Connect with us

Gündem

Ertuğrul Kertil: “Gençlerimiz ve çocuklarımız bizim göz bebeğimizdir.”

İmam hatip olarak görev yaptığınız bölgede yaşamış olduğunuz zorluklardan ve kazanımlarınızdan kısaca bahseder misiniz?

Beni tam on yıl öncesine götürdünüz. Bir kasım ayıydı. Varto’ya atandım, çok genç ve tecrübesizdim. Kafamda binbir düşünce ile geldim buraya. Şimdi Şanlıurfa Karaköprü müftüsü olan Mehmet Koç Hocam babacan bir tavırla karşıladı beni. Sonrasında kendime abi olarak bellediğim müftülük memuru Abdulkadir Özkan ile tanıştım. Sanki endişelerim ve yalnızlığım bir nebze de olsa azalmıştı. Malum buralar, terör bölgesi olarak anılıyor. Ben de buraya ilk geldiğim zamanlarda zor bir yere geldiğimi anladım. Ancak ben bir din görevlisiydim, zihnimde ve gönlümde önder olarak gördüğüm Peygamber Efendimiz vardı. Peygamberimize (s.a.s) yapılanları düşündüm ve onun insanlar için mücadelesini aklımdan hiç çıkarmadım. O mücadeleleri hatırladıkça azmim arttı, büyük bir sabırla insanların ve özellikle de gençlerin gönüllerine girmenin yollarını aradım. Çocukları ve gençleri kandırmaya çalışan terör örgütlerinin kirli oyunlarını boşa çıkartmaya uğraştım. Onlara elimden geldiğince, dilim döndüğünce örgütlerin gerçek yüzünü anlatmaya ve göstermeye çalıştım. Bu esnada çok tehditler aldım. Ancak insanlar bir süre sonra beni samimi görünce bana itimat ettiler ve akıl danışır oldular. Buradaki insanların bana karşı çok candan olmaları ve beni sevmeleri, hem vazifeme hem de bu insanlara daha sıkı sarılmama vesile oldu. Bir zamanlar endişelerle geldiğim buradan bir türlü ayrılmak istemedim.

Uzun bir süredir namaz vakitlerinizin dışında pek çok çocuğa çeşitli dersler veriyorsunuz. Hatta pek çok genç burada aldıkları takviye derslerle doktor, mühendis, mimar, öğretmen oldu. Çocuklara farklı branşlarda dersler vermek nereden aklınıza geldi ve çocuklarda nasıl karşılık buldu? 

Mahallemdeki gençlerin ve çocukların büyük bir kısmını kahvehane ve sokaklarda amaçsızca görünce üzüldüm. Bunları eğitime, öğretime kazandırmalıyım diye düşündüm. Evvela onları buralardan alarak onlara bu ülkenin gelecekleri, yarınları olduklarını anlatmaya çalıştım. Onlarla okul derslerine yönelik çalışmalar yapmaya karar verdim. Amacım onları hem kötü alışkanlıklardan, kötülüklerden, kötülerden uzak tutmak hem de onlara ayaklarının üzerinde durabilecekleri bir gelecek kazanmaları noktasında yardım etmekti. Kendi bilgilerimi tazeleyip onlara bildiklerimi öğrettim, bilmediğim konularda da onların eksiklerinin giderilmesi için başka kapıları çaldım. Elhamdülillah Rabbim yardım etti ve camimizi bir okula dönüştürdük. Kahvehanelerde oturan, sokaklarda boş boş gezinen çocuklar caminin yolunu tutar oldu. Bu çocuklarımızdan çok farklı yer ve mesleklerde bireyler yetişmesine vesile olduk. Kaybolmaya yüz tutmuş çocuk ve gençlerin elinden tutulunca bilgili, iman ve feraset yüklü insanların yetişebileceğini de görmüş olduk. Bu esnada mülki amirlerimizden, yöneticilerimizden destek aldıklarımız oldu. Özellikle devletini ve milletini sevenin yanında olan, fakir fukaranın babası, darda kalanın imdadına yetişen kaymakamımız sayın Ertuğrul Avcı Bey, hizmetlerimizde bizi çok desteklemiş ve takdir etmiştir.

