Connect with us

Gündem

"Oku!" yıkılsın

Abdussamet ŞEN
Ordu Gürgentepe Müftüsü

İnsanlık en sefih dönemlerinden birini daha yaşarken zulüm ve baskı en son raddesine gelmişti. Vahye susamış toprak su bekliyor, diri diri toprağa gömülen kız çocuğu hangi suçtan dolayı öldürüldüğünün sorulmasını istiyordu. Yolunu kaybeden insan manevi boşluğunu bir türlü dolduramıyor ve kendi yaptığı putlara sarılıp onlardan medet umuyordu. Buhranlar içinde sağa sola saldıran insan âdeta insanlığını unutmuştu. Akif’in deyimiyle “Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta / Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi.” Böyle bir zaman ve zeminde âlemlerin efendisi beşeriyetin içinde bulunduğu durumdan ötürü sık sık inzivaya çekilip keyfiyetini bilemeyeceğimiz düşüncelere dalıyordu. Yine böyle bir düşünce ikliminde Hira dağında vahye muhatap olmuştu. Susayan gönüllerin, suya hasret çorak toprakların suya kanma zamanı gelmişti. Allah,  yolunu kaybeden insanı doğru yola sevk etmek üzere Cebrail (a.s.) vasıtasıyla Alak suresinin ilk beş ayetini inzal buyurmuş ve beşeriyet vahiyle tekrar muhatap olmuştu.

İlk indirilen Kur’an vahyi “Oku!” diye başladı. Peygamber Efendimiz, ben okuma bilmem dedi. Melek, tekraren “oku” dedi. Bu tekrardan sonra da aynı cevap gelince Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ifadesiyle “Melek üçüncü defa beni takatim tükeninceye kadar sıktı ve bırakıp şöyle dedi. Yaratan rabbinin adıyla oku! O insanı bir alaktan (embriyodan) yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini öğreten, kalemle (yazmayı) öğreten Rabbin sonsuz kerem sahibidir.” (Alak, 96/1-5; Buhari, Bed’u’l vahy, 1.) Buradaki sıkıp bırakma fiilinde farklı bir iş ve farklı bir keyfiyet vardı. Manevi anlamda Allah, peygamberini hazırlamıştı. Bu öyle bir hazırlama ki daha sonra “Rahman” olan O’nu “Rahmet” diye takdim edecekti. Gözden uzak tutulmaması ve üzerinde derin derin tefekkür edilmesi gereken önemli noktaya gelince, vahyin indirilmeye başlandığı bu dönemde hem Kâbe hem de insanların evleri putlarla doluydu. Lakin Allah, ilk emir olarak git putları kır, parçala demedi:  “Oku!” dedi. Şayet sen kitabını, kendini, yaratılmış olan bütün mevcudatı okursan o putlar yıkılmaya mahkûmdur ve yıkılacaktır. Diğer önemli bir nokta “oku” emrinin mef’ulü yani okumanın konusu belirtilmemiştir. Dilin kendi kuralı gereği önemli bir şeye işaret edilmekteydi. Kozmik âlemdeki ayetler olmak üzere her şeyi “Oku!”.  En önemlisi burada insanın nefsini yani kendini okumaya davet edilmesiydi. Çünkü kendini bilen Rabbini bilirdi. Yunus’un ifadesiyle: 

İlim ilim bilmektir 
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen 
Ya nice okumaktır.

İnsan, kendi iç âlemine yapacağı bu yolculuğun zor ve meşakkatli olduğunu bilip Hakkın iltifatına mazhar olabilmek için bu yoldaki zorlukları göze alması gerekmektedir. İnsanın bu yolculuğunda yol uzun, menzil çok, geçit yok ve fakat derin sular var… Derin ırmak sessiz akar derler, insanın da kendi iç dünyasına yapacağı bu yolculuk deruni ve dahi sessiz olmalı ki nispeten önüne çıkacak büyük dağları büyük bentleri aşabilsin. Feridüddin Attar kuşların otuz yıl süreyle sultana (vuslat)  varabilmek için düşe kalka yaptıkları yolculuğun sonunda aynaya baktıklarında kendilerini görmelerini anlatırken aslında bu hakikate dikkatleri çekmektedir. Zira insan, imtihan için yaratılmıştır.  Bu imtihanın belki de en zor olanı, kulluk yolunda nefis ile yapılacak olan mücadeledir. İnsanı yaratan ve nefsini tanzim eden kudret, kendisine hem fücuru hem de takvayı ilham ettiğini açıklamaktadır. “Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.” (Şems, 91/ 7-10.)

İnsan, iç dünyasına yapacağı bu yolculuğu derinden ve yalnız başına yaparken; Rabbinin huzurunda hesaba çekilirken de yalnız olacağını unutmamalıdır. Bu hâl, kişiyi daha konsantre kılıp yapılan bu eylemi anlaşılır hale getirmede kişiye yardımcı olacaktır. Böylece insan kendisini tanıma fırsatını bulacak ve hatalarını yakından görüp gerçekle yüzleşecektir. Hakikatle yalanı ayırt etme noktasında hikmet penceresinden hayatını gözden geçirip peşinden gittiği yalanlar konusunda da incinecektir. 

