Connect with us

Gündem

Teşebbüh: Tekfirin en keskin kılıcı

Halil KILIÇ
DİB Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

« مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ… »
“…Kim bir topluluğa (millete) benzemeye çalışırsa onlardandır.” (Müsned-i Ahmed, IX, 123,126.)

Hz. Peygamber (s.a.s.), Medine’ye hicret ettiğinde Yahudilerin Aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Onlara, bu günde oruç tutmalarının nedenini sordu. Yahudiler, Aşure gününün Musa peygamberin düşmanlarından kurtulduğu gün olması nedeniyle şükür amacıyla oruç tuttuklarını söylediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.), “Biz Musa’ya sizden daha yakınız.” buyurarak bugünde oruç tutmuş ve tutulmasını istemiştir. (İbn Mace, Sıyam, 41.) Ancak burada Hz. Peygamber’in bir ibadeti yerine getirirken bile başka din mensuplarına benzememe adına Aşure orucunun iki gün tutulması şeklinde sergilediği tavır, başta ashabı olmak üzere bütün ümmeti için göz ardı edilmemesi gereken bir davranış modelidir. O, bu tavrıyla Müslümanların kimliklerini kaybetmemeleri gerektiğini ve başka din mensuplarına benzemeden kendi kültürlerini oluşturmalarının önemini bizzat göstermiştir. 

Bu bağlamda Allah Resulü (s.a.s.) Müslümanların yeni bir kimlik oluşturmaları için özel bir çaba harcamış; onların giyim kuşamları, yeme içmeleri, konuşmaları hatta yürüyüşlerine varıncaya kadar pek çok hususta kendi kültürel kodlarını inşa etmeye çalışmıştır. Hz. Peygamber’in, sakalların uzatılabileceğini ama bıyıkların fazla uzatılmaması gerektiğini söylemesi, belli dönemlerde Müslümanların sakallarını boyamalarını istemesi (Müsned-i Ahmed, XXXVI, 613.), sağ elle yenilmesini tavsiye etmesi (Buhari, Et‘ıme, 2.) gibi hususlar, Müslümanların diğer din mensuplarından kültürel olarak ayrışmalarına ve onlara bir kimlik kazandırma amacına matuf birkaç örnek uygulamadır. 

Ne var ki gerek geçmişte gerekse günümüzde belli konularda diğer dinlerin mensuplarına benzemenin mahiyeti hususunda ifrata varan değerlendirmelerin olduğunu görmekteyiz. Özellikle günümüzde ulaşım ve iletişim imkânlarının gelişmesine paralel olarak dünyanın âdeta küçük bir köy hâline dönüşmesi insanlar arasındaki etkileşimi artırmakta; bu da toplumlar arasında kültürel geçişliliğe zemin hazırlamaktadır. Bu noktada başka dinlerin inanç konularıyla doğrudan ilgili olmayan meselelerde bile “Kim bir kavme benzerse onlardandır.” hadisi bir tekfir silahı olarak kullanılmakta; pek çok müminin imanına tan edilmekte ve inanç cellatlığı yapılmaktadır. Oysaki söz konusu hadis, çoğunlukla yanlış anlaşılmakta ve bağlamından uzak değerlendirmeler yapılmaktadır.

