Connect with us

Yaşam

Sultan I. Ahmed kimdir?

14. Osmanlı padişahı olan Sultan I. Ahmed kimdir?

Babası III. Mehmed’in Saruhan valiliği sırasında 28 Nisan 1590’da Manisa’da doğdu. Annesi Handan Sultan’dır. Celâlî fetretinden dolayı sancağa çıkamamıştır. Babasının 18 Receb 1012’de (22 Aralık 1603) ölümü üzerine on dört yaşında tahta geçti.

İlk işi, III. Murad ve III. Mehmed devirlerinde devlet işlerine müdahaleleriyle çeşitli olaylara sebebiyet veren Safiye Sultan’ı (Venedikli Baffa) Eski Saray’a göndermek oldu. Bu sırada İran ve Avusturya ile olan savaş hali devam ediyordu. Cigalazâde Sinan Paşa şark serdarı tayin edilirken Vezîriâzam Malkoç Yavuz Ali Paşa da Macaristan’a gönderildi. Yine bu sıralarda Şah I. Abbas Revan’ı muhasara sonunda teslim almış, Kars’a girmiş ve ancak Ahıska önlerinde durdurulabilmişti. Sinan Paşa 15 Haziran 1604’te İstanbul’dan gecikmiş olarak hareket etti ve 8 Kasım’da Kars önlerine vardı. Durum uygun olduğu halde Şah Abbas’ın üzerine gitmeyip Van’da kışlağa çekilen Sinan Paşa, şahın taarruzu üzerine Erzurum’a geçti. Böylece serdar, ümerâ ve asker arasında huzursuzluk çıkmasına ve bir sefer mevsiminin boşa geçirilmesine sebep oldu. 1605 sefer mevsiminde tekrar ordunun başında hareket eden Sinan Paşa Tebriz’i geri almak üzere yürüdü. Ancak Erzurum Beylerbeyi Köse Sefer Paşa’nın esas ordudan ayrı hareket edip esir düşmesi Sinan Paşa’nın durumunu sarstı ve ordu Şah Abbas’ın âni baskını üzerine mağlûp olarak Van’a, sonra da Diyarbekir’e çekildi. Sinan Paşa’nın bu sırada büyük bir kuvvetle yardıma gelen Halep Beylerbeyi Canbolatoğlu Hüseyin Paşa’yı geç kaldığı bahanesiyle idam ettirmesi büyük bir isyanın başlamasına sebep oldu. Bu hadiseden kısa süre sonra kendisinin de Diyarbekir’de ölmesi üzerine Şah Abbas Gence, Şirvan ve Şemaha’yı zaptetti.

İran cephesinde bu olaylar sürerken 3 Haziran 1604’te İstanbul’dan hareket ederek 26 Temmuz’da Belgrad’a varan Vezîriâzam Malkoç Ali Paşa burada ölünce, sadârete ve garp serdarlığına Lala Mehmed Paşa tayin edildi. İlk önce Peşte, ardından Vaç kalelerini geri alan serdar, Estergon’u kuşattıysa da yağmur ve kar fırtınalarının başlaması ve askerin muhalefeti üzerine 23 Kasım 1604’te Belgrad’a çekilmek zorunda kaldı. Bu sırada Protestan Macar halkı üzerinde Katolik Avusturya baskısının artması, Erdel’in istiklâli için mücadele eden ve daha önce Avusturya taraftarı olan Erdel Beyi Etienne Bocskai’ın (Boçkay) İstanbul’a elçi göndererek yardım istemesine sebep oldu. Bocskai’a Erdel krallığı için yardım vaadinde bulunulması üzerine o da kuvvetleriyle sefere katıldı. 1605 yazında Estergon üzerine yürüyen Lala Mehmed Paşa, önce Vişegrad ve Tepedelen’i ele geçirdi. Böylece zor durumda kalan Estergon müdafileri 4 Kasım 1605’te kaleyi teslim ettiler. Diğer taraftan Bocskai, Türk kuvvetlerinin yardımı ile Uyvar’ı alırken Tiryâkî Hasan Paşa da Veszprém ve Polata’yı fethetti. Elde edilen bu başarılardan sonra Lala Mehmed Paşa tarafından Etienne Bocskai’a Erdel ve Macar tacı giydirildi. Bunun arkasından da Kanije Beylerbeyi Sarhoş İbrâhim Paşa, Tatar ve Macar kuvvetleriyle birlikte Avusturya’nın İstriya eyaletine bir akın düzenledi.