Pandemi nedeniyle eğitimlerine uzaktan devam eden ve imkânsızlıklar nedeniyle bilgisayar ve internete erişim sağlayamayan öğrencilerin canlı derslerini takip etmelerini sağladınız. Böylesi hassas bir dönemde yapmış olduğunuz bu faaliyetten söz edebilir misiniz?

Bu pandemi sürecinde çocuklar evde sıkıldıklarını, sokakların da tehlikeli olduğunu söylüyorlardı. Çocuklarla kurmuş olduğum iletişim ve bağı nasıl devam ettiririm, bu süreçte onlara nasıl faydalı olabilirim diye düşündüm. Onları düşünerek daha önceden camiye internet bağlatmıştım. Çocukların hem canlı derslerini burada yapmaları hem de ahlaki kazanımlarını devam ettirmeleri için hem randevulu sistem hem gruplar hâlinde zamanımızı çeşitlendirerek bu hizmeti sağladım. Bu vesileyle internet erişimini sağlayamayan ya da imkân bulamayan mahallemdeki tüm öğrenciler bundan yararlandı. Canlı derslerin dışında anlamadığı konulara yönelik de yardımcı olmaya çalıştım. Böylelikle pandemi öncesinde kurduğumuz eğitim öğretim düzeni pandemi döneminde de daha kontrollü ve düzenli bir biçimde devam etti.

Gençleri ve çocukları her türlü kötülüklerden ve tehlikeli unsurlardan korumak adına dersler dışında yapmış olduğunuz etkinliklerden de bahseder misiniz?

Gençlerimiz ve çocuklarımız bizim göz bebeğimizdir, onlar toplumumuzun geleceği, yarınların anne babaları ve göz aydınlıklarımızdır. Altın gibi işlerseniz altın gibi olur, teneke işlerseniz teneke çıkar. Mahallemizin çocuklarına yönelik derslerin dışında satranç turnuvaları, halı saha maçları ve turnuvaları düzenledik. Camimizin alanı geniş olduğu için burada piknikler, çeşitli çocuk oyunları tertip ettik. Sosyal sorumluluk bilinci kazanmaları adına mahalle aralarında çöp toplama günleri, hep beraber hasta, yaşlı ziyaretleri gibi etkinlikler yaptık. Hem bu etkinliklerde hem de derslerde başarı gösterenlere hediyeler verdik. Çocuklar ve gençlerle olan iletişimde hiç fasıla vermemeye gayret ettim. Çünkü onları başıboş ve kimsesiz bırakmak kötü insanların eline teslim etmek olacaktı.

Çocuklarla ve gençlerle bu yoğun ilginiz hem onların hem de cemaatinizin nezdinde nasıl bir karşılık buldu?

Bu durumdan rahatsız olan kimseler de oldu. Hatta çocuklarla ve gençlerle bu ilgimden ötürü tehdit ve şantajla da karşılaştım. Elhamdülillah, cemaatimden ve mahallemden çok temiz insanlar bize sahip çıktı. Cemaatimizden özellikle rahmetle anacağım Sabri Yalçın Amca gibi kimseler bizlere kucak açtı ve bizleri korudu. Gençler ve çocuklardaki bu değişim ve başarı cemaatimizin de ilgisini çekti. Artık herhangi bir ihtiyacımız olduğunda cemaatimiz bizlere yardım ediyor. Gençlerimiz ve çocuklarımız zaman mefhumunu gözetmeksizin benimle her an diyalog kurabilir, kapımı çalabilir durumdalar. Beni hem hoca hem öğretmen hem de büyükleri olarak görüyorlar.

Ertuğrul Kertil, kimdir?

Ertuğrul Kertil, 1989 yılında Amasya’da doğdu. İlkokulu Ovasaray köyünde, liseyi ise Amasya Anadolu İmam Hatip Lisesinde okudu. 2007-2010 yılları arasında Suluova Müftülüğü Yatılı Erkek Kur’an Kursunda Arapça ve hafızlık eğitimini aldı. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu olan Ertuğrul Kertil, 10 yıldır Muş ilinin Varto ilçesindeki Hz. Ömer Camii’nde görev yapmaktadır.

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ferhat Ayhan; Ticarette En Doğru Yatırım, İtibardır

Babası Ali Ayhan’ın kurduğu temeller üzerine, kardeşleriyle birlikte şirketin başında duran Ferhat Ayhan; Ayhanlar Global’i güven, temsil ve ilkelerle büyütüyor.