Kütüb-i Sitte müelliflerinden Ebu Davud’un, takti (kısaltma) yöntemiyle eserine aldığı söz konusu hadis (Ebu Davud, Libas, 4.), Müsned-i Ahmed’de daha detaylı bir şekilde yer almakta ve konunun anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Bu hadis üzerine bir makale kaleme alan Mirza Tokpınar, şu isabetli değerlendirmede bulunmaktadır: “Amacı ve söylendiği yer dikkate alındığında; hadis, kim bizimle savaşarak İslam düşmanlığı yapma konusunda düşmanlarımıza benzerse o da onlardan olur. Biz nasıl düşmanlarımızı kılıç ve mızraklarımızla perişan etmişsek onu da aynı şekilde perişan ederiz. Kim de iman eder İslam düşmanlarıyla savaşan Müslümanlarla birlikte hareket eder onların yanında yer alırsa mücahitlerden olur ve onlara vaat edilenlere kavuşur, anlamını ifade etmektedir.” (“Men teşebbehe bi-kavmin fe-hüve minhüm Hadisi Üzerine Bir İnceleme”, HTD, III/2, 2005, s. 108.) Hadisin çoğu kez eksik/yanlış tercüme ediliyor olması, dikkat çekmek istediğimiz bir diğer husustur. Hadiste zikredilen “teşebbeh” kelimesi, Arapçadaki fiil kalıplarından biri olan “tefa‘ul” babındandır. Bu kalıpta gelen fiiller, genellikle bir işin güçlükle, çaba sarf edilerek ve bilinçli bir şekilde yapıldığını göstermektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere söz konusu hadiste salt bir benzemeden ziyade başka din mensuplarına “bilinçli bir benzeme”den bahsedilmektedir. Meseleyi biraz daha somutlaştıracak olursak; toplumumuzda bir hayli yaygın hâle gelen anneler ve babalar gününde bir Müslümanın anne babasıyla tebrikleşmesi veya hediye alması bazı kesimler tarafından ciddi bir şekilde eleştirilmekte ve söz konusu hadise atıf yapılarak Müslümanların inançlarına dil uzatılmaktadır. Bu günlerin ilk defa kutlanmaya başlanmasında herhangi bir dinin inancı etkili olmuş olabilir. Ancak bugün gelinen noktada anneler/babalar gününde anne babasıyla tebrikleşen hiçbir Müslüman bunu belli bir inancın ritüeli olarak yapmamaktadır. 

İslam’ın anne babaya verdiği değerin bilincinde olan ve bu konuda sorumluluğunu yerine getiren birinin, söz konusu günlerde anne babasını bir kez daha sevindirmesinin veya doğumunun sene-i devriyesinde bir taraftan Allah’a şükredip diğer taraftan doğum günü kutlaması yapmasının ve bu günlerde tebrikleşmesinin ne sakıncası olabilir? Ayrıca bu davranışların, başka din mensuplarına bilinçli benzemeyle nasıl bir alakası vardır? Oysaki şu husus çoğu zaman göz ardı edilmektedir: Hz. Peygamber (s.a.s.) hem Mekkeli müşriklerin hem de Yahudi ve Hristiyanların yaptığı pek çok şeyi yapmak durumunda kalmıştır. Ama o, bunları yaparken ve yapılmasını isterken mevzubahis şeyin İslami kimliğe/forma bürünmesine gayret etmiştir. Diğer din mensupları yapıyor diye bir şeyden hepten uzak kalmadığı gibi onu yapan bir Müslümanı dinden uzaklaşmakla, başka bir dine girmekle veya o dinin mensuplarına benzemekle de itham etmemiştir.

O hâlde Müslümanlar olarak öncelikle taklit eden değil taklit edilen bir konumda olmak için gayret sarf etmemiz son derece önemlidir. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise her alanda ve yaptığımız her işte kendi dinimizin ve kültürel kodlarımızın yer almasına özen göstermeli; diğer din mensuplarının yaptıkları herhangi bir şeyi hayatımıza aktarırken de İslami bir forma dönüştürmeyi ihmal etmemeliyiz. 

Hadisten öğrendiklerimiz
1. “Kim bir topluluğa benzemeye çalışırsa onlardandır.” hadisi, hayatın tabii seyrinde olabilecek benzemeleri değil; başka din mensuplarına bilinçli bir benzemeyi ifade etmektedir.
2. Müslümanlar, kendi din ve kültürlerine uygun hususlarda başka din mensuplarının yaptıklarını hayatlarına aktarırken onu İslami bir forma sokarak aktarmalıdırlar.
3. Müslümanların; Müslüman olarak tanınmalarını sağlayan kendi kodları/tavırları olmalıdır.

