Connect with us

Gündem

En büyük ibadet Allah’ı anmak

Dr. Lamia LEVENT ABUL
DİB Diyanet İşleri Uzmanı

Bütün ibadetlerin özü Allah’ı zikir olduğu gibi gayesi de O’nu anmak ve hatırlamaktır. Hak Teâlâ yüce kitabını bizzat zikir olarak isimlendirir. (Hicr, 15/9.) “La ilahe illallah” kelime-i tehvidi hem imanın ikrarı hem de zikrin kendisidir. Namazı, O’nu zikretmek, anmak için kılmamızı ister. (Taha, 20/14.) Namazı ve zekâtı zikirle birlikte emreder. (Nur, 24/37.) Oruçlu bir bakıma orucuyla zikir hâlindedir ve hacdan maksat da Allah’ın evini ziyaret edip onu anmak değil midir? Zikir bir ibadettir ancak onu diğer ibadetlerden ayıran onun için bir şekil, mekân ve zamanın tahsis edilmemesi, herhangi bir sayıyla tahdit edilmemesidir. Her zaman, her yerde, her hâlde sayısızca yapılabilir bir ibadettir. Bu sebeple “Allah’ı anmak, en büyük ibadet” (Ankebut, 29/45.) olarak tarif edilir Kur’an-ı Kerim’de. 

Zikir, Allah’ı unutmamak, hep hatırda tutmak demektir. Rabbimiz bizim bu kıvama gelmemiz, her an O’nun huzurunda O’nun ile olduğumuz hakikatine erdirmek için ısrarla çokça zikretmeye çağırır. (Ahzap, 33/41-42.) Dünyevi meşguliyetlere kapılarak zikirden gafil olmamamız konusunda bizi uyarır. (Nur, 24/37.) Zikrin zıttı olan gafletten kurtulmak için zikr-i daim hâlinde olmak gerekir. Böylece zikir kalbe iyice yerleşir ve bu kullarını över Rabbimiz: “Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerinde yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. ‘Rabbimiz bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateşin azabından koru’ derler.” (Al-i İmran 3/191.) Bu ayet zikrin sınırsızlığını ve devamlılığını, zikir için belli bir şekil ve vaktin tayin edilmediğini anlatır. İnsanlar ya ayakta durur ya oturur ya da yatar vaziyette olurlar. Yüce Rabbimizin her an her yerde bulunduğu idraki içinde olan kul, O’nu hiç hatırından çıkarmaz ve sabah akşam, gizli aşikâr, için için yalvararak Rabbini zikreder. ( Araf, 7/205.)

İnsan, Allah Teâlâ’yı zikrederek kulluğunu en güzel şekilde izhar eder. Bu sebeple Hz. Peygamber (s.a.s.) zikrin en üstün amel olduğunu haber vermiştir. Efendimiz (s.a.s.) bir gün ashabına sorar: “Amellerinizin en hayırlısı, Melikiniz katındaki en temizi, derecenizi en çok yükselten altın ve gümüş infak emekten ve düşmanla boğaz boğaza mücadele ederek sizin düşmanı, düşmanın sizi öldürmesinden (şehit ve gazi olmaktan) daha faziletli olanı nedir, size haber vereyim mi?” Sahabe-i kiram da “Haber ver ya Resulüllah” deyince, Allah Teâlâ’yı zikretmenin tüm bu ibadetlerden daha faziletli olduğunu bildirdi Allah Resulü. (İbn Mace, Edeb 53; Tirmizi, Daavat 6.) İnsan zikirle kaim olduğu gibi dünya da Allah’ın zikri sebebiyle ayakta durur. Bu hakikati Hz. Peygamberin, yeryüzünde “Allah Allah…” denildikçe kıyametin kopmayacağını bildirdiği hadis-i şerifinden anlıyoruz. (Müslim, İman 66.) Çünkü bizim yaratılış gayemiz kulluk ve kulluğun da en güzel ifadesi zikir ve anmadır. O’nu ananlar bulundukça Rabbim yeryüzünü ayakta tutar. 