Anadolu’da Celâlî isyanlarının tehlikeli bir hal alması, diğer taraftan İran cephesinde başarı elde edilememesi sebepleriyle İstanbul’a çağrılan Sadrazam Lala Mehmed Paşa İran üzerine serdar tayin edildi. Böylece sadrazamın bütün Macaristan’ı Avusturya istilâsından kurtarma planı gerçekleşemedi. Bu konuda padişah nezdindeki teşebbüsleri de bir sonuç vermedi ve İran üzerine sefere hazırlanırken âniden vefat etti (1606). Bu sırada, yıllardan beri devam eden Osmanlı-Avusturya savaşlarını bir sonuca bağlamakla görevlendirilen Kuyucu Murad Paşa Budin’e gidip temaslarda bulundu ve anlaşma zemini hazırlanınca Budin Beylerbeyi Kadızâde Ali Paşa başkanlığındaki Osmanlı sulh heyeti ile Avusturya murahhasları Baron de Mollard ve Comte Althan, Zitvatorok’ta bir araya geldiler. Yirmi üç günlük bir müzakereden sonra on yedi maddelik bir ahidnâme imzalandı. Zitvatorok Muahedesi hükümlerine göre, Kanûnî devrinden beri Avusturya’nın vermekte olduğu 30.000 duka altın tutarındaki yıllık haraç kaldırıldı, buna karşılık İmparator II. Rodolphe bir defaya mahsus olmak üzere 200.000 kara kuruş tazminat ödemeyi kabul etti. Padişah ile imparator eşit sayıldı ve imparatorun bundan böyle “kral” yerine “Roma Çasarı” adıyla anılması kararlaştırıldı. Her iki tarafın da birbirlerine zarar vermekten kaçınmaları kabul edildi. Bu hükümlerle Osmanlı Devleti bir adım gerilemiş ve iki hükümdar arasında eşitlik prensibinin kabul edilmesiyle Avrupa devletleri karşısındaki mutlak Türk üstünlüğü ortadan kalkmıştır. Ayrıca Erdel Kralı Bocskai’ın imparatorla Viyana’da yaptığı eski bir antlaşmanın muahede hükümleri arasında zikredilerek benimsenmesi de hatalı olmuş ve Bocskai’ın ölümünden sonra imparator bu maddeye göre Erdel’de hak iddia etmiş, böylece Erdel bir ihtilâf konusu haline gelmiştir. Tarihçiler genellikle Osmanlı Devleti’nin büyümesinin bu antlaşma ile durduğunda birleşmektedirler. 1608, 1615 ve 1616 yıllarında yeniden gözden geçirilen Zitvatorok Muahedesi’nin Osmanlılar tarafından kabulünde, Anadolu’da yıllardır devam etmekte olan Celâlî isyanlarının büyük rolü olmuştur.

Osmanlı-Avusturya mücadeleleri sebebiyle Anadolu’da devlete karşı başlayan hoşnutsuzluk, halktan fazla vergi alınmasıyla en yüksek seviyeye çıkmış ve timarlı sipahilerin zaafa uğraması da isyan hareketlerinin genişleyerek yayılmasına ve böylece Celâlî isyanlarının had safhaya ulaşmasına yol açmıştır. I. Ahmed’in tahta çıkmasından hemen sonra isyan eden Tavil Ahmed, Celâlî serdarı Nasuh Paşa ile Anadolu Beylerbeyi Kecdehan Ali Paşa’yı mağlûp etti. Tavil Ahmed’e 1605’te Şehrizor beylerbeyiliği verilerek isyanı önlenmek istendi, fakat o bir süre sonra yeniden isyan ederek Harput’u ele geçirdi. Tavil’in oğlu Mehmed de sahte bir fermanla Bağdat valiliğini elde etti ve üzerine sevkedilen Nasuh Paşa’yı da yenilgiye uğrattı. Bağdat ancak 1607’de âsilerin elinden kurtarılabilmiştir. Öte yandan âsi Canbolatoğlu Ali Paşa da Lübnan’da Dürzî şeyhi Ma‘noğlu Fahreddin’le birleşerek güçlenmiş ve Trablusşam Emîri Seyfoğlu Yûsuf’u mağlûp ederek nüfuzunu Adana taraflarına yaymış, hatta kendisine bağlı bir ordu kurup adına sikke dahi kestirmişti. Bu sırada Halep beylerbeyiliğine tayin edilen Hüseyin Paşa da Canbolatoğlu’nun adamı Cemşid tarafından bozguna uğratılmıştı. Celâlîler karşısında gösterdiği âcizlik sebebiyle isyanların daha da genişlemesine sebep olan Sadrazam Derviş Paşa’nın idam edilmesinden (1606) sonra vezîriâzamlığa getirilen Kuyucu Murad Paşa, yanında Tiryâkî Hasan Paşa olduğu halde Suriye’ye doğru hareket etti. Sadrazam Anadolu’daki Celâlîler’i affeder görünüp Manisa ve Bursa çevresinde ortaya çıkan Kalenderoğlu’na Ankara sancak beyliğini verdi, ardından da Canbolatoğlu üzerine yürüdü. Oruç ovasında meydana gelen savaş sırasında Osmanlı ordusu, 30.000 tüfekli askere sahip âsi ordusu karşısında önce zor durumda kaldı; ancak âsiler Murad Paşa’nın gayretiyle 24 Ekim 1607’de mağlûp ve perişan edildiler. Bunun üzerine Ma‘noğlu Fahreddin kabileleriyle birlikte Lübnan’a kaçtı; Canbolatoğlu ise sadrazamın elinden kurtularak İstanbul’a gelip padişaha sığındı. Padişah kendisine önce Tımışvar, sonra Belgrad eyaletini verdi, fakat orada da halka zulmetmesi üzerine boynu vuruldu. Kalenderoğlu ise Ankara halkı tarafından şehre sokulmayınca yeniden baş kaldırdı, ancak Alaçayır’da Murad Paşa’nın ordusu karşısında yenilgiye uğrayarak İran’a kaçtı. Harekâtına daha sonra da devam eden ve Orta Anadolu’daki irili ufaklı Celâlî reislerini ortadan kaldıran Kuyucu Murad Paşa, muhaliflerinin kendisini İran üzerine sefere gönderme gayretlerine rağmen İstanbul’a döndü. Bir süre sonra, İran’a sefer düzenleme bahanesiyle geri kalan Celâlî reislerini orduya katılmaya davet ederek onları da ortadan kaldırmayı başardı. Anadolu’da sükûnet sağlanınca İran’a sefer imkânı doğdu ve Murad Paşa 1610’da Tebriz’de bulunan Şah Abbas üzerine yürüdü. Ancak karşılaşma olmadı ve kışlamak üzere Diyarbekir’e çekilen Murad Paşa burada öldü (1611).