Kaynak: Diyanet Haber

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu Kuruldu!

Ankara’da bir araya gelen 11 sendika, kamu çalışanlarının hak kayıplarına karşı ortak mücadele etmek amacıyla Bağımsız Kamu Emekçileri Platformu’nu kurduklarını duyurdu.

Kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik ve sosyal hak kayıplarına dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlayan BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN, TÖBSEN ve TÖS sendikaları, yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm üretmek ve gerçek sendikacılık anlayışını güçlendirmek için güçlerini birleştirdi.

Platform adına yapılan açıklama şöyle; 

Basına ve Kamuoyuna,

Yaşadığımız süreçte, memurların başta ekonomik kayıplar olmak üzere ciddi hak kayıpları yaşadığı ortadadır. En son yapılan maaş zammında da görüldüğü üzere, memurlar yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanmaktadır. Daha da vahim olan ise, iktidarın bu durumu sözde sendikalar üzerinden, özünde ise iktidarın arka bahçesine dönüşmüş yapılardan faydalanarak gerçekleştirmesidir.

Bizler, bu ülkenin üreten, halkını ve vatanını seven, Cumhuriyet değerlerini sahiplenen ve halkın refah içinde yaşamasını isteyen sendikalarız. Sendikaların görevi, üyelerinin mesleki, sosyal, özlük ve ekonomik haklarını savunmaktır. Ancak gelinen noktada, özellikle siyasi aidiyetler üzerinden sendikacılık yapanlar, halkın üreten gücünü sefalet yaşamına mahkûm etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca, tüm iş kollarında memurların yıllardır kemikleşmiş ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar yaşadığı açıktır. Bizler, aşağıda isimleri yer alan sendikalar olarak, kamu emekçilerinin kalıcı hale gelmiş sorunlarının çözümü ve bundan sonra yaşanabilecek sorunlara karşı ortak bir irade oluşturmak, gerçek sendikal mücadeleyi büyütmek amacıyla bir araya geldik. Ankara’da yaptığımız toplantı sonucunda, İlkeli Birliktelik ışığında Bağımsız Kamu Sendikaları Platformu adıyla bir platform kurduğumuzu ilan ediyoruz.

Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu ülkede işçiler, emekliler, memurlar ve hatta işsizler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dolayısıyla platformumuz, tüm emek kesiminin sesi olacaktır.

Saygılarımızla,

BAK-SEN, BİZİM SEN, DEB-SEN, DES, EĞİTİM SÖZ SEN, HEP-SEN, LİYAKAT SEN, SAY-SEN, ÜNİ-PER-SEN,TÖBSEN, TÖS

BAĞIMSIZ KAMU EMEKÇİLERİ PLATFORMU YÜRÜTME KURULU

Continue Reading

Gündem

FETÖCÜ Erkan BOZKURT SIRRA KADEM BASTI

FETÖ ile ilgili neredeyse hergün onlarca operasyon oluyor .Bir türlü bitmek bilmeyen örgüt kan kaybetsede varligini sürdürmeye devam ediyor .50 sene boyunca Türkiye nin her tarafını, her kurum ve devlet yapısını bir örümcek agi gibi sarmalayıp ele geçiren FETÖ, yeniden ayağa kalkmaya calışıyor .15 temmuz hain darbe girişiminden sonra dağılma sürecine giren ve devlet kurumlarında kan kaybeden FETÖ ,kaybettiği eski gücünü ve itibarını yeniden kazanmak için Altın nesil ve Yeniden Diriliş yapılanması içerisine girdi. Özellikle AKP iktidarına muhalif genç nesil FETÖ‘nün sahte yüzüne hala kanmaya devam ediyor .Bu yeni yapılanmanın aktörlerinden biri de Erkan BOZKURT . Özellikle genç nesli FETÖ içerisine çekmeye çalışan ve muhalif tarafın Z kuşağını hedef olarak seçen Zanlı ve aynı mihvalde birlikte hareket ettikleri bir çok şüpheli şahıs hakkında açılan soruşturmalar tüm hızıyla devam ediyor. Türk polisinin ihbar ve gizli tanik beyanları sonucu harekete geçmesiyle Fetönün yeni Altın Nesil yapılanması ve Yeniden Diriliş oluşumu deşifre oldu .Gecen hafta birçok ilde yapılan FETÖ Operasyonunda onlarca FETÖ  üyesi hakkında gözaltı kararı verilmiş ve büyük bir kısmı yakalanmış ve tutuklanmıştı. Cezaevinde bulunan Fetöcülerin ailelerine maddi ve manevi destek de verdiği polis kayıtlarına geçen   Zanlının bugün Evinde yapılan aramada örgüt mensupları için paketlenmiş gıda ve yine döviz bazında bir miktar para ele geçirildi. Örgüt mensuplarından himmet adı altında para toplayan Zanlı henüz bulunamadı.

