir eser meydana getirdik. Pandemi sürecinde Almanya genelinde camilerimizde verilen Kindermoschee eğitiminde online olarak 450 eğitici yetiştirdik. Almanca ve Türkçe olarak öğreticinin kullanabileceği özel olarak eğitim müfredatı ve materyali hazırladık. Bunların hepsinde sizlerin emeğiniz var, desteğiniz var. DİTİB artık Almanya’ya mahsus dini bir teşkilat olmaktan öte, ürettiğimiz her eser diğer ülke dillerine çevrilerek ders müfratlarında kullanılıyor. Sizin yaptığınız hayırlarla üretilen hizmetler sadece Almanya’da değil diğer ülkelerdeki kardeşlerimiz de faydalanıyor. Gençlere ve kadınlara yönelik eserler de üretmeye başlayacağız. Kadınlarımıza yönelik pilot olarak Köln Merkez’de Suffa eğitim programı başlattık. Eğitim hizmetlerimize bundan sonra daha da ağırlık vereceğiz. ‘Camiye Gidiyorum’ kitabımızı konu konu, ders ders işleyerek online olarak sosyal medya hesaplarımızda yayımladık. Ailelerin çocuklarıyla birlikte oturup bilgisayar başında izleyeceği bir ortam oluşturduk. Her hafta farklı konunun işlendiği online ortamdaki ders konularımızı takip etmeleri için verilen linkleri bütün ailelere, üyelerimize ulaştırmalıyız. Yeni bir hizmet olarak “DİTİB Antwortet” adı altında her hafta fetva videoları yayınlayacağız. Bir yıldan bu yana Cuma hutbesini ve Cuma namazını canlı olarak sosyal medya hesaplarımızdan yayımlıyoruz. Bu yıl da Ramazan ayında çok güzel etkinlikler planlıyoruz. Bizler sizlerden bu etkinliklerimizi muhakkak suretle takip etmenizi istiyoruz.”

Teşkilat başkanlarına teşekkür eden Türkmen sözlerini şöyle tamamladı: “İnsan hayatında pek çok göreve, makama gelebilir ama bu gönüllü hizmetlerin, fahri hizmetlerin, Allah rızası için yürütülen hizmetlerininsana verdiği mutluluğu başka hiçbirşey vermez. Çünkü yaptığımız işi Allah rızası için yapıyoruz. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Allah her birinizden razı olsun.”

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yaşam

SESSİZ TEHLİKE “KALÇA KEMİĞİ ÇÜRÜMESİ NEDİR?

Kalça ağrınız geçmiyor mu? Merdiven çıkarken zorlanıyor musunuz?

 Kalça Kemiği Çürümesi (Avasküler Nekroz) Nedir ve Tedavisi Nasıldır?

Kalça kemiği çürümesi, tıptaki adıyla avasküler nekroz, kalça eklemindeki kemik dokusunun yeterince kanlanamaması sonucu zamanla burada kemik dokusunda hücre ölümü ve canlılığını kaybetmesi durumudur. Bu hastalık, genellikle femur başı (uyluk kemiği başı) bölgesinde görülür ve tedavi edilmezse ciddi eklem hasarına ve hareket kısıtlılığına yol açabilir.

Kalça Kemiği Çürümesi belirtileri arasında kasık, kalça ya da uylukta ağrı, yürümede zorlanma, hareket kısıtlılığı, merdiven çıkarken ya da çömelirken ağrının artması gibi belirtiler genellikle yavaş yavaş ortaya çıkar ve zamanla şiddetlenir. Hastalık zamanla ilerleyici ve kalça eklemini harap eden bir hal alabilir.

Avasküler Nekroz Tedavisi

Kalça avasküler nekroz tedavisi için hastalığın evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre ilaç tedavisi, fizik tedavi ve proteze kadar gidebilen cerrahi tedaviler uygulanabilir.