Marifet ehline göre zikrin çeşitleri vardır. Bunlar dilin zikri, kalbin zikri ve sırrın zikridir. Yalnız dilde olup kalbin gafil olduğu zikir dilin zikridir. Bu zikrin tesiri zayıf olmakla beraber tamamen de tesirsiz değildir. Kalbin zikri, zikrin kalbe yerleşmesi ve onu kaplamasıdır. Sırrın zikri ise zikredilenin zikri dahi unutarak kalpte sadece zikredilenin kalmasıdır. İmam Gazali, zikrin kişiye galip olması ile muhabbetin hâsıl olduğunu söyler. Bu dereceye eren kimse Allah Teâlâ’yı dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden fazla sever. Saadetin aslı budur. O kişinin manevi anlamdaki bu tekâmülüne kimya-yı saadet adını verir.  İnsan ölümle Allah’a dönecektir. (Allah’a muhabbeti olan için bu Sevgili’ye kavuşmadır.) Sevgilisi dünya olanın ise dünyadan ayrılışında, acısı ve ıstırabı muhabbeti ölçüsünde olur. Bu yüzden kişi zikirden gafil olmamalıdır. (Gazali, Kimya-yı Saadet, Ataç Yay. İstanbul 2019, s. 181- 182.)

Allah Teâlâ’ya giden yolda zikrin en kuvvetli esas olduğunu söyleyen büyük mutasavvıf Kuşeyri, bu yolda temel şart olan zikre devamla kişinin Allah’a ulaşacağını ifade eder. Kişi hem diliyle hem kalbiyle Allah’ı zikir hâlinde olursa seyr ü sülûkunda kemale ulaşır. Kişi kalben gafil bile olsa zikre devam etmelidir. Çünkü zikirden gafil olmamak şükrü gerektirir. İnsan, Rabbinin organlarından birini kendisine taat ziyneti ile süslediği için O’na şükretmeli. Kul şükrettiği zaman zikrin daha yüksek derecelerine yükseltilir. Zira Cenab-ı Hak, eğer şükrederseniz nimetimi ziyadeleştiririm buyurmaktadır. (Kuşeyri Risale, Dergâh Yay. İstanbul 2003, s. 301-302.)

Tüm kâinat ve onda bulunan her bir mahlûkat Allah Teâlâ’yı zikir hâlindedir. Hiçbir varlık yoktur ki O’nu hamt ile tespih etmesin. (İsra, 17/44.) İnsan zikrederek kâinatın ortak tespihine katılır ve böylece Rabbine yakınlık sırrına erer. Zira kim Allah’ı zikrederse Allah da onu zikreder (Bakara, 2/152.) ve Hak Teâlâ kendisini zikredenlerle beraberdir: “O beni zikrettiğinde, ben onunla beraberim. O beni, kendi içinde zikrederse, ben de onu zikrederim. O beni bir topluluk içerisinde zikrederse, ben de onu, o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içerisinde anarım.” (Buhari, Tevhid, 15.) 

İnsan için en büyük saadet, Yaratan’ın dostluğuna ve yakınlığına kavuşmaktır. Ona yakın olanlar da kalplerini Rablerinin zikri ile cilalandıranlardır. O’nun zikri ile dolu olan kalpler böylece hakiki dostun yakınlığı ile itminana erer. (Rad, 13/28.) Öyleyse bizi zikre ehil kılması için Sevgili Peygamberimizin duasıyla yalvaralım Rabbimize: “Allah’ım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana layık ibadet etmek için bana yardım eyle!” (Ebu Davut, Vitir 26.)

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ferhat Ayhan; Ticarette En Doğru Yatırım, İtibardır

Babası Ali Ayhan’ın kurduğu temeller üzerine, kardeşleriyle birlikte şirketin başında duran Ferhat Ayhan; Ayhanlar Global’i güven, temsil ve ilkelerle büyütüyor.