Anadolu’da isyanların çoğalması üzerine halkın ekserisi köylerini terketmiş, çok sayıda köy harap olmuş ve bazı askerî sınıflar, halkı dağılmış olan köyleri “mülk-i mevrûs”ları gibi tasarrufları altına almışlardı. Bu yüzden hazine nüzül ve avârız vergilerinden mahrum kalmıştı. Halkı ehl-i örfün zulmünden kurtarmak için 30 Eylül 1609’da bir adâletnâme çıkaran I. Ahmed, terkedilen köylerin tekrar iskânına çalışmıştır.

Yeni sadrazam Nasuh Paşa İran ile mücadeleye girişmemeyi tercih etti; bu sırada Şah Abbas da yıllık 200 yük ipek vergi vermek suretiyle barışa taraftar olduğunu bildirdi; böylece 20 Kasım 1612’de Osmanlı-Safevî antlaşması imzalandı. Tarihlerde Nasuh Paşa Musâlahası adıyla geçen bu antlaşma ile 1555’te tayin edilen sınırlar esas alındı; ayrıca Şah Abbas her yıl taahhüt edilen miktarda ipeği de göndermeye söz verdi.

Bu sırada İspanya Krallığı ile müttefikleri Toskana Büyük Dukalığı ve Malta şövalyeleri Akdeniz’de Osmanlı sahillerine baskınlar yapıyorlardı. 1611’de bir Malta filosu Gördüs’e (Korintos) hücum ederek 500 esir almış, 1612’de de bir Toskana filosu İstanköy’den 1200 esir götürmüştü. Avrupalı müttefiklerin sahil şehirlerindeki baskınları bu şekilde devam ederken önce Kaptanıderyâ Öküz Mehmed Paşa, hıristiyan devletlerle iş birliği yapan Ma‘noğlu Fahreddin’i mağlûp etti. Arkasından Halil Paşa da Kıbrıs sularında on kadar Malta korsan gemisiyle karşılaştı; bunları mağlûp ederek devrin en büyük gemisi olan “Karacehennem”i tahrip etmeyi başardı. Yine bu sırada Memi Kaptan ve Lala Câfer adlarındaki denizciler de düşmanı ağır kayıplara uğrattılar. Donanmanın takviyesine büyük önem veren I. Ahmed’in ikinci defa kaptanıderyâlığa getirdiği Halil Paşa, Malta’ya asker çıkardığı gibi Trablusgarp’ta mahallî levendlerin reisi olan Sefer Dayı’yı da bertaraf etti. Bu sırada donanmanın Akdeniz’de bulunmasını fırsat bilen Kazaklar Sinop’a baskın düzenleyip şehri tamamen yağma ve tahrip ettiler, ancak daha sonra şiddetle cezalandırıldılar. Osmanlı donanması I. Ahmed zamanında başarılı bir dönem yaşamıştır.