Kök hücre tedavisi hastalıklı veya hasarlı dokuları onarmak, iyileştirmek için kullanılmaktadır ve Avasküler Nekroz Tedavisi için son derece başarılı sonuçlar vermektedir. Halk arasında kalça kemiği çürümesi tedavisi olarak adlandırılan avasküler nekroz tedavisinde kök hücreler ile artık ölmekte olan femur başındaki nekrotik kemik dokusunun doğal iyileşmesinin sağlanması ve kemiği besleyen yeni kılcal damarların gelişmesinin sağlanması amaçlanır. Kök hücreler yenileme, iyileştirme, onarma yetenekleri ile nekrotik femur başına enjekte edildiğinde ölü kemikleri onarmak için teşvik ederler. Bunun dışında kök hücreler, yeni kemiği besleyen yeni kılcal damar oluşumunu destekleyerek kemikteki kan akışını ve kemiğin beslenmesini yeniden oluşturmak için çeşitli büyüme faktörleri de salgılayabilmektedir. Bu da femur başımda kemiği besleyen yeni kılcal damarların oluşmasını sağlayabilmekte ve avasküler nekrozun yıkıcı etkisini önleyebilmektedir.

Avasküler Nekroz Kök Hücre Tedavisi femur kemiğinin başındaki damarsal aktivitenin yenilenmesi ve femur başının yeniden kanlanmasının sağlanması, kan akımının düzeltilerek, iyileşmenin sağlanmasında çok başarılı sonuçlar vermektedir. Kök Hücre ile Avasküler Nekroz Tedavisi hastalığın ilerlemesini ve kalça ekleminde yıkıcı etkilerin oluşmasını engelleyip, hastaların cerrahi müdahale ve proteze gidişini engelleyebilmektedir.

Erken Tanı Hayati Önem Taşır

Kalça kemiği çürümesi, sinsi ilerleyen ve fark edilmediğinde ciddi sakatlıklara neden olabilen bir hastalıktır. Erken tanı konulması durumunda cerrahi dışı tedavilerle, özellikle kök hücre tedavisi ile başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

 

 

Continue Reading

Yaşam

Kök Hücre ile Yüz ve Cilt Gençleştirme Estetik Tıpta Çığır Açıyor!

Günümüzde estetik tıp alanında yaşlanma belirtilerini azaltmaya yönelik en yeni yöntemlerden biri kök hücre ile yüz gençleştirme uygulaması. Kök hücre teknolojisindeki gelişmelerle birlikte kök hücrelerin estetik tıpta kullanımı, cilt sağlığına doğrudan etki eden yaşlanma etkilerini gideren, doğal ve yenilikçi bir tedavi seçeneği sunar.

Zamanla yüz cildinde oluşan kırışıklıklar, elastikiyet kaybı ve mat görünümü gidermek ve cildi gençleştirmek için Kök Hücre Tedavisi estetik tıp alanındaki en yeni uygulamalardan biri.

Kök Hücre Nedir?

Kök hücreler, vücutta farklı hücre türlerine dönüşebilme potansiyeline sahip özel hücrelerdir. Bu hücreler, hasarlı dokuları onarma, yenileme ve cildi canlandırma özelliklerine sahiptir. Yüze kök hücre tedavisi genellikle kişinin kendi yağ dokusundan veya özel laboratuvar ortamlarında üretilmiş kök hücrelerden elde edilen materyalin yüze uygulanması şeklinde gerçekleştirilir.

Kök Hücre ile Cilt Gençleştirme Nedir? Nasıl Yapılır?

Kök hücreler, vücudumuzdaki tüm doku ve organları oluşturan, kendini yenileme ve farklı hücre tiplerine dönüşebilme yeteneğine sahip özel hücrelerdir. Bu özellikleri sayesinde hasarlı dokuları onarabilir ve yeni hücrelerin üretimini teşvik edebilirler. Yüze kök hücre tedavisinde genellikle kişinin kendi vücudundan alınan yağ dokusu veya kemik iliği gibi kaynaklardan elde edilen kök hücreler kullanılır. Bu yöntem, alerjik reaksiyon riskini minimuma indirir.

Elde edilen kök hücreler özel laboratuvar ortamında çoğaltıldıktan sonra, cilt altına veya yüzeysel olarak enjekte edilir. Enjekte edilen kök hücreler, ciltteki kolajen ve elastin üretimini artırarak cildin sıkılığını, elastikiyetini ve genel kalitesini iyileştirir. Ayrıca, hasarlı hücrelerin onarılmasına ve yeni sağlıklı hücrelerin oluşumuna katkıda bulunurlar.

Bu tedavi, genellikle lokal anestezi altında, minimal invaziv (yani cerrahi müdahale gerektirmeyen) bir şekilde yapılır.