Aileden Gelen Değerlerle Büyüyen Bir Başarı: Ferhat Ayhan ve Ayhanlar Global

İstanbul merkezli Ayhanlar Global, mutfak gereçleri ve züccaciye sektöründe Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ürün ulaştıran, güvenin yanı sıra stratejik fiyat politikaları ve güçlü tedarik sistemiyle dikkat çeken bir toptan satış firması. Şirketin CEO’su Ferhat Ayhan, “Ticarette sadece doğru olmak yetmez, aynı zamanda dengeli olmak gerekir” diyerek, aileden gelen değerlerle şekillenen bu yapının arkasındaki vizyonu anlatıyor.

Ticaretin dili her dönemde değişir; yöntemler evrilir, araçlar dönüşür. Ancak bazı değerler vardır ki zamana karşı eskimez. Ayhanlar Global, işte bu değerler üzerine kurulu bir yapının adıdır.

İstanbul İstoç’ta faaliyet gösteren firma, mutfak gereçleri, züccaciye ürünleri ve plastik ev gereçleri başta olmak üzere geniş bir ürün yelpazesini hem yurt içi hem yurt dışı müşterileriyle buluşturmaktadır. Türkiye’nin tüm bölgelerine toptan ürün ulaştıran şirket, aynı zamanda Orta Doğu, Avrupa ve Afrika pazarlarında da aktif bir tedarikçi olarak yer almaktadır.

Fakat bu hikâyede yalnızca ticaret değil, bir aile geleneği, bir vizyon ve bir duruş var.

“Babamızın Kurduğu Değeri, Kardeşler Olarak Geleceğe Taşıyoruz”

Ayhanlar Global’in temelini atan isim, bugün şirketin CEO’su olan Ferhat Ayhan’ın babası Ali Ayhan. Şirketin şu anki yönetimi, Ferhat Ayhan ve kardeşlerinin omuzlarında yükseliyor.

“Babamız ticareti sadece alım-satım değil, bir ahlak meselesi olarak gördü. Biz de onun açtığı yolda yürürken aynı değerlere sadık kalmaya çalışıyoruz. Kurumsallıkla aile sıcaklığını harmanlayan bir yapıyız.”

Ferhat Ayhan, ticaret anlayışlarının temelinde aileden gelen sözlü mirasın önemli bir etkisi olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:

“Dedemden ve babamdan öğrendiğim bir şey var: Ticarette dürüstlük, senetten kıymetlidir. İşin büyüklüğü, vicdanın küçülmesine sebep olmamalı. O yüzden her ticari kararda aynaya bakabileceğimiz bir duruş sergilemeye gayret ediyoruz.”

Sadece Güven Değil, Stratejik Ticaret ve Fiyat Dengelemesi

Ayhanlar Global, iş dünyasında sadece güvenle değil; aynı zamanda akılcı fiyat politikaları, sektörel ihtiyaçlara uygun ürün yönetimi ve doğru arz-talep dengesiyle de öne çıkıyor.

“Bir ürünü doğru fiyata alıp, doğru noktaya ulaştırmak; hem üreticinin hem tüketicinin hakkını korumak demektir. Biz bu noktada adaletli ve sürdürülebilir bir çizgi izlemeye çalışıyoruz.”

Ferhat Ayhan’a göre ticaret, yalnızca kar etmek değil, tüm tarafların kazandığı bir denge ortamı kurmaktır. Bu yüzden şirket, sadece ürün satmıyor; pazar analizi, tedarik planlaması ve marka temsili gibi konularda da çözüm ortağı rolü üstleniyor.

Türkiye Ekonomisine Güç Veren Bir Tedarik Modeli

Ayhanlar Global, Türkiye’nin üretim gücünü iç ve dış pazarlara taşıyarak ekonomiye somut katkılar sağlayan bir yapı olarak faaliyet göstermektedir. Firma aynı zamanda yurt dışından ithal ettiği kaliteli ürünleri de iç pazara sunarak çift yönlü bir tedarik kanalı oluşturmuştur.

“Biz lojistik firması değiliz; biz bir tedarikçiyiz. Ancak tedarik demek sadece ürün taşımak değil, ürünün arkasındaki emeği, hayali ve değeri doğru temsil etmektir.”

Bu bakış açısı sayesinde firma, hem küçük ve orta ölçekli üreticilere alan açmakta, hem de uluslararası alıcıların güvenini kazanmaktadır.