İran’la yapılan antlaşma, taahhüt edilen 200 yük ipeğin gönderilmemesi, elçilikle giden İncili Mustafa Çavuş’un alıkonulması ve Şah I. Abbas’ın Gürcistan’a asker sevketmesi üzerine bozuldu. 22 Mayıs 1615’te Vezîriâzam Öküz Mehmed Paşa İran üzerine sefer yapmakla görevlendirildi. Ancak Mehmed Paşa seferi ertesi yıla tehir etti ve bu durumdan faydalanan Şah Abbas da karşı tedbirlerini aldı ve Gence’yi tahrip ettirdi. Bu arada İstanbul’a gelen İran elçisinin eli boş dönmesinden sonra Nisan 1616’da Halep’ten büyük bir orduyla hareket eden Mehmed Paşa Kars’a gelip burayı tahkim etti ve Revan ile Nihâvend üzerine kuvvetler gönderdi. Bir müddet sonra da bizzat Revan üzerine yürüyerek bir İran ordusunu mağlûp edip Revan’ı kuşattı. Fakat orduda muhasara toplarının olmaması, Mâzenderan askerlerinin şiddetle mukavemet etmesi ve şahın muahede hükümlerini yerine getireceğine dair teminat vermesi üzerine orduyu Erzurum’a geri çekti. Böylece Revan seferi başarısızlıkla sonuçlanmış olan Öküz Mehmed Paşa, rakiplerinin de aleyhinde faaliyette bulunmaları yüzünden azledildi. I. Ahmed, Mehmed Paşa’nın kabul ettiği antlaşma hükümlerini de reddederek İran seferine devam edilmesini istedi ve yeni sadrazam Halil Paşa’yı serdar tayin etti. Halil Paşa sefer için Diyarbekir kışlağına gittiği sırada Kırım Hanı Canbek Giray da Gence, Nahcıvan ve Culfa taraflarına akınlar düzenledi.

İran olayları devam ederken Leh asilzadesi Samuel Korezky, Kazaklar’dan meydana gelen bir orduyla Boğdan’a girerek Voyvoda Stefan’ı kovmuştu. Osmanlı Devleti Boğdan işinin hallini Bosna Beylerbeyi İskender Paşa’ya verdi. O da bir miktar askerle Boğdan’a hareket etti ve Korezky’yi yenerek aldığı 500 kazak esiriyle İstanbul’a döndü. Bundan sonra Kazak meselesinin kökünden halline memur edilen İskender Paşa, Lehistan ordusu ve Eflak, Boğdan, Erdel voyvodalarının kuvvetleriyle karşılaşmak üzere Turla nehrine doğru hareket etti. İki ordunun karşılaşacağı sırada Lehler’in isteğiyle barış masasına oturuldu ve antlaşma şartları tesbit edildi (27 Eylül 1617). Bu şartlara göre Kazaklar Turla’yı geçmeyecekleri gibi Karadeniz’e de inmeyecekler, buna karşılık Tatarlar da Lehistan’a akın yapmayacaklardı; Lehistan ise ödemekte olduğu vergiyi vermeye devam edecekti.

I. Ahmed’in cülûsundan sonra İngiltere, Fransa ve Venedik’le olan ticarî antlaşmalar yenilenmiş ve Fransa ile yapılan anlaşmada İspanyol, Portekizli, Katalan, Raguzalı, Cenevizli, Ankonalı ve Floransalılar’ın Fransız bayrağı altında ticaret yapabilecekleri kararlaştırılmıştır. Temmuz 1612’de de Hollanda ile ilk ticarî anlaşma yapılmıştır.

I. Ahmed elli bir gün süren bir mide hastalığı sonucu 22 Kasım 1617’de yirmi sekiz yaşında vefat etti. Zevkusafaya kapılmayan, dindar ve hayır sahibi bir padişah olduğu için halkın güvenini kazanmıştı. Sert tabiatlı idi; ihanet edenleri affetmez ve sertliği yüzünden devlete hizmet edenlere dahi zaman zaman acımasız davranırdı. Ava ve cirit oyununa meraklı olduğu, ara sıra Edirne ve Bursa’da ava çıktığı bilinmektedir. Şair olan ve şiirlerinde Bahtî mahlasını kullanan Sultan Ahmed’in küçük bir divanı vardır (Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Manzum, nr. 53).

I. Ahmed zamanının önemli değişikliklerinden biri saltanatın intikali meselesinde olmuştur. O zamana kadar herhangi bir kuralı olmayan cülûsta, bu padişahtan itibaren “ekberiyet” ve “erşediyet” yani hânedanın en büyük ferdinin tahta geçmesi usulü benimsenmiş, öteki şehzadeler sarayın özel bir yerinde kafes arkasında tutulmaya başlanmıştır. Bu kanuna uyularak Sultan Ahmed’e I. Mustafa halef olmuştur.