Aileden Gelen Değerlerle Büyüyen Bir Başarı: Ferhat Ayhan ve Ayhanlar Global

İstanbul merkezli Ayhanlar Global, mutfak gereçleri ve züccaciye sektöründe Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ürün ulaştıran, güvenin yanı sıra stratejik fiyat politikaları ve güçlü tedarik sistemiyle dikkat çeken bir toptan satış firması. Şirketin CEO’su Ferhat Ayhan, “Ticarette sadece doğru olmak yetmez, aynı zamanda dengeli olmak gerekir” diyerek, aileden gelen değerlerle şekillenen bu yapının arkasındaki vizyonu anlatıyor.

Ticaretin dili her dönemde değişir; yöntemler evrilir, araçlar dönüşür. Ancak bazı değerler vardır ki zamana karşı eskimez. Ayhanlar Global, işte bu değerler üzerine kurulu bir yapının adıdır.

İstanbul İstoç’ta faaliyet gösteren firma, mutfak gereçleri, züccaciye ürünleri ve plastik ev gereçleri başta olmak üzere geniş bir ürün yelpazesini hem yurt içi hem yurt dışı müşterileriyle buluşturmaktadır. Türkiye’nin tüm bölgelerine toptan ürün ulaştıran şirket, aynı zamanda Orta Doğu, Avrupa ve Afrika pazarlarında da aktif bir tedarikçi olarak yer almaktadır.

Fakat bu hikâyede yalnızca ticaret değil, bir aile geleneği, bir vizyon ve bir duruş var.

“Babamızın Kurduğu Değeri, Kardeşler Olarak Geleceğe Taşıyoruz”

Ayhanlar Global’in temelini atan isim, bugün şirketin CEO’su olan Ferhat Ayhan’ın babası Ali Ayhan. Şirketin şu anki yönetimi, Ferhat Ayhan ve kardeşlerinin omuzlarında yükseliyor.

“Babamız ticareti sadece alım-satım değil, bir ahlak meselesi olarak gördü. Biz de onun açtığı yolda yürürken aynı değerlere sadık kalmaya çalışıyoruz. Kurumsallıkla aile sıcaklığını harmanlayan bir yapıyız.”

Ferhat Ayhan, ticaret anlayışlarının temelinde aileden gelen sözlü mirasın önemli bir etkisi olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:

“Dedemden ve babamdan öğrendiğim bir şey var: Ticarette dürüstlük, senetten kıymetlidir. İşin büyüklüğü, vicdanın küçülmesine sebep olmamalı. O yüzden her ticari kararda aynaya bakabileceğimiz bir duruş sergilemeye gayret ediyoruz.”

Sadece Güven Değil, Stratejik Ticaret ve Fiyat Dengelemesi

Ayhanlar Global, iş dünyasında sadece güvenle değil; aynı zamanda akılcı fiyat politikaları, sektörel ihtiyaçlara uygun ürün yönetimi ve doğru arz-talep dengesiyle de öne çıkıyor.

“Bir ürünü doğru fiyata alıp, doğru noktaya ulaştırmak; hem üreticinin hem tüketicinin hakkını korumak demektir. Biz bu noktada adaletli ve sürdürülebilir bir çizgi izlemeye çalışıyoruz.”

Ferhat Ayhan’a göre ticaret, yalnızca kar etmek değil, tüm tarafların kazandığı bir denge ortamı kurmaktır. Bu yüzden şirket, sadece ürün satmıyor; pazar analizi, tedarik planlaması ve marka temsili gibi konularda da çözüm ortağı rolü üstleniyor.

Türkiye Ekonomisine Güç Veren Bir Tedarik Modeli

Ayhanlar Global, Türkiye’nin üretim gücünü iç ve dış pazarlara taşıyarak ekonomiye somut katkılar sağlayan bir yapı olarak faaliyet göstermektedir. Firma aynı zamanda yurt dışından ithal ettiği kaliteli ürünleri de iç pazara sunarak çift yönlü bir tedarik kanalı oluşturmuştur.