Ferhat Ayhan’ın Ticaret Felsefesi: “İlk Kazancınız Duruşunuz Olsun”

Ferhat Ayhan, yıllardır sürdürdüğü iş hayatında kazancı yalnızca maddi değerle ölçmeyen bir anlayışa sahip. Onun için en değerli yatırım, itibar ve sağlam karakter:

“Bir işe başlarken hep şunu sorarız: ‘Bu işin sonunda vicdanımız rahat olacak mı?’ Cevap hayırsa, ne kadar kârlı olursa olsun o iş bize uygun değildir. Çünkü bir gün her şey biter, ama iyi bir isim baki kalır.”

Aynı zamanda gençlerle sık sık bir araya gelen Ferhat Ayhan, iş hayatına atılacaklara önemli tavsiyelerde bulunuyor:

“Sabırlı olun. Sabırla kazanılan hiçbir şey kolay kaybedilmez. Bugün sizi anlatan şey, kaç iş yaptığınız değil; nasıl biri olarak anıldığınızdır.”
“Unutmayın, hızlı büyüyen ağaç rüzgârda çabuk devrilir. O yüzden kökünüz derin olsun; ticaretteki başarınız da kalıcı olsun.”

Ailede Başlayan, Topluma Açılan Bir Yolculuk

Ayhanlar Global’in bugünkü başarısının ardında yalnızca ticari hamleler değil; aile içi uyum, kardeş dayanışması ve birbirini tamamlayan güçlü roller yatıyor. Ferhat Ayhan, bu birlikteliğin sadece geçmişe saygı değil, aynı zamanda geleceğe karşı bir sorumluluk olduğunu ifade ediyor:

“Aynı sofrada büyüyen kardeşler olarak bugün aynı vizyonda yürümek bizim için hem bir nasip, hem bir görev. Bizden sonra da bu yapının değerleriyle devam etmesini istiyoruz.”

Sonuç: Sessiz, Dürüst ve Sürdürülebilir Bir Başarı Öyküsü

Ayhanlar Global, bugün Türkiye’nin dört bir yanına ürün ulaştıran, yurt dışı pazarlarda aktif rol alan, yerli üreticileri temsil eden, ithalatla iç pazara katkı sunan, aile değerleriyle kurumsallığı birleştiren güçlü bir tedarik zinciri olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Ferhat Ayhan ve kardeşleri için bu yapı sadece bir ticari organizasyon değil; geçmişten geleceğe uzanan bir emanet, ahlaki ilkelerle büyüyen bir miras, yeni nesillere güvenli bir örnek.

“Kazandıklarımızdan çok, nasıl kazandığımız bizim için önemli. Çünkü ticaret biter, raflar boşalır, hesaplar sıfırlanır… Ama iyi bir isim, bir ömür kalır.”

— Ferhat Ayhan

Continue Reading

Gündem

Davut Türkoğlu: Hizmet Sektöründe Yapay Zekayı Pulkon ile Entegre Ediyoruz

Pulkon, sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Güvenlik, istihdam ve entegre tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği hizmetlerle, iş dünyasına modern ve akıllı çözümler sunuyor.

Başarısının temelinde, 10 yılı aşkın sektörel deneyime sahip uzman ekibi ve ileri teknoloji odaklı vizyonu bulunan Pulkon, en güncel trendleri takip ederek fark yaratıyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarındaki akıllı çözümleri sayesinde, hem yerel hem de uluslararası müşterilerinin güvenini kazanmayı başarıyor.

Şirketin başarısının arkasındaki isim Davut Türkoğlu, “Yapay zekâ sadece teknolojik bir gelişim değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren bir güç. Pulkon olarak, bu dönüşümün iş dünyasında yarattığı değişimi en iyi şekilde değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Pulkon, yalnızca yerel pazarda değil, küresel arenada da varlık göstermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin vizyonu, yenilikçi hizmetlerini dünya çapında sunarak sektörde öncü bir konum elde etmek.