Kök Hücre Tedavisinin Cilde Etkileri

Kök hücre tedavisinin cilde olan olumlu etkileri şunlardır:

  • Ciltteki elastikiyet kaybını azaltır
  • Kırışıklık ve ince çizgileri azaltır
  • Cilt tonunu dengeler ve parlaklık kazandırır
  • Kolajen üretimini artırarak cildi sıkılaştırır
  • Göz altı morluklarını ve yorgun görünümü azaltır
  • Cildin daha canlı, diri ve genç görünüm kazanmasını sağlar

Bu sayede, kök hücre ile yüz gençleştirme işlemi, zamanla ciltte meydana gelen yaşlanma belirtilerinin doğal yollarla azaltılmasına katkı sağlar.

Kimler İçin Uygundur?

Yüze kök hücre tedavisi, genel sağlık durumu iyi olan ve belirgin yaşlanma belirtileri gösteren, genellikle 30 yaş ve üzerindeki bireyler için uygundur. Özellikle ciltte elastikiyet kaybı, kırışıklıklar, mat görünüm veya akne izleri gibi sorunları olan kişiler bu tedaviden fayda görebilir. Bu tedavi leler, aktif cilt enfeksiyonu olanlar veya bazı otoimmün hastalıklara sahip kişiler için önerilmez.

Tedavi Süreci ve Sonrası

Tedavi süreci genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve kişinin kendi hücreleri kullanıldığı için güvenlidir.  Kök hücre uygulamaları, cildin kendi kendini yenileme sürecini desteklediği için kalıcı ve doğal görünümlü sonuçlar sunar. Tam sonuçların ortaya çıkması birkaç hafta veya ay sürebilir, çünkü cildin kendini yenileme süreci zaman alır. Yüze Kök Hücre Tedavisi yaptıranların yorumları genellikle ilk 6 ay içerisinde yüz cildinde gençleşme, canlanma, diri ve canlı görünüm kazandığı yönündedir.Tedavinin etkinliğini artırmak ve kalıcılığını sağlamak için doktorunuzun önerdiği ek tedaviler veya cilt bakım rutinleri uygulanabilir.

Kök hücre ile cilt gençleştirme geleceğin estetik yaklaşımlarından biri olarak ön plana çıkmaktadır. Estetik tıp alanındaki bu gelişme sayesinde, daha genç ve sağlıklı bir görünüm elde etmek isteyenler için yüze kök hücre tedavisi etkili ve güvenli bir alternatif haline gelmiştir.

 

Continue Reading

Yaşam

Kök Hücreler Ameliyatsız Diz Kireçlemesi Tedavisi için Çözüm Sunuyor!

Diz sağlığı, hem hareket özgürlüğümüz hem de yaşam kalitemiz açısından büyük önem taşıyor. Yaşla birlikte ortaya çıkan kireçlenmeler, sıvı kaybı ve kıkırdak hasarları birçok insanın günlük yaşamını kısıtlayıcı hale getirmekte.  Geleneksel olarak cerrahi müdahale ile çözülen bu sorunlar, son yıllarda kök hücre tedavisindeki gelişmelerle birlikte artık ameliyatsız, protez gerektirmeden yönetilebilir hale gelmiştir. Kök hücre ile ameliyatsız diz tedavisi, özellikle diz kıkırdak hasarı, diz kireçlenmesi (osteoartrit) ve diz sıvı kaybı durumlarında son zamanlarda giderek öne çıkmış durumda.

Diz Kireçlenmesi ve Dizde Sıvı Kaybı Nedir?

Diz kireçlenmesi (osteoartrit), eklem kıkırdağının zamanla aşınmasıyla ortaya çıkan, ağrı, sertlik ve hareket kısıtlılığına neden olan kronik bir rahatsızlıktır. Bu durum genellikle yaşla birlikte gelişir, ancak obezite, spor yaralanmaları, genetik faktörler veya eklemlere aşırı yüklenme gibi nedenlerle genç yaşlarda da görülebilir.

Diz sıvı kaybı, diz ekleminde doğal olarak bulunan eklem kıkırdağı sıvısının azalması durumudur. Bu sıvı, kıkırdak yüzeylerinin kaygan kalmasını ve eklemlerin rahat hareket etmesini sağlar. Sıvı azaldığında eklemler daha fazla sürtünmeye maruz kalır ve bu durum ağrıya, kireçlenmeye ve iltihaba neden olabilir.

Ameliyatsız Diz Tedavisi Mümkün mü?