“Biz lojistik firması değiliz; biz bir tedarikçiyiz. Ancak tedarik demek sadece ürün taşımak değil, ürünün arkasındaki emeği, hayali ve değeri doğru temsil etmektir.”

Bu bakış açısı sayesinde firma, hem küçük ve orta ölçekli üreticilere alan açmakta, hem de uluslararası alıcıların güvenini kazanmaktadır.

Ferhat Ayhan’ın Ticaret Felsefesi: “İlk Kazancınız Duruşunuz Olsun”

Ferhat Ayhan, yıllardır sürdürdüğü iş hayatında kazancı yalnızca maddi değerle ölçmeyen bir anlayışa sahip. Onun için en değerli yatırım, itibar ve sağlam karakter:

“Bir işe başlarken hep şunu sorarız: ‘Bu işin sonunda vicdanımız rahat olacak mı?’ Cevap hayırsa, ne kadar kârlı olursa olsun o iş bize uygun değildir. Çünkü bir gün her şey biter, ama iyi bir isim baki kalır.”

Aynı zamanda gençlerle sık sık bir araya gelen Ferhat Ayhan, iş hayatına atılacaklara önemli tavsiyelerde bulunuyor:

“Sabırlı olun. Sabırla kazanılan hiçbir şey kolay kaybedilmez. Bugün sizi anlatan şey, kaç iş yaptığınız değil; nasıl biri olarak anıldığınızdır.”
“Unutmayın, hızlı büyüyen ağaç rüzgârda çabuk devrilir. O yüzden kökünüz derin olsun; ticaretteki başarınız da kalıcı olsun.”

Ailede Başlayan, Topluma Açılan Bir Yolculuk

Ayhanlar Global’in bugünkü başarısının ardında yalnızca ticari hamleler değil; aile içi uyum, kardeş dayanışması ve birbirini tamamlayan güçlü roller yatıyor. Ferhat Ayhan, bu birlikteliğin sadece geçmişe saygı değil, aynı zamanda geleceğe karşı bir sorumluluk olduğunu ifade ediyor:

“Aynı sofrada büyüyen kardeşler olarak bugün aynı vizyonda yürümek bizim için hem bir nasip, hem bir görev. Bizden sonra da bu yapının değerleriyle devam etmesini istiyoruz.”

Sonuç: Sessiz, Dürüst ve Sürdürülebilir Bir Başarı Öyküsü

Ayhanlar Global, bugün Türkiye’nin dört bir yanına ürün ulaştıran, yurt dışı pazarlarda aktif rol alan, yerli üreticileri temsil eden, ithalatla iç pazara katkı sunan, aile değerleriyle kurumsallığı birleştiren güçlü bir tedarik zinciri olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Ferhat Ayhan ve kardeşleri için bu yapı sadece bir ticari organizasyon değil; geçmişten geleceğe uzanan bir emanet, ahlaki ilkelerle büyüyen bir miras, yeni nesillere güvenli bir örnek.

“Kazandıklarımızdan çok, nasıl kazandığımız bizim için önemli. Çünkü ticaret biter, raflar boşalır, hesaplar sıfırlanır… Ama iyi bir isim, bir ömür kalır.”

— Ferhat Ayhan

Continue Reading

Gündem

Davut Türkoğlu: Hizmet Sektöründe Yapay Zekayı Pulkon ile Entegre Ediyoruz

Pulkon, sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Güvenlik, istihdam ve entegre tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği hizmetlerle, iş dünyasına modern ve akıllı çözümler sunuyor.

Başarısının temelinde, 10 yılı aşkın sektörel deneyime sahip uzman ekibi ve ileri teknoloji odaklı vizyonu bulunan Pulkon, en güncel trendleri takip ederek fark yaratıyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarındaki akıllı çözümleri sayesinde, hem yerel hem de uluslararası müşterilerinin güvenini kazanmayı başarıyor.

Şirketin başarısının arkasındaki isim Davut Türkoğlu, “Yapay zekâ sadece teknolojik bir gelişim değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren bir güç. Pulkon olarak, bu dönüşümün iş dünyasında yarattığı değişimi en iyi şekilde değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Pulkon, yalnızca yerel pazarda değil, küresel arenada da varlık göstermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin vizyonu, yenilikçi hizmetlerini dünya çapında sunarak sektörde öncü bir konum elde etmek.