Osmanlı tarihinde en büyük yapılar arasında sayılan ve mimari özellikleri bakımından sanat tarihinde önemli bir yeri olan Sultan Ahmed Camii onun tarafından inşa ettirilmiş, kendisi de temel atılırken altın bir kazma ile terleyinceye kadar bizzat çalışmıştır. Bu cami, yanındaki medrese, imaret, tabhâne, dârüşşifâ, mektep ve dükkânları ile tam bir külliye teşkil ediyordu. I. Ahmed, yıkılmaya yüz tutan Kâbe duvarlarını İstanbul’dan ustalar göndererek tamir ettirmiş, Kâbe’nin kapısı üzerindeki kitâbe ile altın oluğu yeniletmiş, ayrıca duvarları tutması için halis altın ve gümüşten on altı kuşak yaptırıp Mekke’ye yollamıştır. Bunlardan başka, İstanbul’da beyaz mermerden hazırlattığı bir minberi Medine’ye göndererek Mescid-i Nebevî’nin eskiyen minberinin yerine koydurmuştur. Babasının türbesini de yaptıran I. Ahmed’in bugün mevcut olmayan, Üsküdar’da Kavak Sarayı Mescidi ile Beylerbeyi’nde İstavroz Mescidi’ni inşa ettirdiği bilinmektedir. Ayrıca Eyüp’teki sebilinden başka Alemdar’da, Tophane’de, Tersane’de, Üsküdar Kavak İskelesi’nde ve Haydarpaşa’da yaptırttığı çeşmeler ise imar faaliyetleri sırasında ortadan kalkmıştır. Devrinde ilk defa tütün ithaline izin verilmiş, bunun yanında ülke çapında içki yasağı uygulanmıştır.

BİBLİYOGRAFYA

Mustafa Sâfî, Zübdetü’t-tevârîh, Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, I, nr. 2428; II, nr. 2429.

Peçevî, Târih, I, 311-313; II, 261, 296-299, 335, 342-343, 346-347.

Mehmed b. Mehmed, Nuhbetü’t-tevârîh ve’l-ahbâr, İstanbul 1276, s. 219-251.

Kâtip Çelebi, Tuhfetü’l-kibâr fî esfâri’l-bihâr (nşr. O. Şaik Gökyay), İstanbul 1973, s. 209-211.

a.mlf., Fezleke, İstanbul 1286, I, 260, 344-345.

Solakzâde, Târih, s. 683-698.

Naîmâ, Târih, I, 404, 413-415.

Mir’âtü’l-Haremeyn: Mir’ât-ı Mekke, I, 502-506.

Hammer (Atâ Bey), VIII, 42 vd.

Danişmend, Kronoloji, III, 243, 258.

Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı-İngiliz İktisâdî Münâsebetleri (1580-1838), Ankara 1974, I, 43-45.

Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, III/1, s. 103.

Nezihi Aykut, Hasan Beyzâde Tarihi, I-III (doktora tezi, 1980), İÜ Ed.Fak. Tarih Seminer Kitaplığı, nr. 2572, II, 303, 314, 322-323.

M. Tayyib Gökbilgin, “XVII. Asır Başlarında Erdel Hadiseleri ve Bethlen Gabor’un Beyliğe İntihâbı”, TDl., sy. 1 (1949), s. 1-28.

a.mlf., “Nasûh Paşa”, İA, IX, 124.

Halil İnalcık, “Adâletnâmeler”, TTK Belgeler, II/3-4 (1967), s. 123-133.

Gerard Erdbrink, “Onyedinci Asırda Osmanlı-Hollanda Münâsebetlerine Bir Bakış”, GDAAD, sy. 2-3 (1974), s. 160-179.

M. Cavid Baysun, “Ahmed I.”, İA, I, 161.

M. C. Şehâbeddin Tekindağ, “Mehmed Paşa”, İA, VII, 593.

Cengiz Orhonlu, “Murad Paşa”, İA, VIII, 652.

R. Mantran, “Aḥmad I”, EI2 (İng.), I, 267-268.

a.mlf., “Aḥmed el-Evvel”, UDMİ, II, 47-49.

Müellif: Mücteba İlgürel

Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi
 

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yaşam

İstanbul Koltuk Yıkamacısı ile Temizliğin Yeni Adı: evdeyikama.com

Günlük yaşamın temposu, zamanın kısıtlılığı ve şehir hayatının yoğunluğu ev temizliği konusunda profesyonel hizmetlere olan ihtiyacı artırıyor. Özellikle hijyenin en önemli olduğu alanlardan biri olan koltuk temizliği, hem sağlık hem de estetik açıdan büyük önem taşıyor. İstanbul koltuk yıkamacısı hizmetleri, tam da bu noktada devreye giriyor. Eğer siz de kaliteli, hızlı ve güvenilir bir koltuk yıkamacısı arayışındaysanız, evdeyikama.com ile tanışma vaktiniz geldi.

Koltuk Yıkamacısı Nedir, Neden Önemlidir?

Koltuklar, evde en çok kullanılan ve en hızlı kirlenen mobilyalardan biridir. Gün içinde toz, ter, yemek kırıntıları, evcil hayvan tüyleri ve çeşitli lekeler koltuklara yerleşebilir. Bu durum hem görsel hem de hijyen açısından ciddi problemler yaratır. Özellikle çocuklu aileler, alerji hastaları ve evcil hayvan sahipleri için düzenli koltuk temizliği bir zorunluluktur.