Geleneksel tedavi yöntemlerinde hastalara sıklıkla kortizon enjeksiyonları, fizik tedavi ya da ileri evrelerde protez ameliyatı önerilmekteydi. Ancak teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, daha doğal ve vücudun kendi iyileşme mekanizmasını harekete geçiren ameliyatsız diz tedavisi ön plana çıkmıştır. Bu tedavilerin başında da kök hücre tedavisi gelmektedir.

Kök Hücre Tedavisi Nedir?

Kök hücre tedavisi, kişinin kendi vücudundan (genellikle kemik iliği veya yağ dokusundan) alınan kök hücrelerin problemli bölgeye enjekte edilmesiyle yapılan yenilikçi bir tıbbi uygulamadır. Kök hücreler, hasar gören dokuları onarma ve yenileme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle diz kireçlenmesinde ve sıvı kaybında umut verici sonuçlar sağlamaktadır.

Kök Hücrelerin Diz Üzerindeki Etkileri

Dize kök hücre tedavisi diz kıkırdak dokusunu onarmakta, diz eklemindeki iltihabı azaltmakta, diz eklem sıvısının üretimini desteklemekte ve bu şekilde diz ağrısını ve hareket kısıtlılığını azaltabilmektedir. Dize kök hücre tedavisi bu şekilde cerrahi müdahaleye olan ihtiyacı geciktirebilir hatta ortadan kaldırabiliyor.

Ameliyatsız Diz Kireçlenmesi Tedavisinde Kök Hücre Yöntemi

Diz kireçlenmesi, özellikle ileri yaşta sık görülse de, artık genç bireylerde de sıkça rastlanmaktadır. Bu rahatsızlıkta kök hücre tedavisi, kıkırdağın daha fazla aşınmasını önleyerek mevcut dokunun yenilenmesini hedefler. Hastanın kendi kök hücreleriyle yapılan bu tedavi, alerji ya da reddetme riski taşımadığı için güvenlidir. Ayrıca doku bütünlüğünü koruyarak ileride oluşabilecek eklem deformasyonlarının da önüne geçebilir.

Diz Sıvı Kaybı ve Kök Hücre Tedavisi

Diz ekleminde sıvı kaybı, kayganlık azaldıkça sürtünmenin artması sonucu eklem yüzeyinin bozulmasına neden olur. Bu da zamanla ağrıyı artırır ve kişinin hareket kabiliyetini düşürür. Ameliyatsız diz sıvı kaybı tedavisi için kök hücre uygulamaları, eklem sıvısının yeniden üretilmesini teşvik edebilir. Ayrıca hücrelerin doğal yenileyici etkisi sayesinde, eklemdeki iltihaplanma da büyük oranda azalır.

Kök Hücre Tedavisi Kimler İçin Uygundur?

Dize kök hücre tedavisi diz eklem kireçlenmesi olan, eklem sıvı kaybı nedeniyle ağrı çeken ve  ameliyata sıcak bakmayan kişiler ile uygulanan tedavilerden fayda görmeyen kişilerde çözüm sunuyor. Ayrıca, spor yaralanması sonrası diz şikayeti yaşayanlar ve menisküs şikayeti olanlarda da çözüm olabiliyor.

Kök Hücre Tedavisi Sonrası Ne Beklenir?

Tedavi sonrasında genellikle birkaç gün içerisinde ağrıda azalma başlar. 2–3 hafta içinde iyileşme süreci gözle görülür hale gelir. Tam etki ise genellikle 3–6 ay içinde ortaya çıkar. Uygulama sonrası hastaların çoğu, önceki şikâyetlerine göre ciddi bir rahatlama yaşadıklarını bildirmektedir.

Ameliyatsız, Etkili Bir Seçenek

Kök hücre tedavisi, ameliyatsız diz kireçlenmesi tedavisi yöntemi olarak son derece etkili ve umut verici bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Diz kireçlenmesi ve diz sıvı kaybı gibi sorunlarda, hastaların hem yaşam kalitesini artırmakta hem de cerrahi müdahaleye gerek kalmadan şikayetlerin azalmasını sağlamaktadır. Bilimsel çalışmalarda da etkisi kanıtlanmış bu tedavi yöntemi, doğru hasta grubunda ve uzman ellerde uygulandığında ameliyatsız, proteze gerek kalmadan, etkili bir tedavi sunmaktadır.

Continue Reading

Çok Okunanlar