Teknolojik çözümlerle desteklenen hizmetleriyle öne çıkan Pulkon, yapay zeka tabanlı sistemler ve entegre hizmet anlayışıyla müşterilerine maksimum verimlilik sağlamayı hedefliyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği çözümler, işletmelere değer katıyor.

Davut Türkoğlu, Pulkon’un sunduğu hizmetlerin önemine vurgu yaparak, “Pulkon Güvenlik Hizmetleri, deneyimli kadrosu ve yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehditleri önceden tespit ederek riskleri minimize ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl bir işletmede şüpheli aktiviteleri belirleyen sistemimiz, büyük bir maddi kaybın önüne geçti. Pulkon İnsan Kaynakları, iş ve işçi eşleştirme sürecinde yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak doğru yetenekleri en uygun pozisyonlarla buluşturuyor. Bu sayede bir teknoloji firması, sadece iki hafta içinde ihtiyacına uygun yazılımcı ekibini oluşturdu” dedi.

Ayrıca Pulkon Entegre Tesis Yönetimi Hizmetleri, enerji tasarrufu ve operasyonel verimlilik konularında çağdaş çözümler sunuyor. Türkoğlu, “Bir otel grubu için sunduğumuz tesis yönetimi hizmetleri, operasyonel süreçlerde mükemmeliyet sağlarken misafir memnuniyetinde %25’lik bir artış kaydedilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.

Yolculuğuna yerel bir firma olarak başlayan Pulkon, küresel bir marka olma hedefiyle ilerlemeye devam ediyor. Müşteri güvenliği, operasyonel verimlilik ve memnuniyet odaklı yaklaşımıyla modern iş dünyasına değer katan Pulkon, 2026 yılının ilk çeyreğinde uluslararası pazarda genişlemeyi planlıyor.

Continue Reading

Gündem

Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu Kuruldu!

Ankara’da bir araya gelen 11 sendika, kamu çalışanlarının hak kayıplarına karşı ortak mücadele etmek amacıyla Bağımsız Kamu Emekçileri Platformu’nu kurduklarını duyurdu.

Kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlayan BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN, TÖBSEN ve TÖS sendikaları, yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm üretmek ve gerçek sendikacılık anlayışını güçlendirmek için güçlerini birleştirdi.

Platform adına yapılan açıklama şöyle; 

Basına ve Kamuoyuna,

Yaşadığımız süreçte, memurların başta ekonomik kayıplar olmak üzere ciddi hak kayıpları yaşadığı ortadadır. En son yapılan maaş zammında da görüldüğü üzere, memurlar yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanmaktadır. Daha da vahim olan ise, iktidarın bu durumu sözde sendikalar üzerinden, özünde ise iktidarın arka bahçesine dönüşmüş yapılardan faydalanarak gerçekleştirmesidir.

Bizler, bu ülkenin üreten, halkını ve vatanını seven, Cumhuriyet değerlerini sahiplenen ve halkın refah içinde yaşamasını isteyen sendikalarız. Sendikaların görevi, üyelerinin mesleki, sosyal, özlük ve ekonomik haklarını savunmaktır. Ancak gelinen noktada, özellikle siyasi aidiyetler üzerinden sendikacılık yapanlar, halkın üreten gücünü sefalet yaşamına mahkûm etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca, tüm iş kollarında memurların yıllardır kemikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar yaşadığı açıktır. Bizler, aşağıda isimleri yer alan sendikalar olarak, kamu emekçilerinin kalıcı hale gelmiş sorunlarının çözümü ve bundan sonra yaşanabilecek sorunlara karşı ortak bir irade oluşturmak, gerçek sendikal mücadeleyi büyütmek amacıyla bir araya geldik. Ankara’da yaptığımız toplantı sonucunda, İlkeli Birliktelik ışığında Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu adıyla bir platform kurduğumuzu ilan ediyoruz.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu ülkede işçiler, emekliler, memurlar ve hatta işsizler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dolayısıyla platformumuz, tüm emek kesiminin sesi olacaktır.

Saygılarımızla,

BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN,TÖBSEN, TÖS

BAĞIMSIZ KAMU EMEKÇİLERİ PLATFORMU YÜRÜTME KURULU

Continue Reading

Çok Okunanlar