Profesyonel bir koltuk yıkamacısı, bu kirleri sadece yüzeysel olarak değil, derinlemesine temizleyerek sağlıklı bir yaşam alanı sunar. Uzman ekipmanlar ve doğru temizlik ürünleri ile yapılan bu işlem sayesinde koltuklar ilk günkü gibi temiz, hijyenik ve ferah hale gelir.

İstanbul Koltuk Yıkamacısı Hizmeti Neden Tercih Edilmeli?

İstanbul, kalabalık ve yoğun yaşam temposuna sahip bir metropol. Bu şehirde yaşayanlar için zaman oldukça kıymetli. Evde koltuk yıkamak hem zahmetli hem de sonuçları yeterince tatmin edici olmayabilir. İşte bu yüzden İstanbul koltuk yıkamacısı hizmetleri, büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir.

İstanbul genelinde hizmet veren koltuk yıkama firmaları, randevulu sistemle çalışarak evinize kadar geliyor ve profesyonel cihazlarla kısa sürede koltuklarınızı tertemiz hale getiriyor. Böylece hem zamandan tasarruf ediyor hem de hijyenik bir ortamda yaşamaya devam ediyorsunuz.

Koltuk Yıkamacı Fiyatları Ne Kadar?

Koltuk yıkamacı fiyatları, birçok farklı etkene göre değişkenlik gösterebilir. Koltuk sayısı, koltuk türü (L koltuk, kanepe, berjer, çekyat vs.), leke durumu, kullanılan temizlik yöntemi ve hizmetin verildiği semt gibi faktörler fiyatları etkileyen başlıca unsurlardır. Genel olarak İstanbul’da koltuk yıkamacı fiyatları şu aralıklarda seyretmektedir:

  • Tekli koltuk (Berjer):350 – 500 TL
  • İkili koltuk:400 – 600 TL
  • Üçlü koltuk:1000 – 1500 TL
  • L koltuk:1000 – 2500 TL
  • Çekyat:1000 – 1500 TL

Bu fiyatlar firmadan firmaya değişiklik gösterebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, yalnızca fiyat değil, verilen hizmetin kalitesidir. Ucuz fiyatlı ama yetersiz temizlik sağlayan bir hizmet, uzun vadede koltuklarınıza zarar verebilir.

Neden evdeyikama.com?

Koltuk yıkamacısı arayışında olanların karşısına çıkan en güvenilir markalardan biri evdeyikama.com’dur. İstanbul koltuk yıkamacısı alanında kendini kanıtlamış olan bu platform, müşteri memnuniyetini ön planda tutarak kaliteli ve hijyenik hizmet sunmaktadır.

evdeyikama.com’un Avantajları:

  • Evinizde Temizlik: Koltuklarınız yerinden oynatılmadan, bulunduğu yerde profesyonel makinelerle temizlenir.
  • Doğal Temizlik Ürünleri: İnsan sağlığına zarar vermeyen, çevre dostu temizlik malzemeleri kullanılır.
  • Uzman Ekip: Tecrübeli ve eğitimli personel sayesinde her tür kumaş ve koltuk türüne uygun temizlik sağlanır.
  • Uygun Fiyat – Kaliteli Hizmet: Sunduğu fiyat-performans oranı ile sektörün öncülerindendir.
  • Online Randevu Sistemi: Web sitesi üzerinden hızlıca hizmet talebinde bulunabilir, istediğiniz gün ve saatte randevu alabilirsiniz.

evdeyikama.com, yalnızca koltuk yıkama değil; aynı zamanda halı, yatak ve sandalye temizliği gibi birçok hizmeti de portföyünde bulundurmaktadır.

Koltuk Temizliğinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Koltuk yıkama hizmeti almadan önce dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar vardır:

  1. Referanslara Bakın:Daha önce hizmet almış kullanıcı yorumlarını inceleyin.
  2. Kullanılan Ürünleri Sorun:Temizlikte kullanılan kimyasalların içeriği hakkında bilgi isteyin.
  3. Garanti ve Sorumluluk:Firma, işlem sonrası yaşanabilecek olumsuzluklara karşı nasıl bir çözüm sunuyor öğrenin.
  4. Kuruma Süresi:Koltuklarınızın tamamen kuruması kaç saat sürecek, bilgi alın.

Bu detaylar sayesinde hem kaliteli bir hizmet alır hem de koltuklarınıza zarar gelmesini önlemiş olursunuz.

Koltuklarınızı Neden Düzenli Olarak Yıkatmalısınız?

Koltuklarınızı düzenli olarak yıkatmak hem estetik hem de sağlık açısından birçok avantaj sunar:

  • Toz akarları ve mikroorganizmalar yok edilir.
  • Alerjik reaksiyon riskleri azalır.
  • Koltuk kumaşlarının ömrü uzar.
  • Evdeki kötü kokular ortadan kalkar.
  • Misafirlerinize daha ferah bir ortam sunarsınız.

Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde hava kirliliği ve kapalı yaşam alanlarının yoğun kullanımı, koltukların daha çabuk kirlenmesine neden olur. Bu nedenle yılda en az 2 kez profesyonel bir koltuk yıkamacısı ile çalışmak tavsiye edilir.

Sonuç: İstanbul’da Hijyenik Yaşamın Adresi evdeyikama.com

Günümüzde temizliğe verilen önem her geçen gün artarken, profesyonel koltuk yıkamacısı hizmetleri büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir. İstanbul koltuk yıkamacısı arayışınızda size zaman kazandıracak, hijyenik çözümler sunacak ve koltuklarınızı ilk günkü haline getirecek güvenilir bir adres arıyorsanız, evdeyikama.com sizin için doğru tercih olacaktır.

Uygun koltuk yıkamacı fiyatları, kaliteli hizmet anlayışı ve uzman kadrosu ile evdeyikama.com, İstanbul’da koltuk temizliğinin lider platformlarından biridir. Siz de hemen randevu oluşturun, hijyenik yaşamın farkını evinizde yaşayın.

Continue Reading

Yaşam

Hadsiz.com’a Üye Ol, Kripto Para Kazan: Phantom Wallet Kurulumundan KingScar Coin’e Adım Adım Rehber

Kripto para dünyasında yeni bir kazanç kapısı mı arıyorsunuz? www.hadsiz.com, üye olanlara KingScar Coin kazanma fırsatı sunuyor! Bu haberde, önce Phantom Wallet’ı nasıl kuracağınızı ve Solana adresinizi nasıl alacağınızı, ardından Hadsiz.com’a üye olurken bu adresi nasıl gireceğinizi ve KingScar Coin kazanma sürecini detaylıca anlatıyoruz. Hazır mısınız? Hadi başlayalım!

Phantom Wallet ile Kripto Yolculuğuna Başlayın

KingScar Coin kazanmak için Solana blok zincirinde bir cüzdana ihtiyacınız var. Phantom Wallet, Solana ekosisteminin en güvenilir ve kullanıcı dostu cüzdanlarından biri.

İşte adım adım Phantom Wallet kurulum rehberi:

  1. Phantom Wallet’ı İndirin
  • Resmi siteye gidin: Tarayıcınızda https://phantom.app adresine girin.
  • Tarayıcı eklentisini seçin: Phantom; Chrome, Firefox, Brave ve Edge için eklenti sunuyor. “Download” butonuna tıklayın ve tarayıcınıza uygun seçeneği seçin.
  • Eklentiyi kurun: Tarayıcınızın eklenti mağazasından Phantom Wallet’ı ekleyin. Kurulum tamamlanınca Phantom yeni bir sekmede açılacak.

 

  1. Yeni Cüzdan Oluşturun
  • Phantom eklentisini açın ve “Create New Wallet” (Yeni Cüzdan Oluştur) seçeneğine tıklayın.
  • Gizli kurtarma kelimelerini not edin: Phantom, size 12 kelimelik bir “gizli kurtarma ifadesi” (seed phrase) gösterecek. Bu kelimeleri bir kağıda yazın ve güvenli bir yerde saklayın. Uyarı: Bu ifade, cüzdanınıza erişimin tek anahtarıdır; kimseyle paylaşmayın ve dijital ortamlarda saklamayın.
  • Şifre belirleyin: Cüzdanınız için güçlü bir şifre oluşturun ve onaylayın.
  • Kurulumu tamamlayın: Adımları takip ederek cüzdanınızı aktif hale getirin.

 

  1. Solana Adresinizi Alın
  • Phantom Wallet’ı açın ve ana ekrana gidin. Solana (SOL) bakiyenizi göreceksiniz.
  • “Deposit SOL” veya “Receive” (Al) seçeneğine tıklayın. Karşınıza çıkan cüzdan adresini (örneğin: 9xYz…abc123 şeklinde 44 karakterlik bir dize) kopyalamak için “Copy” butonuna basın.
  • Bu adresi güvenli bir yere not edin; Hadsiz.com’a üye olurken kullanacaksınız.

Not: Solana ağında işlem yapmak için cüzdanınızda az miktarda SOL bulunması gerekebilir (işlem ücretleri için). SOL’u Binance, Coinbase gibi borsalardan satın alıp Phantom Wallet’ınıza aktarabilirsiniz.