Nefisle yapılan bu mücadele, bu derin tefekkür, bu iç seziş, bu gayret, semeresini verecektir. Çünkü devam eden ayetlerde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Oku. Senin rabbin sonsuz kerem sahibidir, ikram eder.” (Alak, 96/3.) Gösterişten, riyadan, reklamdan, propagandadan uzak, kişinin kendini okuması ve bunu rabbinin adıyla yapması Hakkın iltifatına mazhar olacak bir okuma şeklidir. Nitekim her şeyden hakkıyla haberdar olan Yüce Allah, insanın yapmakta olduklarını bilip görmektedir. Ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “De ki: Durmadan çalışın, sizin çalışmanızı Allah da Resulü de müminler de görecektir.” (Tevbe, 9/105.)
İnsanın kendi gerçeğinin ardına düşmesi hem kendini hem de hakkı anlamasının yoludur. Daha ilk ayetle beraber hayatı okumaya çağrılan insan, evvela bunu kendi hayatında tatbik edip anlamlı hâle getirmelidir. Şu gerçek unutulmamalıdır ki insanın davranışlarının yönü yapacağı okuma eyleminin sonucuna göre şekillenmektedir. Bu sebeple okumanın Allah’a götüren bir okuma olmasına dikkat edilmelidir. Zira Allah’ın unutulduğu bir okuma yahut da Allah’ı unutturan bir okuma Kur’ani bir okuma değildir. Hatta böylesi bir okuma, kişinin kendisini, yaratılışını ve fıtratını unutturabilir. Kur’an konuyla alakalı şöyle buyurur: “Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.” (Haşr, 59/19.)

İlk indirilen vahiyle beraber Allah insana kâmil insan olmayı hedef gösterip kâmil insan olmanın temel şartı olan iman etme noktasında kişiyi özgür bırakır; “De ki: Gerçek Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin dileyen inkâr etsin.” (Kehf, 18/29.) buyurarak kişiyi kendini okuma ikliminin içine çeker. Bütün bu hakikatler, imtihan için yaratılan insanın hakkı, hakikati, yaratılışını anlamlandırması içindir. Hakkıyla yapılacak bu okuma serüveninin sonunda dünya için yapılan büyük kavgaların boşuna olduğu, görünen ve görünmeyen heva ve heves putlarının yıkıldığı fark edilecektir.

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Davut Türkoğlu: Hizmet Sektöründe Yapay Zekayı Pulkon ile Entegre Ediyoruz

Pulkon, sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Güvenlik, istihdam ve entegre tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği hizmetlerle, iş dünyasına modern ve akıllı çözümler sunuyor.

Başarısının temelinde, 10 yılı aşkın sektörel deneyime sahip uzman ekibi ve ileri teknoloji odaklı vizyonu bulunan Pulkon, en güncel trendleri takip ederek fark yaratıyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarındaki akıllı çözümleri sayesinde, hem yerel hem de uluslararası müşterilerinin güvenini kazanmayı başarıyor.

Şirketin başarısının arkasındaki isim Davut Türkoğlu, “Yapay zekâ sadece teknolojik bir gelişim değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren bir güç. Pulkon olarak, bu dönüşümün iş dünyasında yarattığı değişimi en iyi şekilde değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Pulkon, yalnızca yerel pazarda değil, küresel arenada da varlık göstermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin vizyonu, yenilikçi hizmetlerini dünya çapında sunarak sektörde öncü bir konum elde etmek.

Teknolojik çözümlerle desteklenen hizmetleriyle öne çıkan Pulkon, yapay zeka tabanlı sistemler ve entegre hizmet anlayışıyla müşterilerine maksimum verimlilik sağlamayı hedefliyor. Güvenlik, istihdam ve tesis yönetimi alanlarında geliştirdiği çözümler, işletmelere değer katıyor.

Davut Türkoğlu, Pulkon’un sunduğu hizmetlerin önemine vurgu yaparak, “Pulkon Güvenlik Hizmetleri, deneyimli kadrosu ve yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehditleri önceden tespit ederek riskleri minimize ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl bir işletmede şüpheli aktiviteleri belirleyen sistemimiz, büyük bir maddi kaybın önüne geçti. Pulkon İnsan Kaynakları, iş ve işçi eşleştirme sürecinde yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak doğru yetenekleri en uygun pozisyonlarla buluşturuyor. Bu sayede bir teknoloji firması, sadece iki hafta içinde ihtiyacına uygun yazılımcı ekibini oluşturdu” dedi.

Ayrıca Pulkon Entegre Tesis Yönetimi Hizmetleri, enerji tasarrufu ve operasyonel verimlilik konularında çağdaş çözümler sunuyor. Türkoğlu, “Bir otel grubu için sunduğumuz tesis yönetimi hizmetleri, operasyonel süreçlerde mükemmeliyet sağlarken misafir memnuniyetinde %25’lik bir artış kaydedilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.