Teknolojik çözümlerle desteklenen hizmetleriyle öne çıkan Pulkon, yapay zeka tabanlı sistemler ve entegre hizmet anlayışıyla müşterilerine maksimum verimlilik sağlamayı hedefliyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği çözümler, işletmelere değer katıyor.

Davut Türkoğlu, Pulkon’un sunduğu hizmetlerin önemine vurgu yaparak, “Pulkon Güvenlik Hizmetleri, deneyimli kadrosu ve yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehditleri önceden tespit ederek riskleri minimize ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl bir işletmede şüpheli aktiviteleri belirleyen sistemimiz, büyük bir maddi kaybın önüne geçti. Pulkon İnsan Kaynakları, iş ve işçi eşleştirme sürecinde yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak doğru yetenekleri en uygun pozisyonlarla buluşturuyor. Bu sayede bir teknoloji firması, sadece iki hafta içinde ihtiyacına uygun yazılımcı ekibini oluşturdu” dedi.

Ayrıca Pulkon Entegre Tesis Yönetimi Hizmetleri, enerji tasarrufu ve operasyonel verimlilik konularında çağdaş çözümler sunuyor. Türkoğlu, “Bir otel grubu için sunduğumuz tesis yönetimi hizmetleri, operasyonel süreçlerde mükemmeliyet sağlarken misafir memnuniyetinde %25’lik bir artış kaydedilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.

Yolculuğuna yerel bir firma olarak başlayan Pulkon, küresel bir marka olma hedefiyle ilerlemeye devam ediyor. Müşteri güvenliği, operasyonel verimlilik ve memnuniyet odaklı yaklaşımıyla modern iş dünyasına değer katan Pulkon, 2026 yılının ilk çeyreğinde uluslararası pazarda genişlemeyi planlıyor.

Continue Reading

Gündem

Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu Kuruldu!

Ankara’da bir araya gelen 11 sendika, kamu çalışanlarının hak kayıplarına karşı ortak mücadele etmek amacıyla Bağımsız Kamu Emekçileri Platformu’nu kurduklarını duyurdu.

Kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlayan BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN, TÖBSEN ve TÖS sendikaları, yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm üretmek ve gerçek sendikacılık anlayışını güçlendirmek için güçlerini birleştirdi.

Platform adına yapılan açıklama şöyle; 

Basına ve Kamuoyuna,

Yaşadığımız süreçte, memurların başta ekonomik kayıplar olmak üzere ciddi hak kayıpları yaşadığı ortadadır. En son yapılan maaş zammında da görüldüğü üzere, memurlar yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanmaktadır. Daha da vahim olan ise, iktidarın bu durumu sözde sendikalar üzerinden, özünde ise iktidarın arka bahçesine dönüşmüş yapılardan faydalanarak gerçekleştirmesidir.

Bizler, bu ülkenin üreten, halkını ve vatanını seven, Cumhuriyet değerlerini sahiplenen ve halkın refah içinde yaşamasını isteyen sendikalarız. Sendikaların görevi, üyelerinin mesleki, sosyal, özlük ve ekonomik haklarını savunmaktır. Ancak gelinen noktada, özellikle siyasi aidiyetler üzerinden sendikacılık yapanlar, halkın üreten gücünü sefalet yaşamına mahkûm etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca, tüm iş kollarında memurların yıllardır kemikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar yaşadığı açıktır. Bizler, aşağıda isimleri yer alan sendikalar olarak, kamu emekçilerinin kalıcı hale gelmiş sorunlarının çözümü ve bundan sonra yaşanabilecek sorunlara karşı ortak bir irade oluşturmak, gerçek sendikal mücadeleyi büyütmek amacıyla bir araya geldik. Ankara’da yaptığımız toplantı sonucunda, İlkeli Birliktelik ışığında Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu adıyla bir platform kurduğumuzu ilan ediyoruz.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu ülkede işçiler, emekliler, memurlar ve hatta işsizler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dolayısıyla platformumuz, tüm emek kesiminin sesi olacaktır.

Saygılarımızla,

BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN,TÖBSEN, TÖS

BAĞIMSIZ KAMU EMEKÇİLERİ PLATFORMU YÜRÜTME KURULU

Continue Reading

Çok Okunanlar