 

Hadsiz.com’a Üye Olurken Solana Adresinizi Girin

Phantom Wallet’ınız hazır, şimdi sıra Hadsiz.com’da! Platform, üye olanlara KingScar Coin ödülleri dağıtıyor ve üyelik sırasında Solana adresinizi girmenizi istiyor. İşte süreç:

  1. Hadsiz.com’a Kayıt Olun
  • Siteye gidin: www.hadsiz.com adresini tarayıcınızda açın.
  • Kayıt ol butonuna tıklayın: Ana sayfada genellikle sağ üst köşede yer alan “Kayıt Ol” veya “Üye Ol” butonuna basın.
  • Bilgilerinizi doldurun: Ad, soyad, e-posta adresi ve güçlü bir şifre girin. Platformun istediği ek bilgileri (örneğin, telefon numarası) eksiksiz sağlayın.
  • Solana adresinizi ekleyin: Kayıt formunda “Solana Wallet Adresi” veya benzeri bir alan olacak. Phantom Wallet’tan kopyaladığınız adresi bu alana yapıştırın. Adresi doğru girdiğinizden emin olun!
  • E-postanızı doğrulayın: Kayıt sonrası e-posta adresinize gelen doğrulama bağlantısına tıklayarak hesabınızı aktifleştirin.
  • Giriş yapın: Artık Hadsiz.com hesabınıza erişebilirsiniz.
  1. Adres Doğrulama
  • Hadsiz.com, üyelik sırasında girdiğiniz Solana adresini doğrulayacak. Bu adım, ödüllerin doğru cüzdana ulaşmasını garantiler.
  • Eğer adresle ilgili bir hata alırsanız, hesabınızın “Cüzdan” veya “Ayarlar” bölümünden adresinizi kontrol edip güncelleyebilirsiniz.

KingScar Coin Kazanmaya Başlayın

Solana adresinizle Hadsiz.com’a üye olduktan sonra KingScar Coin kazanmak çok kolay! İşte detaylar:

  • Görevleri tamamlayın: Hadsiz.com, kullanıcılarına platformda aktif olma, arkadaş davet etme veya belirli etkinliklere katılma gibi görevler sunuyor. Bu görevler, genellikle “Kazan” veya “Görevler” sekmesinde listelenir.
  • Ödüller cüzdanınıza aktarılır: Kazandığınız KingScar Coin’ler, üyelik sırasında belirttiğiniz Solana adresine (Phantom Wallet’ınıza) gönderilecek.
  • Cüzdanınızı kontrol edin: Phantom Wallet’ta “Tokens” sekmesine giderek KingScar Coin bakiyenizi görebilirsiniz. Eğer token görünmüyorsa, Hadsiz.com’un sağladığı sözleşme adresini “Add Token” seçeneğiyle ekleyin.

Bilgi: KingScar Coin’in değeri ve kullanım alanları Hadsiz.com’un politikalarına bağlıdır. Coin’in nasıl kullanılacağı veya takas edileceği hakkında güncel bilgileri platformun duyurularından takip edebilirsiniz.

Güvenlik İçin İpuçları

Kripto dünyasında güvenliğiniz ön planda olmalı. Şu noktalara dikkat edin:

  • Gizli kelimeleri koruyun: Phantom Wallet’ınızın 12 kelimelik kurtarma ifadesini kimseyle paylaşmayın.
  • Resmi sitelere bağlı kalın: Hadsiz.com’a girerken www.hadsiz.com adresini doğrudan tarayıcınıza yazın; sahte sitelere karşı dikkatli olun.
  • Şüpheli bağlantılardan uzak durun: Bilinmeyen kaynaklardan gelen e-posta veya mesajlardaki bağlantılara tıklamayın.
  • Cüzdanınızı güncel tutun: Phantom Wallet’ı düzenli olarak güncelleyerek güvenlik açıklarından korunun.

Kripto Kazancına Giden Yol

Hadsiz.com, kripto para kazanmanın heyecan verici ve basit bir yolunu sunuyor. Phantom Wallet’ınızı kurup Solana adresinizi aldıktan sonra, www.hadsiz.com’a üye olurken bu adresi girerek KingScar Coin kazanmaya başlayabilirsiniz. Hızlı, güvenli ve ödüllü bu yolculukta yerinizi almak için hemen harekete geçin! Daha fazla bilgi için www.hadsiz.com’u ziyaret edin.

Continue Reading

Yaşam

Burak Yaka’dan Yapay Zeka ve Dijital Dönüşüm Rehberi!

Elektrik Elektronik Mühendisi Burak Yaka, yöneticiler ve liderler için yapay zeka alanındaki deneyimlerini aktardığı kitabı “BU KİTABI YAPAY ZEKA YAZ(MA)DI MI?” ile iş dünyasının geleceğine ışık tutuyor!

Kitap, önce dijital platformlarda, ardından kitap mağazalarında okuyucularla buluşacak.

Bu rehber, fabrika yönetimi, proje yönetimi, üretim, bakım, enerji yönetimi ve dijital dönüşüm gibi kritik alanlarda yapay zekanın nasıl kullanılabileceğini anlatıyor. Aynı zamanda, ChatGPT, Gemini, Grok, Claude AI ve DeepSeek AI gibi popüler yapay zeka modellerinin iş dünyasında karar alma süreçlerini nasıl destekleyebileceğine dair pratik bilgiler sunuyor.

Yapay zekanın gücünü keşfedin, iş süreçlerinizi daha verimli ve stratejik hale getirin!

Linkedin hesabı

Continue Reading

Çok Okunanlar