Continue Reading

Gündem

PKK-HDP DESTEKÇİSİ Ümit BİLİR SIRRA KADEM BASTI

1980’li yıllardan sonra dağda başlattığı Silahlı direnişi 1990 lı yıllarda kırsala taşıyan ve siyasi örgütlenmeye giden PKK, dönem dönem yeni isimlerle kurulan kürt kökenli siyasi partilerin destekçisi oldu.

Son zamanlarda kurulan HDP de bir siyasi parti gibi görünsede ,terör örgütü PKK nin siyasi kanadı gibi calışıyor .Son zamanlarda HDP üyesi olup da PKK ile maddi ve manevi bağları olan bir çok kişi hakkında soruşturma açıldı. Kolluk kuvvetlerince ve istihbarat ekiplerince yapılan teknik takip ve araştırmalarda Ümit BİLİR isimli şahsın yurt dışına çıkmadan önce Türkiye de Cezaevinde olan PKK yandaşlarının ailelerine maddi ve manevi destek verdiği ortaya çıktı. Neredeyse bu terör örgütü yandaşlarının kiralarını bile ödeyecek kadar aralarında sıkı bağ oluştuğu anlaşılan Ümit BİLİR in evinde yapılan Jandarma baskınında çok sayıda örgütü destekleyici kitaplar, broşürler, Yardım kolileri ve bir miktarda para ele geçirildi. Pkk tandaslı gösteri ve yürüyüşleri organize ettiği, PKK ve HDP arasında iletişim sağladığı, Türkiye Cumhuriyetini ve Cumhurbaşkanını aşağılayıcı söylemleri slogan olarak kullandığı ve sosyal medyada Devleti ve iktidar partisi AKP yi aşağılayıcı miting ve gösterilerde aktif rol aldığı anlaşılan sırra kadem basmıştı.Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açılan zanlı hakkında Bingöl Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Yakalama kararı çıkarıldı. Türk istihbarak ekiplerince Avrupada yapılan çalısmada zanlının izine Belçika da rastlandı.Belçika daki kürt festivallerinde görüntülenen zanlının Türkiye aleyhine organize edilen gösterilerin de neredeyse mimari oldu. HDP ve PKK kardeşliğinin en bariz örnegi olan zanlı ve diger örgüt mensuplarının kirli ilişkiler ağı bir bir çözüyor. Son zamanlarda örgütün dağ kadrosuna yapılan operasyonlarda çok büyük başarı sağlanmış ve örgüt büyük ölçüde dağ ve kırsalda tasviye edilmişti. Sağ olarak ele geçirilen militanların yargılamaları devam ederken örgütün şehir içi yapılanması,Yurtdışı yapılanması ve siyasi ayağı aktif olarak eylemlerine devam etmekte .Doğu ve güneydoğu bölgesinde özellikle genç neslin örgütsel faaliyetler içerisinde bulunuyor olmaları tehlikenin boyutunu gösteriyor aslında.

Continue Reading

Çok Okunanlar