Yolculuğuna yerel bir firma olarak başlayan Pulkon, küresel bir marka olma hedefiyle ilerlemeye devam ediyor. Müşteri güvenliği, operasyonel verimlilik ve memnuniyet odaklı yaklaşımıyla modern iş dünyasına değer katan Pulkon, 2026 yılının ilk çeyreğinde uluslararası pazarda genişlemeyi planlıyor.

Continue Reading

Gündem

Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu Kuruldu!

Ankara’da bir araya gelen 11 sendika, kamu çalışanlarının hak kayıplarına karşı ortak mücadele etmek amacıyla Bağımsız Kamu Emekçileri Platformu’nu kurduklarını duyurdu.

Kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlayan BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN, TÖBSEN ve TÖS sendikaları, yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm üretmek ve gerçek sendikacılık anlayışını güçlendirmek için güçlerini birleştirdi.

Platform adına yapılan açıklama şöyle; 

Basına ve Kamuoyuna,

Yaşadığımız süreçte, memurların başta ekonomik kayıplar olmak üzere ciddi hak kayıpları yaşadığı ortadadır. En son yapılan maaş zammında da görüldüğü üzere, memurlar yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanmaktadır. Daha da vahim olan ise, iktidarın bu durumu sözde sendikalar üzerinden, özünde ise iktidarın arka bahçesine dönüşmüş yapılardan faydalanarak gerçekleştirmesidir.

Bizler, bu ülkenin üreten, halkını ve vatanını seven, Cumhuriyet değerlerini sahiplenen ve halkın refah içinde yaşamasını isteyen sendikalarız. Sendikaların görevi, üyelerinin mesleki, sosyal, özlük ve ekonomik haklarını savunmaktır. Ancak gelinen noktada, özellikle siyasi aidiyetler üzerinden sendikacılık yapanlar, halkın üreten gücünü sefalet yaşamına mahkûm etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca, tüm iş kollarında memurların yıllardır kemikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar yaşadığı açıktır. Bizler, aşağıda isimleri yer alan sendikalar olarak, kamu emekçilerinin kalıcı hale gelmiş sorunlarının çözümü ve bundan sonra yaşanabilecek sorunlara karşı ortak bir irade oluşturmak, gerçek sendikal mücadeleyi büyütmek amacıyla bir araya geldik. Ankara’da yaptığımız toplantı sonucunda, İlkeli Birliktelik ışığında Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu adıyla bir platform kurduğumuzu ilan ediyoruz.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu ülkede işçiler, emekliler, memurlar ve hatta işsizler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dolayısıyla platformumuz, tüm emek kesiminin sesi olacaktır.

Saygılarımızla,

BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN,TÖBSEN, TÖS

BAĞIMSIZ KAMU EMEKÇİLERİ PLATFORMU YÜRÜTME KURULU

Continue Reading

Gündem

FETÖCÜ Erkan BOZKURT SIRRA KADEM BASTI

FETÖ ile ilgili neredeyse hergün onlarca operasyon oluyor .Bir türlü bitmek bilmeyen örgüt kan kaybetsede varligini sürdürmeye devam ediyor .50 sene boyunca Türkiye nin her tarafını, her kurum ve devlet yapısını bir örümcek agi gibi sarmalayıp ele geçiren FETÖ, yeniden ayağa kalkmaya calışıyor .15 temmuz hain darbe girişiminden sonra dağılma sürecine giren ve devlet kurumlarında kan kaybeden FETÖ ,kaybettiği eski gücünü ve itibarını yeniden kazanmak için Altın nesil ve Yeniden Diriliş yapılanması içerisine girdi. Özellikle AKP iktidarına muhalif genç nesil FETÖ‘nün sahte yüzüne hala kanmaya devam ediyor .Bu yeni yapılanmanın aktörlerinden biri de Erkan BOZKURT . Özellikle genç nesli FETÖ içerisine çekmeye çalışan ve muhalif tarafın Z kuşağını hedef olarak seçen Zanlı ve aynı mihvalde birlikte hareket ettikleri bir çok şüpheli şahıs hakkında açılan soruşturmalar tüm hızıyla devam ediyor. Türk polisinin ihbar ve gizli tanik beyanları sonucu harekete geçmesiyle Fetönün yeni Altın Nesil yapılanması ve Yeniden Diriliş oluşumu deşifre oldu .Gecen hafta birçok ilde yapılan FETÖ Operasyonunda onlarca FETÖ  üyesi hakkında gözaltı kararı verilmiş ve büyük bir kısmı yakalanmış ve tutuklanmıştı. Cezaevinde bulunan Fetöcülerin ailelerine maddi ve manevi destek de verdiği polis kayıtlarına geçen   Zanlının bugün Evinde yapılan aramada örgüt mensupları için paketlenmiş gıda ve yine döviz bazında bir miktar para ele geçirildi. Örgüt mensuplarından himmet adı altında para toplayan Zanlı henüz bulunamadı.

Continue Reading

Çok Okunanlar